02/01/2011 - NOEL DEVRESİ - 2. Pazar Günü – A

 

1.Okuma Sirak 24,1-4.8-12 Mezmur 147 2.Okuma Ef. 1,3-6.15-18 İncil Yh. 1,1-18

 

Rab’bin doğumunu kutlamaya devam ediyoruz. Okumalar tamamıyla anlamayı beceremediğimiz bu gizem üzerinde konuşmaya devam etmektedirler. Ancak bu gizemi, Allah’ın sevgisinin hikmetini övmek ve kutsamak için kutlamaya devam etmek istiyoruz. Sirak Kitabının metni işte bundan konuşmaktadır. Allah bilgeliğe şöyle diyor: “Yakub oğulları arasına yerleş. Senin miras payın İsrail’de olacaktır, görkemli bir halk arasında büyüyerek kök saldın”. Kelam, yani Yüce Allah’ın Sözü, İsrail halkı arasında beden alıyor. Allah tarihimizde yaşıyor; O, insanlar tarafından keşfedilen ya da icat edilen dinlerin dediğine göre değildir, yani O, bir düşünce değildir, gerçektir. Aziz Yuhanna, İncil’ine başlarken, işte Allah’ın tarihimize bu gelişine değinmektedir. Başlangıçta var olan Kelam, yani her şeyin temeli olan Kelam, Allah idi. Dilimizin sözleri İncil yazarının bize anlatmak istediği tüm şeyleri anlatamamaktadır. “Kelam“ sözcüğü ile o, Sözden, daha da doğrusu Allah’ın insanlara bildirmek istediği Sözün mahiyetinden bahsetmektedir; Allah’ın niyeti şudur: İnsanları yaşamına, yani sevgisine, ortak yapmak. Allah bize sadece konuşmak değil, O, sözü ile, yaşamını, yani sevme kabiliyetini de bize iletmek ister. Ayrıca, her ne zaman “idi” sözcüğü kullanılsa da, geçmiş bir olay anlatılmak istenmez, şimdi ve gelecekteki bir olay anlatılmaktadır: Biz bunu şöyle tercüme edebiliriz: Vardı ve olmaya devam etmektedir. O, Allah’ın yanında idi ve O’nun yanında olmaya devam etmektedir. O, ışık ve yaşamdı, şimdi de ışık ve yaşamdır ve öyle olmaya devam edecektir. O aramızda yaşamaya geldi ve yanımızda kalmaktadır ve daima kalacaktır.

İncil yazarının, İncilinin bu ilk satırlarında bize özetlemek istediği gizemin gerçeği Vaftizci Yahya adındaki bir adam tarafından belirtilmektedir. Yahya, “ışıktan” önce geldi, o ışık ki karanlıklarda parlar ve tüm insanların bakışlarını ve dikkatini çeker. İnsanlar, ışığı kabul ederek, “Allah’ın evlatları” olurlar; karanlıklarda olan yaşamlarını değiştirerek ışık olurlar ve birçok kişi bundan faydalanabilmektedir.

İncil Yazarı Yuhanna, Matta ve Luka’dan değişik olarak, İsa’yı bebek olarak tanıtmamaktadır. Nitekim biz bugün bir bebekle değil, ölmüş ve dirilmiş Olan’la irtibat kurup beraber yaşıyoruz. Bizim, bebeği sevmemizin sebebi, O’nun dirilmiş olarak yanımızda olmasıdır. Bizi duygusal kılan ve her çeşit iyiliğe açan Noel bayramı, Epifanya ile sona ermemektedir, tüm yıl devam etmektedir: İsa, Meryem’in Oğlu, daima bizimle beraberdir. Bunu bize aziz Pavlus da hatırlatmaktadır, aziz Pavlus Hıristiyanların Mesih İsa’ya iman etmelerinden mutludur. Bu iman sayesinde aralarında ve Rab İsa’yla da birlik içersindedirler: bu şekilde yaşamları hiçbir zaman karanlık olmayacak, ümitlerini kaybetmeyecekler ve, yaşamının anlamını bilmeyenler gibi, üzüntü içinde olmayacaklardır.

Rab’be Beden Alma Gizemi için teşekkür edelim: Allah bizimle beraber, bizden biri, daima bizim içindir. Ona şükredelim, çünkü bizleri bilginler arasında hikmetli kılan İlahi Hikmet O’dur. O bizi, etrafımızdaki karmaşa içersinde, huzurlu kılıyor, bunalım ve acı içersindeki kalabalıkta mutlu kılıyor. Şükredelim ve niçin mutlu olduğumuzu, niçin şikayet etmediğimizin, niçin büyüklerden etkilenmediğimizin sebebini soranlara cevap vermeye hazır olalım. Onlara İsa’nın “bizimle beraber olan Allah” olduğunu söyleyeceğiz ve O’nun yaşamının eski bir anı olmadığını, tersine aktüel bir gerçek olduğunu ekleyeceğiz: korkmadan geleceğe bakmak için O’na güvenebiliriz!