09/02/2003 OLAĞAN DEVRE - 5. Pazar B
DÜNYA HASTALAR GÜNÜ
Birinci okuma Eyüp 7,1-4.6-7 Mezmur 147
İkinci okuma
1.Kor. 9,16-19.22-23 İncil Mk. 1,29-39Eyüp birçok hasta ve umutsuz kişi adına konuşuyor. Yorgunluklarına, günlerine, acılarına, hatta bazen sevinçlerine, yaşamlarına anlam veremeyenler için konuşuyor. Eyüp uykusuzluk çekmemek için yatağa gitmek istemiyor, sabah ise günün sorumluluklarını üstlenmemek için kalkmak istemiyor. Ancak iyi bir tarafı da var: yakınmalarını Allaha yöneltiyor ve sadece Ondan cevap bekliyor! O kendi kendine konuşmuyor veya kabahati başkalarına yüklemiyor, kendini, insan yaşamının sınırlılığını, bilen Allahın önüne koyuyor!
İncilde bugün bize hastalardan konuşuyor. İsa, tüm insanların ortak, acılı durumu ile karşılaşıyor. Ona şöyle diyenlere dikkatini çeviriyor: Simunun kayın validesi ateşlendi. O bundan korkmuyor, o kadından uzaklaşmıyor. Bütün başka hocalar ise, Yasa'ya göre arı kalmak için, hasta bir insana hiç dokunmuyorlardı. Tersine İsa insanlık dolu bir hareketle ve şefkatle elini tutarak kalkmasına yardım ediyor. Bu narin hareketinden sonra kadın ona hizmet etmeye başlıyor. Bu İsanın karşılaştığı insanlarla sergilediği tipik davranıştır: Onunla karşılaşanlar Ondan alçakgönüllülükle sevmek için kuvvet alırlar. İsa ile karşılaşanlar sağlığın anlamını yani tüm yaşamın anlamını anlıyorlar! İsa ile karşılaşanlar ve Onun tarafından sevildiğini bilen insan tüm insanların hizmetkarı olup, Allah'ın, küçük, fakir, tüm insanlara olan sevgisine tanıklık eder.
İsanın hasta kadına gösterdiği sevgi, birçok hasta ve acı çekenlerin Onu aramasına sebep olur. Herkesin bundan bir faydası olur; kalbinde şikayetler, asilikler, hınç, suçlamalar taşımaktan ve sadece kendini düşünmekten acı çeken insanın da bundan bir faydası olur, çünkü bu kötü duygular Allahtan gelmeyen kötü ruhlardır. İsanın sesi onları kaçırıyor, iyilik dolu bakışı ise onları yok ediyor ve kalplerin içi barış ile doluyor!
İsanın sırrı nedir? O insanları aramıyor, Pederi arıyor. Gerçekten arıyor. Nitekim tek başına dua etmeye çekiliyor. İsanın dua etmek için sessizliği araması, bize büyük ve zor bir ders veriyor: çoğumuz bu dersi dinlememeyi tercih eder. Ama İsa, varlığıyla birçok kişiyi sevindirmesine rağmen, dua için sessizliği arıyor. İsa hastaları iyileştirmek için mi geldi? Peder, bazı veya birçok kişiyi iyileştirmesi için mi Onu yolladı?
Onun görevi ve hizmeti fiziksel veya ruhani hastalıkları iyileştirmekten daha önemlidir.
Hastaların iyileşmesi Allahın Hükümdarlığının geldiğinin bir işaretidir. Pederin sevgisinin iyi haberinin somut işaretidir. İsa, sözlerle ve işaretlerle Allahın Hükümdarlığını müjdelemek için buradadır: bu sebepten biz Onu daima Peder ile birlik içersinde görmeliyiz. O dua etmek için uzaklaşıyor. Kefernahum halkının kendisini bir iyileştirici olarak tanımalarını istemiyor. İyileştiricinin görevi fiziksel durumla yetinir ve Allahın faydasını düşünmez, insanı Allaha itaat etmeye itmez, İsayı kabul etmeye götürmez!
İsa insanı hastalıktan iyileştiriyordu, ama bunu, hastalığa karşı olduğu için değil, insana merhamet ettiği için ve insana Pederin sevgisini göstermek için yapıyordu. Birçok hasta olduğu gibi hasta kaldı: İsa buna karşı değildi, çünkü hastalıkların yarattığı acılar Allaha sunulabilir, kendisinin de acı çektiği ve öldüğü gibi. Bu sebepten Onu çıkarı için arayanlara şöyle cevap verdi: "Başka yere, yakın kasabalara gidelim. Oralarda da Allah'ın sözünü yaymam gerekir, çünkü bunun için geldim. Onun görevi vaaz etmek, müjdeyi bildirmek, insanların kalplerine Allahın sözleri ile dokunmak ve Allahın Peder olarak tanınmasını sağlamak!
İncili ve müjdeyi vaaz etmek aziz Pavlusun da aldığı görevdir. Korintoslulara Mektubunda bunu ısrarla söyler. O müjdeyi vaaz etmeyi bir vazife olarak görüyor ve bunu, herkese ve her yolla, bedava olarak yapıyor.
İnsanları sevmek, onlar cahillikte bırakıp, onlar için ebedi değer taşıyan ve en önemli şey olanı saklamamaktır. İnsanları sevmek onlara Allahın sevgisini, yani İsayı vermektir! İsa, insan kalbinin mükemmelliğidir, insanın iyileşmesidir ve yaşamının tamamlanmasıdır. Hasta, kalbinde İsayı taşıdığında, daha mutlu değil mi? Tek başına olduğu ve sadece kendisini düşündüğü zamandan daha sağlıklı değil mi?
Gel, Rabbim İsa, bana da Pederin Hükümdarlığını müjdele!