06/11/2011 – OLAĞAN DEVRE - 32. Pazar Günü – A
1.Okuma Bilg.6,12-16 Mezmur 62 2.Okuma 1Sel. 4,13-18 İncil Mt. 25,1-13
Rabbi aramak, Onun için hazır olmak,
Göklerin Hükümdarlığı için yatırım yapmak: Bugünkü
okumaların teklif ettikleri konular, bunlardır. Mezmur çok derin bir
arzumuzu bildiriyor: “Ey Allah, benim
Allah'ım, Tan vakti seni ararım. Ruhum sana susamış,
bedenim de seni özler, kurak, bitkin, susuz bir toprak gibi”. Bilgelik
Kitabından olan birinci okuma da bu arzuya cevap vermektedir.
Allah’ın kendisi bizi aramaya çıkar! O’nu düşünürken “bilgelik”
olarak isimlendirilir, çünkü yaşamımızdaki Rab’bin mevcudiyeti
bu meyveyi verir. Bu bilgelik, “arayanlar,
tarafından bulunur”, çok değerlidir, çünkü tüm yüreğinle onu
arayıp bulanların yaşamını zenginleştirir.
İsa’nın anlattığı
benzetmede Allah ile karşılaşmak isteyen insanlar, damadı
bekleyen ve Onunla düğüne girmek isteyen bakirelere benzetilirler. Onlar
gelinle karşılaşacağı yürüyüşte damada eşlik
ederler. Hepsi kutlamaya katılmak ister, ancak her biri aynı
şekilde değil. Aralarından bazıları
hazırlanıyor, başka hiçbir şeyle ilgilenmiyorlar, yapacak
bundan daha önemli bir şeyleri yoktur. Başkaları ise
yüzeysellikle zamanlarını dolayısıyla yüreklerini de
doldurmuşlardır ve bu yüzeysellik, onları damat ile
karşılaşmalarını düşünmekten
alıkoymuştur. Damat vardığı zaman hazır
değiller ve hazırlanmak için artık ne zamanları ne de
imkanları vardır. Damat ile karşılaşma ve ilk
okumadaki bilgelik arayışı, yaşamımıza ciddi
olarak düşünmemize yardım etmek ister. Yaşamımız
değerlidir, büyük bir armağandır, çünkü ebediyete
yönlendirilmiştir: Bu sebepten onu ciddiyetle yaşamalıyız.
Aziz Pavlus ise bu günkü
yazısında, bizleri Baba Allah’ın ve kendi sevincine kabul etmek
için ölen ve dirilen İsa’dan bahsetmektedir. Buradaki
yaşamımız, hakkında hiçbir şey bilmediğimiz
başka bir yaşama hazırlıktır, ama bu yaşamın
aynen İsa’nın diriliş ile kazandığı tam ve
şanlı yaşam gibi olduğunu biliyoruz. O, kendisi, bizi
karşılamak için gelecektir. O bizleri kutlamaya dahil edecektir. Biz
bu karşılaşmayı arzulamaktan başka bir şey
yapamayız. Devamlı olarak onu göz önümüzde tutalım. O zaman tüm
eylemlerimiz bu arzudan güç ve ışık alacaktır.
Yaşamımız boş olmayacaktır,
yaptıklarımız için ve yaşadığımız
tecrübeler için başka anlamlar aramayacağız, çünkü her şey
o nihai karşılaşma için olacaktır.
Etrafımızda birçok kişi
niçin yorulduğunu, niçin çalıştıklarını, niçin
hareket ettiklerini bilmiyorlar. Yaşanılan hakkındaki bu anlam
eksikliği dağılma, memnuniyetsizlik, hayal kırıklığı,
boşluk ve yalnızlık yaratmaktadır. Biz, bilgeliği
aramakta ve Damat ile karşılamayı arzu etmekte karalı
olmamız ile, kardeşlerimize yardımcı oluyoruz. Bizim emin
oluşumuz ve teselli olmamız herkesin daha ileriye bakması ve
bakışlarını geçici şeylerden öteye çevirmeleri için
yardımcı olacaktır.
Ancak bizler de hazır ve uyanık
kalmalıyız, gelecek Olanı özlem ile beklemeliyiz. Geleceği
garantidir, bizimle karşılaşmak için O’nun seçtiği
zamanı ve yeri bilmesek de! O’nun gelişi bizi korkutmamalı,
çünkü O bize sevgisinin tamlığını vermek ve ebedi kutlamaya
kabul etmek için gelmektedir. Biz O’nu sevgi ve sevinçle beklemekteyiz: Bu,
bizi uyanık ve hazırlıklı tutan tek yoldur.