06/07/2003 - OLAĞAN DEVRE - 14. PAZAR - B YILI
Birinci okuma Hezekiel 2,2-5 Mezmur 123
İkinci okuma 2.Kor 12,7-10 İncil Mk 6,1-6
Bugünkü okumalarda ortak bir konuyu arad
ım.Birinci okuma, bize Peygamber Hezekiel'e verilen görev anlat
ılıyor: Hezekiel, Allah'a karşı isyan eden İsrail Halkına Allah'ın Sözünü ilan etmektedir. Kibirlerinden dolayı, İsrailliler, peygamberlerin sözlerini, ışık veren ve kurtuluş yolunda kılavuzluk eden sözlerini dinlemiyorlardı. Buna rağmen, Allah, onları bırakmadığını, onlara hitap etmek istediğinin, dünyada hala O'nun peygamberinin var olduğunun farkına varmalarını ister.Aralar
ında bir peygamberin mevcudiyetinin, İsa'nın Celile'deki havralarda öğretmeye başladığında, kuşkusuz farkına varacaklar. O zamanda da, yüreklerinde bulunan gurur, Peder'in Sözünü kabul edip, dinlemelerine engel olacaktır.İsa konuşuyor, ve hikmetli dolu öğretişi kabul ediliyor, O'nun yaptığı eylemler herkesi şaşırtıyor. Buna rağmen, ta Nasıra'da, büyüdüğü memleketinde, onu tanıyanlar, onu kabul etmiyorlar. Onlar İsa'yı marangoz olarak çalıştığını gördüler, İsa'nın kardeşleri ve kız kardeşleriyle, yani O'nun akrabalarıyla beraber yaşadılar, annesini iyi tanırlar: bu yüzden gördükleri ve duyduklarından hiç bir sonuç çıkarmıyorlar. Tanınmamış bir insan o kadar hikmet ile konuşsaydı, hemen ona, onun Mesih olduğuna inanırdılar. Fakat İsa'yı tanıdıkları için, alçakgönüllülükle önüne eğilmeyerek, tanrısal kişiliğini kabul etmiyorlar.
İsa bu imansızlığa şaşırıp, herkesin kibirli bir kişiyle karşılaştığında olduğu gibi, O da, ruhunda acı çekiyor. Kibirli insanlarla ne samimiyet ne de birlik mümkündür. Kibirlilere kendi manevi zenginliğini gösteremezsin. İsa bunda o kadar bilinçlidir ki, bir defa
"Baba, göğün ve yerin Rabbi! Bu gerçekleri bilge ve akıllı kişilerden gizleyip küçüklere açtın... " diyecek. O gün Nasıra'da ise, günümüzde de geçerli olan bir atasözünü hatırlamakla kalır: "Bir peygamber, kendi memleketinden, yakınlarından ve kendi evinden başka, hiçbir yerde hor görülmez".Yüre
ğin kibri çok "kurnaz"dır, İsa'yı tanımayıp, kabul etmemek için çok mazeretleri bulur. Gurur, insanların Rabbin öğretişlerinin önemini ve hikmetini tanımalarına rağmen, onları reddetmeleri için, onlara çok bahaneler buldurur! Birçok insanın, İsa'dan, önemli, hikmetli, layık olan bir insan olarak, bahsettiklerini duydum, ama O'nun buyruklarını duymak bile istemiyorlardı. Kibir, İsa'yı karşılamaya, sevmeye, O'nu izlemeye, ve bundan dolayı kurtuluşundan yararlanmayı engellemektedir!Aziz Pavlus da gururdan çok sak
ınır. O, Allah'ın sevgisine, kendisine çok acı veren bir hastalığı yükler. Neden Pavlus'a, onu "yumruklamak için şeytanın bir uşağı" olarak, "bedende bir diken verildi"? Neden İncil'i daha iyi ilan edebilmek için, Rabbe birkaç kez yalvardığı halde, Rab Pavlus'un duasını yerine getirmedi? "Gurura kapılmayayım diye,... gurura hiç kapılmayayım": İşte Pavlus'un yorumu, budur. Havari, Allah'ın armağanlarından dolayı, insanın kolayca kibirlendiğini bilir. Bu günaha düşerse, Şeytanın kurbanı ve aracı olurdu, Allah'ın Hükümdarlığı için artık faydalı bir şekilde çalışmazdı! Hastalıktan, güçsüzlüğü ve günahlarını görmekten gelen acı ise, onu alçakgönüllü, başkaların yardımına ihtiyaçlı, kendi gücüne değil, yalnızca Rabbin lütfuna güvenen biri olarak kılar. Bu yüzden bizi alçakgönüllü kılan zayıflıklarımıza, ne mutlu! Eğer güzel ve kutsal şeyleri yapabilirsek, bizler değil, Allah'ın lütfu bunları yapar! Allah kendi yüceliğini, büyüklüğünü, gücünü, bizim güçsüzlüğümüz ve zayıflığımız aracılığıyla gösterebilir!Bu günkü okumalarda Hezekiel ve Mesih
İsa bizi gurura karşı tetikte olmamıza davet ederler ve Pavlus bize, gerçek ve kutsal alçakgönüllülüğün somut bir örneğini sunmaktadır. Geçmişte Mısır çölünde yaşayan aziz keşişler, Hıristiyan hayata gerekli olan bu konu üzerinde öğretmeye devam ettiler. Onlar, alçakgönüllülüğün, Düşmanımızı düşüren, yere serilmiş bir ağ gibi olduğunu söylüyorlardı! Şeytan kibirlidir: alçakgönüllü bir yürekte hiç oturmayı istemeyecektir! Bunun için bugün, alçakgönüllü olmamıza yardım eden güçsüzlüğümüz, manevi fakirliğimiz, ve de kusurlarımız için, Rabbe şükredelim! Kurtarıcımız O'dur!