09/01/2011 - MESİH İSA’NIN
VAFTİZİ – A -
1.Okuma Yeş. 42,1-4.6-7
Mezmur 28 2.Okuma Hav. İşl.10,34-38 İncil Mt. 3,13-17
İsa’nın Vaftizi, Allah’ın kendisini göstermesinin gizemine
aittir: Baba, Oğlu gösterir ve Kutsal Ruh’la mesheder, öyle ki, Oğul,
halka ve insanlığa verdiği tüm sözleri gerçekleştirsin.
Kendisini vaftiz etmek istemeyen vaftizci Yahya’ya, İsa’nın
verdiği cevap, Baba’nın isteğini gerçekleştirmek için
kendisini sunmaya kararlı olduğunu gösterir. İsa, Baba’nın
isteğini Kutsal Yazılardan biliyordu. Bunlar Mesih’in, sadece
geleceğini değil de, acı çekeceğini ve yüceltileceğini
de önceden bildirdiler. İsa, Mesih’in sade bir şekilde
yaşayacağını, bunun için de O’nun yeryüzündeki büyüklerle yarışmayacağını
biliyordu. Bunu peygamber Yeşaya’nın yazılarından, biraz
önce okuduk: “Bağırmayacak,
sesini yükseltmeyecek…”. O, kendini zorla kabul ettirmek istemiyor,
şiddet kullanmıyor, hükmetmiyor. Gerçekten de İsa,
günahkarların pişman olmak için girdiği sulara girerken,
bizlere, üzerine günahın yükünü alarak günahla savaşmak
istediğini anlatmaktadır. Bu şekilde günahkarların yükünü
azaltıyor ve bize ümit veriyor. Bu şekilde O, “adaleti kuruyor”, yani
tüm insanları doğru, Allah’ın hoşuna giden olarak kılıyor.
İsa’nın bu eylemi sevgisinin nereye kadar ulaşabileceğini
göstermektedir: Bu, gerçek bir sevgidir, saf hediye ve dolu bir sevgidir.
İsa insanlardan bir karşılık beklemeden sevmektedir, hatta
teşekkürü bile. Günahkarlardan minnettarsızlık ve retten
başka ne beklenebilir ki? İsa da, bunu bulacak! Ama yine de O,
herkesin, yeni bir yaşama başlayabilmek için, içine
günahlarını bıraktığı suya,
kararlılıkla giriyor. Ürdün nehrinden geçmek İbraniler için
büyük bir anlam taşıyordu: Nihayet, çölden Allah’ın atalara söz
verdiği vaat edilmiş topraklara, halk oradan girmişti. Bu
geçiş Musa’nın yerine geçen Yeşua’nın önderliğinde
gerçekleşmişti; Yeşua adı da İsa’nın adıyla
aynı anlamı taşıyordu. Çölde mırıldanmaya devam
ederek sadakatsizliğini göstermiş olan halk, Ürdün nehrini geçerken,
Allah’ın sadakatinin kati kanıtına sahipti. Şimdi
günahkarlar da, İsa’nın rehberliğini kabul ederek, ayağa
kalkabilirler ve büyük bir güvenle Baba’nın merhametine güvenebilirler.
Baba’dan, onlarla birlikte suya giren o adamın, Oğlu olduğunu duyuyorlar,
O hepimizin yanına Allah’ın sevgisinin tamlığını
getirmektedir. O, peygamberin konuşurken hakkında şunları
dediği kişidir: “İşte
seçtiğim benim kulum, onu destekledim. İşte sevdiğim benim
kulum! Milletlere adaleti versin diye ona ruhumu verdim. Seni halkıma
sevgimin simgesi ve milletlere ışık olman için seçtim. Körlerin
gözlerini açacaksın…”. İsa sudan çıkarken yukarıdan
gelen ses, üzerine görülür şekilde gelen güvercin ile birçok
peygamberliği çağrıştırır. Bu sebepten aziz
Petrus, putperestlere ilk yaptığı vaazlarda, “Allah'ın Nasıralı İsa'yı
nasıl Kutsal Ruh'la ve kudretle meshettiğini biliyorsunuz” diyerek, İsa’nın Ürdün
Nehrinde yaşadığı bu olayı hatırladı. İsa’nın kudreti ne dir? “Şeytanın gücü altında
olanları” iyileştirmek, yani tüm günahkarları kurtarmak.
Biz bugün İsa ile
bağımızı yenileyelim, bu şekilde halen ve her zaman
karşılık beklemeyen sevgisinin gücünün himayesinde
kalacağız. Biz O’nun adına vaftiz edildik ve böylece bizi
mahvetmek isteyen Şeytandan kurtulduk. Bu düşman bizlerden sevme
kabiliyetini ve sevilme sevincini yok etmek istiyordu. Allah’ın Oğlu,
Rab ile birliğimizi yenileyelim ki O, düşmanımızın
saldırı ve ayartmalarını her gün yenebilsin.
Allah’ın Oğlu, Kutsal Ruh’la dolu Rabbimiz Mesih İsa, bizi,
düşünemeyeceğimiz kadar büyük bir sevgi ile sevdin: Sen
günahımızın yükünü üzerinde taşıdın. Biz sana
tapıyoruz, seni seviyoruz, sana teşekkür ediyoruz ve senden şunu
diliyoruz: Bize merhamet eyle. Gözlerimizi aç ve tüm dünyayı senin
ışığında, Baba’nın sevgisinin
ışığında, görmemizi sağla. Kutsal
yaşamını katılmamızı sağla, böylece
sabırla, bizler de, senle birlikte kardeşlerimizin yükünü
taşıyabilelim.