23/02/2003 – OLAĞAN DEVRE 7 Pazar Günü - B www.cinquepani.it

Birinci Okuma İşaya 43, 18-19. 21-22. 24b-25            Mezmur 40

İkinci Okuma 2 Korint. 1, 18-22                                İncil Markus 2, 1-12

"Kendim yüzümden günahlarını affediyorum!" Bugünkü İşaya Peygamberin metni böyle sona eriyor. Bu cümle, insanların tüm düşünce tarzlarını alt üst etmektedir.

Allah, halkına şöyle diyor: "Günahlarınla beni rahatsız ettin". Biz bundan ne bekleyebiliriz? Herhalde herkes bir ceza, bir afet veya ölümü bekler. Tüm halklar büyük günahlara çarenin ölüm veya kan akıtmakta olduğunu düşünmektedir. Hatta Hıristiyan kültürünün hakim olmadığı bazı ülkeler bile büyük suçlar işleyenlere ölüm cezası verirler. Devletin karışmadığı bazı durumlarda ise aile, başına gelen sorunun öcünü almak için bir adam bulur ve suçluyu öldürtmek ister. Allah ise ne yapacaktır?

İşte, İşaya’nın bize müjdelediği büyük yenilik budur: "Geçmişi düşünmeyin, geçen şeyleri hatırlamayın! Yepyeni bir dünya yapıyorum." Yeni şey gerçekten de budur: "Kendim yüzümden günahlarını affediyorum!". Allah’ın merhametinin kaynağı bizim onu hak etmemizden gelmiyor, daha iyi olduğumuzdan da değil, hayır! Allah’ın merhametinin tek kaynağı, Allah’ın sadakatli olmasından kaynaklanıyor! O insanı yarattı, sevdi, ona yaşamı ve hürriyeti vaat etti: bu sebepten de sevgisine sadakatli olmak istiyor. O halkını kurtardı, dışarıdan gelen tehlikelerden korudu, şimdi de onu içeriden gelen tehlikelerden, günahtan koruyor.

Allah’ın bizi affettiğine nasıl emin olabiliriz? Günahın Allah ile aramızda olmadığından, Yaratıcı ile yaratık arasında olmadığından, nasıl emin olabiliriz? Allah’ın öç almayacağından nasıl emin olabiliriz? Mesih İsa bu sorumuzu tanımaktadır. O bize "iyi haberi", "Allah’ın sevgisinin İncil’ini" müjdeleyerek, cevap verir. İsa bize Allah’ın sevgisini peygamberler gibi müjdelemiyor, bize bunu iletiyor, ellerimizin içine koyuyor, hatta üzerimize döküyor, diyebiliriz.

Kefernehum’da bir evde toplanmış kalabalığa, İsa konuşurken, tavandan felçli bir adamı indirilir ve İsa onda, başkalarının görmediğini görür. İsa her şeyden önce akrabalarını İsa’nın yanına getirebilmek için imkansızı gerçekleştiren dört kişinin imanını görmektedir, sonrada acı çeken bu adamın günahını görür. İsa adamın fiziksel hastalığından çok Allah ile kötü ilişkisinden acı çektiğini biliyor. İsa, Allah tarafından her "güçle" ve özellikle kalbi Peder’e yakın kılabilecek güçle, yollandığını biliyor. O, kendisini imanla karşılayanın "Peder’in yolladığı" ile karşılaştığını biliyor. Bu sebepten kendi ile Allah arasında uzaklık kalmıyor ve "günahı" da kalmıyor. O halde işte, bir insanın duyabileceği en güzel sözler: "oğlum, günahların affedildi".

Günahkarın sevinci, insanların, her şeyi bilip de Allah’ın sevgisini tanımayanların imansızlığı yüzünden, deneniyor. İsa’ya karşı çıkıyorlar: "Küfrediyor", diyorlar. "Sadece Allah günahları affedebilir". Bu doğrudur: Ama İsa, Peder’in yaptığını gördüğü için ve Oğul olduğu için, bunu yapıyor. İsa’nın verdiği cevap çok güzeldir. Felçli hastayı iyileştirmek, Allah’ın marifeti değil mi? Bunu da sadece Allah yapamaz mı? İsa, felçliye kalk emri veriyor. Kim daha avantajlı durumda? Hasta mı, yoksa imansızlıklarından vazgeçmeleri gerekenler mi? Felçli ayağa kalkıyor ve evine affedilmiş olarak dönüyor. Biz bundan, af dilemek için cesaret alıyoruz, çünkü O, "insanoğlu"nun gücünü "yeryüzünde" bıraktı!

 

İsa, aziz Pavlus’un dediği gibi, Allah’ın insana "evet" demesidir! O, Peder tarafından sevildiğimizin, istendiğimizin garantisidir. Bu gerçek, İsa’nın ölümü, dirilişi ve Göğe Çıkışı ile sönmemiştir. Bu gerçek, havarilerin var oluşlarıyla halen gerçektir. Aziz Pavlus şöyle der: "Size sözümüz "evet" veya "hayır" değildir. Tersine Allah bize sevgisinin, meshedilişinin, ve Ruh’la damgalanmasının başka işaretlerini vermeye devam etmiştir. Af, Allah’ın bize bedava verdiği sevgisinin sadece ilk adımıdır. Onun sayesinde diğer lütuflarını alıp, değişebilir, azizleşebilir ve Hükümdarlığına uygun olabiliriz!

Rabbimiz İsa, vekillerin sayesinde elde ettiğim af sözün için sana teşekkür ediyorum. Bu sözün bana huzur, senin huzurunu veriyor. Kilisede bu sözünü tekrar duyabileceğim, için teşekkürler!