27/07/2003 - OLAĞAN DEVRE 17. PAZAR - B YILI
Birinci okuma 2.Krallar Kit. 4,42-44 Mezmur 145 İkinci okuma Efes. 4,1-6 İncil Yuh. 6,1-15
"Herkesin gözleri senin üzerinde, hepsi umut içindedirler. Zamanında verirsin onların yiyeceklerini". Bugün mezmurun bu sözlerinin, hem peygamber Elişa aracılığıyla (1. okuma) hem de, özellikle, İsa aracılığıyla, gerçekleştiklerini görmekteyiz. Peygamber Elişa hediye olarak aldığı ekmeğin, halkı doyurmak için, az olmadığından emindir. Allah'ı cimri olmakla suçlamayız! Biz de, O'nun gibi, eli açık olursak, hiçbir eksik olmaz!
İsa, Elişa'dan daha çok emindir: Pasah Bayramından evvelki günlerde, büyük bir kalabalık, Yeruşalem'e gitmek yerine, İsa'nın ardından gidiyordu. Bu demek ki, kalabalık bütün yürekle İsa'yı, Allah'ı arandığı gibi, aramaktadır: hiçbir şeyi yememek pahasına bile! İsa kalabalığı ve onların imanını görmektedir. Bu kalabalık Kurtarıcıyı, Allah'ın Sözünü, O'nun her şeye kadir elini buldu. İsa onları düş kırıklığına uğratmak istemez! İsanın yanında öğrencileri var, bunun için tek başına değil, onlarla beraber kalabalık için bir şey yapmak ister: onlar İsa'nın projelerine katılmalıdırlar!
Onlar ne yapacaklar? Filipus şaşırıyor, cüzdanı düşünüp hesap yapıyor, ama bir çözüm bulamaz. Andreas ise etrafına bakıyor, onlarda yemek var mı diye bakıyor, ellerindeki o kadar az ki kesinlikle yetmez. İsa ise kendisine verileni, az olsa da, ciddiye alıyor: Peder'e sunan ve O'nun elinden, hediye olarak, gelen her şey, herkes için yeterlidir!
İsa'ya itaat ederek, herkes otların üstüne oturuyor: Musa bile o kadar büyük olmadı! Musa tarafından kılavuz edilen halk, ayakta durmalıydı, çölde yürümeliydi, bir dinlenme yerini uzunca beklemeliydi. İsa, Musa'dan daha büyüktür. O, yeni bir halk kurar ve hemen onu gerçek bir dinlenme yerine götürür. İsa bu halk için yeni bir yaşama ve beraber olma şekline başlar: kardeşlik. Bu şekilde herkes kendini ve bütün mallarını Allah'a sunar; böylece hiç kimsenin eksiği kalmaz. Çocuğun verdiği beş ekmekle doymuş insanlar çok, Elişa'nın doyurduğu olanlardan daha çok: beş bin kişi! Yeruşalem'deki ilk cemaat gibi (Hav. Kit. 4,4)! Havariler İsa'dan kardeşliği öğrendiler: nitekim o cemaat böyle yaşayacaktır!
Başka bir yenilik var: İsa'nın Havarileri tarafından dağıtılmış ekmekten kalan parçalar, yiyenlerin ellerinde kalmıyor: hiç kimse buna sahip olmamalı, hiç kimse zenginleşmemeli; o ekmek Havarilerin ellerine dönmeli, çünkü onlar halkı, Allah'ın armağanı olan Ekmek'le, kardeşliğin ve birliğin Ekmeği'yle besleme görevini yüklenecekler.
Kalabalık İsa'nın kim olduğunu anladı, ama tamamen değil: en önemli şeyi anlamadı. Onlar İsa'nın kral olmasını istiyorlar, fakat onların maddi refahı ile ilgilenen bir kral... İsa ise Allah'ın Hükümdarlığının kralıdır, insanların bencil dileklerine itaat edemeyen bir kraldır! Allah'ın Hükümdarlığının kralı, Peder'e itaat etmeli, O'nun babalığını göstermelidir. Ve bunu göstermek için, insanlara, kardeş olarak, yaşamayı öğretmelidir! İsa dünyevi bir kral gibi emretmek yerine, insanların günahlarından affedilmeleri için, hayatını verecek; yoksa onlar, kardeş olarak, yaşayamayacaklar! Bunun için İsa, kalabalıktan uzaklaşıp, kardeşliğin düşmanı olan iktidara geçme hırsını dua aracılığıyla yenmek için, tek başına dağa çekiliyor.
Aziz Pavlus'un metni imanlıların, kardeş olarak, yaşamaları gerektiğinin çok derin nedenlerini sıralıyor: tek bir bedeniz, tek bir Ruh bizi canlandırıyor, aynı ümidimiz var, tek bir çağrıya, tek bir imana, tek bir vaftize çağrıldık, aynı ve tek Rabbe itaat etmekteyiz! Tapındığımız Allah, herkesin Peder'idir, bu yüzden O'nun ailesinde bölünmeler yaratmamalıyız! Bizi kardeş isteyen Allah'ın isteğinin sahte tanıkları olmamalıyız!
Alçakgönüllülük, yumuşak huyluluk, sabır, hoşgörü, bir şeyi kaybetme pahasına barış aramak: bunlar, hıristiyan hayatın kurallarıdır. Bencil alışkanlıklarımız için zor ve sert kurallardır, fakat uyumu, barışı, aramızdaki kardeşlik gelişmesini sağlamak için çok etkinlerdir. Ve biz, paylaşmayı bilen, elimizdeki, az olursa olsun, varolanı vermeyi bilen, Havarilerin elleri aracılığıyla, hayatımız için gerçekten gerekli olanı minnettarlıkla İsa'dan kabul etmeyi bilen bir halk olacağız. Böylece çok kardeşlerle beraber Rabbin önünde olmanın sevincini tadabileceğiz.