30/03/03 - PASKALYA'YA HAZIRLIK DEVRESİ - 4. PAZAR - B
Birinci okuma 2.Tarihler 36,14-23 Mezmur 137
İkinci okuma
Efes. 2,4-10 İncil Yh. 3,14-21
Birinci okuma, İsrail Halkının yaşadıkları üzücü olaylardan en kötü olanını anlatmaktadır: Kutsal Şehir Yeruşalem'in yıkılması, halkın köleliği ve Babil'e sürgüne yollanması. Neden bu şeyler oldu? Peygamberler bunu önceden bildirmişlerdi, fakat onları küçümseyip, onlarla alay etmişlerdi. Peygamberler, öteki milletlerin putperest ve büyülü geleneklerine uyan halkı, "durmadan ve usanmadan", uyarmaya çalışmışlardı.
Bu sayfada, çağdaş dünyamızın tarihini okuyabiliriz. Aile içindeki ayrılmalar, nesiller arasındaki anlaşmazlıklar, büyücülere ve putperest dinlere başvurmak, uyuşturucu maddeleri ve benzerleri kullanmak, kolayca kürtaj yapmak, cinsel sapıklıkları aramak, İsa'yı unutarak yaşamak,... bütün bunlar ağır günah değiller mi, sonuç olarak, korkunç bir "ceza"nın nedeni olmayacaklar mı?
Ancak, Allah'ın "ceza"ları, asla, iptal edilemez cezalar, değillerdir! Eğer Allah cezalandırırsa, tövbeye çağırma amacıyla, O'nun şefkatle sevdiği ve eşlik ettiği halkının sadakatini, yeniden canlandırmak için, cezalandırır. Allah'ın gözünde, kendi halkı, çok değerlidir: onu cezalandırırsa, onun, felakete götüren bir yola koyulduğunu fark edip, hayata götüren yola dönmesi için, cezalandırır. İşte yetmiş yıl sonra, Allah, Pers kralı Sirus aracılığıyla, sürgüne yollananları serbest bıraktırır, yıkılmış Mabedi yeniden kurmaları için, kendi ülkesine onları döndürür!
Günah ve merhamet, ceza ve kurtuluş, İsa'nın Nikodemus'la konuşmasının konusudur. İsa, Çıkış Kitabında anlatılmış bir olayı hatırlıyor; bu olay, Nikodemus'un, kendi hayatı ile ilgili Allah'ın projelerini anlamasına yardımcı oluyor. Çöldeki yolculuk sırasında, İsrail Halkı, Allah'a karşı yönelttiği mırıldanmaların ve isyanların cezası olarak, zehirli yılanlar tarafından ısırıldı. Musa, halkı onlardan kurtarmak için dua ettiğinde, Allah onu, bir bakır yılanı yukarı kaldırmaya davet etti: o yılana imanla bakan herkes, ısırılmasına rağmen, ölmüyordu.
Aslında dünya, insanları günaha, Allah'tan uzak kalmaya, kötülüklerini saklamak için karanlıkta yaşamaya teşvik eden Yılan tarafından sürekli ısırılmaktadır. Buna karşı Allah'ın dünyaya olan sevgisi vardır! Yukarda bir kurtuluş kaynağı hala vardır! İnsanoğlu, Allah'ın biricik Oğlu, "O'na iman eden herkes ebedi hayata kavuşsun" diye, yukarı kaldırılacaktır! Allah, aksi halde mahkûm kalacak insanın, kurtuluşunu ister. Yukarı kaldırılmış İsa'ya inanmak: işte, kurtuluş budur!
Bir yandan Allah'ın teklifini kabul etmek ve yaşamak kolaydır; öte yandan ise, Allah'ın kurtuluşunu kabul etmek isteyenlere, karşı koyanlar, vardır. Bu yüzden herkes, başkalarının etkisinden özgür olarak, Peder'in bakışı altında ve Haç önünde durarak, karar vermesi gerekmektedir. Katekümenler bu kararı vermeye hazırlanıyorlar, ve vaftizli olanlar bu kararı yeniliyorlar. Dünyadan destek bulmayacaklarını bilmektedirler, bunun için bu günlerde, Allah'ın sevgisinin, İsa'nın kurbanının ve imanlıların hepsine vaat edilmiş armağanın hatırasında, yaşamaya alışıyorlar.
Efeslilere yazarken, Aziz Pavlus, Peder'in merhametli sevgisini hatırlamamıza yardımcı olur. Peder, İsa sayesinde bizi kurtardı, ve kurtuluş, Oğluna iman ettiğimizde, bize ulaşıyor. Peki, İsa'ya inanmak ne demektir? İsa'nın Allah'ın Oğlu ve Kurtarıcı olduğunun haberini aklımızda tutmak mı? İnanmak, hayatımızı bu gerçeğe uydurmak demektir! İsa, Allah'ın Oğlu ise, o zaman O'nun sözlerine inanıyorum, değiştirmem pahasına bile, onlara benim kişisel, sosyal, aile ile ilgili durumumu uyduruyorum. İsa'nın tek kurtuluşum olduğuna inanıyorum: kurtuluşa, ne iyiliğim aracılığıyla, ne de kararlaştırdığım iyi işler sayesinde, ancak ve ancak İsa sayesinde kavuşabilirim. Aziz Pavlus bize, "Allah'ın önceden hazırlamış olduğu iyilik yolunda" yürümekle, yani İsa'ya sevinçle itaat etmekle, kurtuluşa kavuşabileceğimizi, hatırlatıyor. İnanmak, itaat etmek demektir! Bugünkü insanlar, içgüdüsel olarak, hemen itaati reddediyorlar, çünkü kullanılmaktan korkuyorlar. Ancak Allah'a inanmak, bizi seven, ve bizi sevmekten başka bir şeyi istemeyen O'na, itaat etmektir! O'na itaat etmek, özgürlüğümüzdür, bize faydalıdır! O halde, hiçbir şeyden utanmadan, ışıkta yaşayabileceğiz, çünkü, Allah'a itaat ederek yapılan işler, hakikattir ve herkese iyilik getirirler!