12/01/2003 – İsa’nın Vaftizi - Noel devresi -  B

İlk Okuma

Mezmur

İkinci Okuma

İncil

İşaya 55, 1-11

İşaya 12, 1-6

1 Yuh.Mek. 5, 1-9

Markos 1, 7-11

 

Halen Noel bayramı duyguları içersindeyiz. Allah’ın kendini, Oğlu İsa vasıtasıyla açıklamasını yaşadık. Bugün de Vaftizci Yahya ve yukarıdan duyulan Ses de bize O’nu tanıtmaktadır. Yahya bize ondan “en güçlü” diye bahsetmektedir.  O halde biz “gücünden” yararlanmak için koruması altına gireceğiz! Yahya onun çarıklarını bile çözmeye layık olmadığını söylüyor: yani O’nun kölesi bile olmaya layık değil! Bu açıklaması ile Yahya layık olmadığını ve O’nun yerine halkın “damadı” olmak istemediğini belirtiyor.

Daha önceleri birçok kez peygamberler İsrail halkına, “damat Allah’ın”, “gelini” ünvanını vermişlerdi. Böylece bu halkın ne büyük bir sevgi ile takip edildiği ve eşlik edildiğini gösteriyorlardı. Musevi bir geleneğe göre, bir kadın çocuk doğurmadan dul kalırsa, rahmetlinin en yakın akrabası dul ile evlenmelidir. Aksi halde, bu görevi üstlenen, görevinden feragat edenin  çarığını aleni bir şekilde çözmelidir.Yahya bu görevi yerine getirmeye layık olmadığını söylüyor, çünkü İsa’nın, “damat” görevini kimse üstlenemez. İsa’dan başka, hiç kimse halka, Allah’ın sadık ve tam sevgisini veremez! Bu Rabbin tanrısallığını göstermenin bir yoludur!

Yahya, İsa’yı Kutsal Ruh ile vaftiz eden, diye tanıtıyor. İsa’ya itaat eden insanın yaşamına, büyük bir yenilik getirecektir: onu sadece su ile değil, Kutsal Ruh ile arıtacaktır. O halde yeni bir çağ başlamaktadır, insanlar için yeni bir fırsat doğmuştur. Ancak her şeyden önce İsa, Yahya’dan vaftiz edilmeyi istemektedir. O kendini ötekilerle bir koymaktadır, gelen birçok günahkarın arasına karışmaktadır, Yahya’nın önüne diz çökerek, tüm günahları üstlenmektedir! Gerçekten de o tüm günahlarımızı üzerine almaktadır. O, kendini günahkarlarla bir sayarak, tüm günahları üstlendi ve Peder’e teslim olarak, kendi kanı ile “hepimizin günahlarının”   kefaretini ödedi.

Peder, İsa’nın tam ve mükemmel sevgisini kabul ediyor. İnsanlar için, daha büyük bir sevgi mümkün değildir. İsa’nın, biz günahkarlara gösterdiği sevgi, ilahi bir sevgidir! O kadar büyük bir sevgidir ki, hayırsız insanı hayırsız anında bile sevmeyi bilmektedir!  Peder, bu sevgiyi takdir ediyor ve İsa’yı Oğlu ilan ediyor ve kutsuyor. Bu gökyüzü açıldığı anda gerçekleşiyor: gökler açılıyor, çünkü  ilahi sevgi artık yeryüzündedir, insanların tarihine geçmiştir! Artık Allah’ın ikamet yeri ile insanların evi arasında ayrılık yoktur.  Allah’ı görme ve karşılama imkanı, artık insana imkansız değildir!

Açılan gökyüzünden bir “güvercin” iniyor: yeryüzündeki “yuvasına” ulaşan Allah’ın Ruhu’dur: İsa, Allah’ın Ruh’unu, Kutsal Ruh’u, bulabileceğimiz  yerdir! İsa, Allah’ın lütfunun, barışının, sevgisinin, güzelliğinin barındığı ve gözüktüğü yerdir! O’nun üzerine güvercin iniyor! O’nun için, Mezmurlarda, Musa’da ve peygamberlerde yazılı olanı, bir ses tekrar ediyor: “Sen benim Oğlumsun!” O gerçekten Allah’ın Oğlu’dur : bütün sevgisini göstermektedir! “En çok sevilen”: Bu söz İbrahim’in, İshak’a duyduğu sevgiyi tasvir etmektedir ve  aynı zamanda babanın oğlunu sunduğu kurbanı da hatırlatmaktadır. “Senden hoşnudum”, bu söz de peygamber İşaya’nın Allah’ın Kuluna karşı duyduğu sevgiyi açıklamak için kullandığı sözdür. Bu sözü Peder, üzerine tüm günahlarını alarak, insanlara karşı olan sevgisini gerçekleştiren İsa için kullanmıştır.

Böylece yukarıdan gelen ses, sudan çıkan İsa’nın kim olduğunu ve dünyadaki misyonunun söylemektedir. O’nu tanımak ve O’na inanmak en önemli şeydir. Yuhanna bize ilk mektubunda ısrarla, İsa’ya tanıklık edenlerin üç olduğunu söylemektedir; “Ruh, su ve kan. Bunların üçü de birbiriyle uyumludur”. Bize O’nu tanıtmak için, Allah’ın Ruh’u üzerine indi, vaftizin suyu bizi bedeninin bir üyesi yaptı, kan ise, yani kendi yaşamımız, O’nun haç üzerinde gerçekleştirdiği sevgi kurbanına katılmakla, tam ve mükemmelliğe erişir.

İşaya peygamber görkemli simgeler aracılığıyla, Allah ile insan arasındaki mesafe, göğün, yeryüzüne olan uzaklığı kadar çok olsa bile, İsa ile birlik içinde olmayı ve O’na yakın olmayı çok arzulamamıza yardım etmektedir.  Ancak O’nun Sözü, O’nun Kelamı her mesafeyi kapatıp, her ayrılığı kapatabilir ve Allah’ın da arzusu olan arzumuzu gerçekleştirebilir. O’nun Kelamı yeryüzüne ekildikten sonra, göğe meyvelerle dolu olarak, sevginin tamamlaması olarak, dönmektedir!