01/11/2011 TÜM AZİZLERİN BAYRAMI
1. Okuma Vahiy 7,2-4.9-14 Mezmur 23 2. Okuma 1Yh 3,1-3 İncil Mt 5,1-12
Kutsal
vatanımıza doğru yürümekteyiz!
Sıkıntılarımızda bize güç ve ümit veren durumumuz
budur! İsa Son Paskalya Yemeğinde kendisiyle beraber oturan öğrencilerine,
"Size yer hazırlamaya gidiyorum" diye söz vermişti!
İsa'nın boşuna konuşmadığından, bizi
aldatmaya veya yersiz umutlar vermeye çalışmadığından
da eminiz! O'nunla beraber olup hükmedebilmemiz için, vaat edilmiş ve hazırlamış
ziyafeti tadabilmemiz için, gerçekten bizim için bir yer
hazırlamaktadır! İsa'nın anlattığı
benzetmelerdeki ve Peygamberlerin sözlerindeki imajlar, sadece sembollerdir;
bize, son derece daha güzel olan gerçeği, anlatan birer gölge gibidirler.
İsa'nın
"Dağdaki Vaaz"'ından geçen iki bin yıl boyunca, birçok
kişi kutsal vatana gitti ve Rab İsa'ya kavuştu. Bunlardan
biri, İsa ile haça gerilen ve Ona: "Egemenliğine
girdiğinde beni hatırla" diye yalvaran iyi hayduttur!
Rabbe
kavuşan bu kardeşlerimiz, Allah'ın sadakatini tatmaktadırlar.
Nitekim İsa "Baba, bana hizmet edeni
onurlandıracaktır" demişti. Bugün biz de İsa'ya
hizmet edenlerini onurlandırarak, Peder'in eserine katılıyoruz.
Onların hepsi günahkardı, ama hepsi pişman olup, Kuzu'nun
kanı ile yıkandılar!
Azizlerin Bayramında
okunan metinler çok güzeldir: İsa'nın bize, "Ne mutlu...Ne
mutlu..." diye başlayarak söylediği sözleri bizi ümit ve
sevinçle doldurur. Bu dünyanın gereksiz boş şeyleri ile bizi
aldatmaya çalışan binlerce denenme ve ayartmada, bize yol gösteren
ışık olur.
Havari
Yuhanna'nın neşesi, bize Peder'in yüzünü gösterir: iyi, arkadaş
ve parlayan bir yüz, ışığıyla yüzümüzü
aydınlatan, tam olarak O'nun nurunu görebileceğimiz günü bizi
arzulandıran bir yüz.
Vahiy Kitabı
ise, Allah'a ve Kuzu'ya övgüler söyleyeceğimiz Kutsal Şehri
tanıyabilmemiz için, bize açıklamalar vermeye çalışır.
Bugünkü liturji
bekleyiş, ışık ve sevinçle doludur. Uzaktaki hedefe
doğru bakmak için dağın tepesinde verilen bir mola gibidir;
ebediyet mutluluğunu önceden tatmaktır!
Ölen, gerçekten yok
olmuyor. İsa'nın sevgisinde ölen kişi, Allah tarafından ölü
olarak görülmüyor; hatta Allah onu severek ve onurlandırarak, onu sonsuza
dek kendi yanına alıyor! Allahın oğulları olan bizler
de, Allahtan öğreniyoruz. Göklerin Hükümdarlığının
mutluluğunu ve barışını, sadece kendimiz için
beklemiyoruz. Aynı zamanda bizim sevdiğimiz Rabbi seven ve
aramızdan ayrılmış olan kardeşlerimizin,
mutluluğuna da seviniyoruz!
Bugün Kilise
olmaktan sevinelim! Rabbi dinleyen, O'na tapınan ve şimdiden
cennettin coşkusuyla coşan kardeşlerimizin olduğu bir
cemaatte olmaktan sevinelim! Biz daha yoldayız, ama "her
milletten, her aşiretten, her halktan ve dilden oluşan büyük
kalabalık" ile birlikteyiz; "büyük sınavdan" geçen,
"elbiselerini Kuzu'nun kanında" yıkayan, "beyaz
elbiseler giyinmiş" olan aziz kardeşlerimizle beraber
yürümekteyiz!
Bugünkü
sevinçten, İsa'nın bize "Dağdaki Vaazda verdiği
sözlerine göre kararlıkla yaşamak için güç alıyoruz: "Ne
mutlu yüreği zenginliğe bağlı olmayanlara!... Ne mutlu
merhametli olanlara!... Ne mutlu yüreği temiz olanlara!... Ne
mutlu...".
Peder,
Pederimiz olmak istediğin için Sana şükrediyoruz!
İsa, Sen
Peder'e götüren yolsun: Sana şükrediyoruz!
Kutsal Ruh, bizim kurtulmuş, sevilmiş, kutsanmış olduğumuzdan tek bir yürekle sevinebilmemiz için, bizi arındırıp, birleştiriyorsun: Sana şükrediyoruz!