22/06/2003 - EFKARİSTİYA BAYRAMI - B YILI
Birinci okuma Çıkış 24,3-8 Mezmur 116 İkinci okuma İbraniler 9,11-15 İncil Mk. 14, 12-16.22-26
Her pazar günü, hatta her gün, Mesih'in Bedeniyle beslenebiliriz! Her pazar günü cemaatlerimiz gökten gelen Ekmekle beslenmek için toplanır! Her pazar günü, Hıristiyan katolik her birimiz, Son Akşam Yemeği sırasında İsa'nın söylediği sözlerinin tekrarlandığı bölünmüş Ekmeği almak için, yüreği ve ağzını açmaya davet edilmektedir.
Bu Sır imanımızın en üstün derecedeki sırrıdır; bizi, sevebilmemiz için güçlü, Allah'ın Oğlunun ikinci gelişini arzu edip beklemekte sevinçli kılar.
Bu Gizem arzularımızın merkezinde, projelerimizin başlangıcında, koşullarımızın sonundadır!
Maalesef, dünya daha iyiye gitsin diye, birçok şeyleri "yapmak"la meşgul olduğumuzdan dolayı, elimizdeki en büyük "zenginlik" olan bu Sırrı unutup, bizim ve başkaların yoksulluğuna gereken gerçek besini ve en uygun ilacı önemsemiyoruz! İşte bu nedenle, gerçekten gerekli olanı yapmamıza adanmış bir gün! Hayatımızı, sevdiğimiz fakirlerin, acı çekenlerin hayatını destekleyene dikkat etmeye adanmış bir gün!
Bugün İsa'nın bize, O'nunla birlikte yaşamamıza ve birbirimizle olan birliğin temellerini keşfetmemize yardım etmek için, verdiği Armağanı derin derin düşünelim.
Birinci okuma bizi çöle, Allah'ın halkının en önemli anlarından birine, yani insanlarla olan, Allah'ın Antlaşmasının sözleşmesinin düzenlendiği ana götürmektedir. O Antlaşma taş sunağın ve halkın üzerine serptiği hayvanların kanıyla imzalandı. O olay, bu günkü İncil'in metnini anlamamıza yardımcı oluyor. İsa, Son Akşam Yemeği sırasında kupayı alırken, şakirtlerine: "Bu benim kanımdır, birçokları için dökülen Ahit kanıdır" dedi. İsa'nın, haçta döktüğü kan, Yeni Ahit kanıdır. Yeni Ahit, hayvanın kanıyla değil, İsa'nın kanıyla imzalanmış bir Antlaşmadır; bu yüzden Eski Ahit'in değerinden kat kat daha büyüktür!
İbranilerin Mektubunun yazarı bu konu üzerinde, İsa'nın Kurbanını değerlendirmemize yardım etmek için, durmaktadır. İsa o akşam, Fısıh Yemeğindeki ekmeği ve şarabını alıp, onlara kendi sözü ve hareketi ile yeni bir anlamı kazandırdı: "Bu benim bedenimdir, bu benim kanımdır". Bugün biz, O'nun Bedenini yemekten, Kanını içmekten emin olmakla, hala İsa'nın ellerinden bu armağanları kabul etmekteyiz; bu yüzden Peder ve İsa'yla birlikte olmaktan ve İsa aracılığıyla birbirimizle yeni bir bağ kurmaktan da eminiz.
Kutsal Ruh'un yardımıyla, Efkaristiya armağanının güzelliği ve büyüklüğünü, Allah'ın Oğluyla somut bir biçimde birleşmiş olduğumuzdan dolayı, gerçekten ve devamlı kutsallaştırıldığımızı anlayabiliriz. Aynı zamanda da , Barıştırma Gizemi aracılığıyla, bize verilen, Rabbin affını da kabul edelim: o zaman Mesih'in Bedeni ve Kanını saygısızca almayacağız. İsa'yla birleşmek ve O'na itaat etmek istediğimiz için, o Ekmeği, Mesih'in Bedeni olarak, almaktayız. Ve eğer İsa'yla birleşirsek, sonra, öğretişlerine karşı yaşamakla ve sevgisinin Gizemlerini küçümsemekle, O'nu yalancı durumuna düşürmemeliyiz!
Papa Yuhanna Pavlos II, "Eklesya de Efkaristiya" adlı son mektubunda, buna dikkat çekiyor, böyle davranmamamıza davet ediyor. Ayrıca ağır günahlar için, af dilemeyenin, açıkça ve devamlı ahlak kurallarına karşı yaşayanın, Efkaristiya ile beslenmesinin mümkün olmadığını hatırlamaktadır. Fakat her şeyden çok, Papa, Peder ve İsa'nın sevgisinin bu Gizemini değerlendirip, sevmemiz için, Efkaristiya Gizeminin, Kutsal Ayin töreninin, Ayin bittikten sonra da Kutsal Ekmek ve Şarapta İsa'nın hazır bulunmasının derin ve çeşitli anlamlarını kavramamıza çalışıyor.
Efkaristiya Gizemi Kilise'nin "ellerinde" olan en güzel, en anlamlı ve en somut Gizemdir! Bu Gizemde, İsa'nın Kurbanını, Kilise tarafından, sürekli temsil edilir ve Peder'e sunulmaktadır. Kilise de bu Gizemden doğar ve bu Gizemle yaşar. Bunun için Efkaristiya Gizemine bugün özel bir şekilde tapınalım.
Mesih İsa, Bedenin ve Kanın için, Sana tapınıyoruz: Onlardan hayat, sevinç ve manevi gücü alıyoruz! Şükürler olsun, Sana!