05/06/2011 – MESİH İSA’NIN GÖĞE YÜKSELİŞİ – A
1.Okuma
Hav. İşl.
1,1-11 Mezmur
46
2.Okuma Ef. 1,17-23
İncil Mt. 28,16-20
Göğe çıkmak ilahi bir boyuta
girmeyi göstermektedir. Gerçekten de her insan Allah’ı
düşündüğünde bakışlarını yukarı, göğe
çevirir. İsa göğe çıkıyorsa, O da “Allah olmaya” giriyor.
Biz Allah’ın, sevgi Allah’ı olduğunu biliyoruz. Bu yüzden
İsa’nın Allah oluşunu güçlü veya kudretli bir yere haksızca
girmesi ve nerdeyse Allah’ı kıskandıracağı gibi
görmüyoruz, tam tersine! Allah olmak güç sahibi ve gururla her şeyin ve
herkesin üzerinde olmak değildir, aksine kendini sunmaya devam eden bir
sevgi içinde kendini sunmaktır. İsa, herkesi kendine
yaklaştırmak için Allah’ın insanlara bağışladığı
sevgidir. Şimdi, O, daha önce çıktığı Baba’nın
yüreğine geri dönüyor. Giderken de şakirtlerine Ruhunu
göndereceğine söz veriyor. Bu Ruh Kilisede daima yanlarında
olacaktır.
İsa, Allah’tır! Bu bizim için ne
anlama gelir? Aziz Pavlus’un dediği gibi, bize yönlendirdiği Sözün
otoritesi tartışılmaz: “Allah,
bu olağanüstü kudreti, Mesih'i ölüler arasından dirilterek ve
göklerde kendi sağında oturtarak göstermiştir. Allah, Mesih'i
her yetkinin, kudretin, hükümranlığın ve egemenliğin,
yalnız bu dünyada değil, gelecek dünyada da anılacak tüm
adların çok üstüne yükseltti. Her şeyi onun ay akları
altına serdi ve onu her şeyin üzerinde yüceltip, Kilise
topluluğuna baş olarak verdi. Kilise topluluğu, O'nun bedenidir,
her yönden her şeye hükmeden Mesih'in bütünlüğüdür”.
Baba Allah’ın kendisi, Oğlunu, “göklerde kendi sağında
oturtmuştur”: Biz O’nun öğretilerini Baba’nın bize
bağışladığı sevgi tamlığı olarak
hatırlamalıyız ve onlara, yaşadığımız
en büyük sevgi olarak, itaat etmeliyiz. Davranışlarımızı
ve eylemlerimizi yargılamak için O’nun Sözü, en önemli kriterdir ve öyle
olmalıdır. Bu Sözünü de yaşayabilmemiz için O bize kendi Ruhunu,
tanrısallığın yaşam soluğu olan Ruhunu,
vermektedir. Kutsal Ruh olmadan sevgiyi hiç yaşayamayız, çünkü daima
egoizmden etkileniriz. İsa, Ruhunu Havarilerine vereceğine söz verdi
ve Pentekost günü onlara gönderdi. Aynı söz bizim için de geçerlidir.
İsa bize de Ruhu veriyor: gerçekten de bunu kanıtı bizde var,
biz de evrenin Allah’ını “Baba” diye çağırıyoruz ve
biz de O’nun gibi yaşamımızı karşılık
beklemeyen cömert sevgi eylemleri aracılığıyla sunuyoruz.
Biz de, Baba’nın bize yaptığı gibi, İsa’yı
insanlara, yaşamlarını değiştirecek en büyük
armağan olarak, sunuyoruz. İsa da tüm ulusları eğitmek ve
O’nun şakirtleri olarak yetiştirmek için, Havarileri gönderdi.
Onları imanda halen çok güçlü olmamalarına rağmen gönderdi: O
kendisi onlara destek olacaktı.
Havarilerin dünyaya
dağıtacakları sevgi insanların, Baba, Oğul ve Kutsal
Ruh’un sevgisine dalmalarına yardımcı olmaktır. Bu da
vaftizdir. Bu insani kapasitelere imkânsız gibi gözüken büyük bir misyondu,
çünkü birini Allah’ın yaşamına yaklaştırmak için
yüreğine dokunmak gerekmektedir. Bu sebepten Havariler yalnız
olmayacaklardır: İsa onlarla her gün kalmaya söz verdi.
İsa, hep Havarilerin yanında
kalacaktır, onlara rehberlik edecek, teselli edecek ve güçlendirecektir.
Havariler O’nu görmeyeceklerdir, ama etkilerini göreceklerinden
yakınlığından emin olacaklardır. Her şeyden önce
içlerinde lütfünü, sevincini, hikmetini hissedeceklerdir; sonra da Sözüne
inanan birini gördüklerinde, o yürekte İsa’nın çalıştığına
emin olacaklardır.
İsa göklerden bana ve sana
bakıyor. Göklerden de Kutsal Ruh’un gücünü gönderiyor ki
tanıkları olabilelim. Armağanını alçakgönüllülükle
bekleyelim, değiştirilmemizi arzulayalım ve birilerinin
İsa’nın hayatına girmesine ve kurtulmasına yardım
edebilmemiz için O’nun tarafından “kullanılmayı” da isteyelim.
Tüm Kilise için Pentekost’un yenilenmesini bekleyelim. Bunu, dua ederek
bekleyelim: Kutsal Ruh’un gelmesini dileyelim; O da yeniden ve durmadan
dünyayı, ve ilk önce yüreğimizi ve düşüncelerimizi, yenilemeye
gelebilsin!