15/05/2011 - PASKALYA DEVRESİ - 4. PAZAR GÜNÜ - A
1.Okuma
Hav. İşl. 2,14.36-41 Mezmur 22 2.Okuma 1Pt. 2,20-25 İncil Yh. 10,1-10
Petrus,
Havarilerin üzerine Kutsal Ruh indiği zaman işitilmiş gürültü
yüzünden toplanan kalabalığa şöyle dedi: “Allah, sizin
çarmıha gerdiğiniz bu İsa'nın hem Rab, hem Mesih
olmasını istemiştir”. Petrus’un “Sizin çarmıha
gerdiğiniz” demesi, Yeruşalim halkını çok
sarsmıştı. Gerçekten de aralarından çok kişi, Golgota
tepesinden ayrılırken, pişmanlık duyduklarının belirtisi
olarak göğüslerini vurarak oradan uzaklaşmışlardı. Geç
de olsa, İsa’yı öldürmenin haksızlıktan öte, bir delilik
olduğunu anlamışlardı. Şimdi Petrus cesaretle
günahlarını ilan ediyor.
Onlar da ona,
alçakgönüllülükle şunu soruyorlar: “Kardeşler, ne
yapmalıyız?”. O zaman Petrus kararlılıkla, cevap verir:
“Tövbe edin, her biriniz günahlarının
bağışlanması için Mesih İsa'nın adıyla
vaftiz olsun”. İşte, İsa’yı haça gerenlerin
yapmaları gereken yol bu idi. Şimdi biz de,
Rab’bin ele verilmesine ve mahkum olmasına bizim de payımız
olduğunu kabullenelim: Her günkü günahımız, egoizmimiz, Allah’a
itaatsizliğimiz, acaba başkahinlerin
kıskançlığına ve Pilatus’un kararına destek olmuyor
mu? Kardeşlerim, ne yapmalıyız?
Tövbe edip vaftiz olacağız. Biz
vaftizi aldık bile, ama tövbemiz tamamlanmadı. İçimizde halen
günah var, daha doğrusu, günahın kökü
halen içimizdedir. Bizler de her gün “putperestliğimiz”, gururumuz,
kendimizi sevmemizle ve insanların övgüsünü kazanma isteğimizle, onu
besliyoruz! Bu davranışlarımız yüzünden vaftizli gibi
yaşamıyoruz! Birçok şey gözümüzde Allah’tan değerlidir,
onlardan vazgeçmiyoruz ve böylece bizi ebedi yaşama götürmek için
Allah’ın Yolladığını izlemiyoruz. İsa, gerçekten
de koyunları, ebedi yaşama, huzura, dinlenmeye, güvene,
sığınağa, birliğe götüren çobandır. Çoban, koyunlarının önünde yürür,
onlara örnek vermek ve yolu göstermek için. Böylece O, tehlikeleri görür ve
bunlardan koyunlarını korur. O, gerçek yaşamı arayanlara
rehberlik etmek için önden gider. İsa, kendini tanıtmak için
başka bir örnek de kullanır: “Ben
koyunların kapısıyım”. Bu örnek, iyi çoban örneğini tamamlamaktadır.
Kapı, birlik içinde olmak ve korunmak
için, hırsız ve yıkıcının etkisi altında
olmamak için tek kolay, fakat özellikle de, güvenli geçittir. Kapıdan geçmek,
kurtulmak demektir. Kapıdan geçmek,
Kilise’ye vaftiz aracılığıyla girmektir: Başka
geçitler yoktur. “Her biriniz vaftiz
olsun”: Doğru ya ben vaftiz oldum, ama bu ne demektir? Vaftizli
yaşamım, İsa’yı daha
tanımayanınkinden ve O’na itaat etmeyeninkinden farklı mı?
Peder, Oğul ve Kutsal Ruh olan Allah’ın yaşamının
içinde miyim? Yani, Onların herkese, düşmanlara karşı bile
olan sevgileri benim de içimde yaşıyor mu?
Vaftizli olmak, geçici ve sık
sık zararlı dünyanın tekliflerine kapalı olmaktır,
sadece maddi ilgiler karşısında ölü gibi olmaktır, beni
fakirlerin ve acı çekenlerin acılarından ayrı tutan
eğlenceler karşısında ölü gibi olmaktır. Vaftizli
olmak, farklı bir şekilde yaşamaktır, “Mesih’in bulunduğu, yukarıdaki şeylere” bakmak ve
aramaktır. Bunu, acı çekmemiz gerekse de, yapalım!
İşte, bugün bunu aziz Pavlus söylemektedir.
Vaftizli olmak kendi
yaşamını Allah’ın bir çağrısı olarak görmek
ve bizi çağırana cevap olarak yaşamaktır. İsa beni
çağırıyor: Ona ait olmamı istiyor, Onunla işbirliği
yapmamı istiyor, Onun arzuları, istekleri, günahtan kurtulmaya
ihtiyacı olan tüm insanlara sevgisi benim de arzularım, isteklerim
olmalı. O bizi yaşamımızı vermeye
çağırıyor. Hangi şekilde bu sunuşu gerçekleştirmeye
bizi çağırıyor? Belki bir aile kurarak olabilir: Kendimiz için
değil, O’nun için
yaşadığımız bir aile, eşlerin sevgisinin
temelinin Allah olduğu bir aile, imana dayanan bir aile, Kutsal
Üçlü-Birlik’in itaatkar ve sadık sevgisinden örnek alan bir aile.
Ayrıca Allah, bazılarını, hatta birçoklarını,
Kilise’ye hizmet etmekte yaşamlarını vermeye
çağırmaktadır, onları kendi misyonu için ve dünyada kendi
tanıkları olmaları için çağırıyor. Bugün
özellikle bu çağrılanlar için dua edelim. Evet diyecek kadar cömert
olsunlar ve bunu sevinçle yapsınlar, çağrılarını da tamamlayabilsinler.
Bu duayı her gün yapmalıyız, çünkü Kilisenin, gerçekten iyi
çobanlara ve yaşamını tamamıyla İsa’ya
adayanların tanıklığına ihtiyacı vardır.