24/08/2003  -  OLAĞAN DEVRE  -  21. PAZAR  -  B YILI

 

Birinci okuma  İosua 24,1-2. 15-17. 18           Mezmur    33 34

İkinci okuma   Efes. 5,21-32      İncil          Yuh. 6,60-69

 

Yahudiler, İsa'nın sözlerini anlamıyorlardı: "Bu söz çok ağırdır." diyorlardı. Kendimiz onların yerinde olsaydık, bizler de aynı şey söylerdik: nitekim biz de, her zaman her şeyi anlamak istiyoruz. Ben de sadece anladıklarıma inanıp, sadece onları yapıyorum.

İsa ise kendisine tamamen güvenmemizi öneriyor. O'na iman edip, itaat ettiğimizde, bize kendi Ruh'unu verebilir. Ve O'nun Ruh'u, Allah'ın sırlarını bile anlamamızı sağlıyor: başka türlü aklımız için imkansız olurdu. Kutsal Ruh'u ise, Rabbin sözlerini ve, onların aracılığıyla, hayatımızı da aydınlatıyor.

Mesih'in sözlerini, yalnızca Ruh'unun hikmeti sayesinde anlayabiliriz! Bunun için, ilk önce O'nu sevmemiz ve tam bir güvenle O'na itaat etmemiz gerekir. Bize söylediği her şeye inanmalıyız, çünkü O'nun sözü Allah'ın Sözüdür! İsa'nın sözlerinin ve bizden dilediğinin gerçek ve iyi olup olmadığını yargılamak bize düşmez! O'nun bizi aldatmamasını inanarak, tam bir güvenle kendimizi O'na bıraktıktan sonra, Ruh'unu alıp, bize söylediklerinin güzelliğini ve iyiliğini anlayabileceğiz. İman, anlayışın önünde olmalıdır, çünkü İsa Allah'tır ve O'nun Sözü, Allah'ın Sözüdür!

O'nun şakirdi olmak isteyenlerin hepsi, bu adım atmayı kabul etmezler. O zamanda İsa'yla beraber olanlar, bizden daha 'şanslı' değildiler: onlar da, İsa'ya doğru güven adımını atmalıydılar, akıllarına ve kamuoyuna dayanmaktan vazgeçmeliydiler. Şimdiki gibi, o zamanda da "Birçokları çekilip, artık O'nunla birlikte yürümediler".

İsa şakirtlerinin bırakmasının etkisi altında kalmıyor. Hatta Havarilerine, O'nu bırakmayı isteyip istemediklerini sormaktadır. İsa yalnız kalmaya hazırdır, fakat gerilemeye ve O'nun ardından gitmeyi hafifletmeye ise hiç hazır değildir!

İsa'nın bu davranışı, Yeşu'nun kararına benzer. Yeşu halka: "eğer Rabbe hizmet etmek istemiyorsanız, kime hizmet etmek istediğinizi şimdi kararlaştırın... Ben ve ailem Rabbe hizmet edeceğiz". O zaman bütün halk, Mısır'dan çıkarken Allah'ın gösterdiği mucizeleri hatırlayarak, kararlılıkla onunla Antlaşma yapan Allah'a sadık olmayı seçti. İsa'ya sadece Petrus cevap veriyor, fakat Onikilerin adına cevap vermektedir. Onlar İsa'nın sözlerinin insani sözler olmadıklarının, aksine yukardan gelen dolu hayatı veren sözler olduklarının farkına vardılar. Onlar ilk önce iman ettiler, İsa'ya kendilerini teslim ettiler ve böylece O'nu, "Allah'ın kutsal Olan" olarak, yani Peder tarafından kurtuluş için gönderilen Mesih olarak, tanımaya başladılar!

İtaat ederek, anılır. Bu, Aziz Pavlus'un bugün söz ettiği konu için de geçerlidir. Pavlus, aile yaşamı hakkında ve özellikle karı kocalar ile ilgili ilişkiler hakkında konuşuyor. Karı kocalar birbirlerine nasıl davranmalıdır? Daima canlı olan bir ayartma, birbirlerinden üstün olmaktır. Hıristiyan karı kocalar ise, "Mesih'e duyduğunuz saygıdan ötürü birbirinize boyun eğiniz". Onlar, Kilisenin başı olan Mesih'ten örnek alıyorlar. Mesih şakirtlerin ayaklarını yıkadı, Kilisenin uğruna kendini feda etti. Aynı şekilde koca, üstün gelmeden kendini vererek ve hizmet ederek, karısını sevmeye çalışmalıdır. Kadın kendi tarafında, Kilise gibi, Rabbin Sözüne dikkat etmeye çalışacak. Karı da, 'sevgi yarışması'na kendi özel biçiminde katılacaktır. O, kocasına boyun eğecek, koca da bencillikte yaşamayacak, kendi kendini düşünmeyecek, tersine karısının iyiliğini arayacaktır. Bu şekilde , yukardan gelen yardımla yaşanmış bir hayat, "Kutsal Gizem", "Kutsal Sır" oluyor, yani Allah'ın beden almış Sözü oluyor, şakirtleri için İsa'nın sevgisini ilan eden Söz, İsa'nın, Kilisesine karşı olan sadakatini gösteren Söz oluyor! Dünya bu mesajdan mahrum bırakılmamalı, çünkü buna ihtiyacı var. Bu mesaj insanlara, yalnızca vaizcilerin sözleri aracılığıyla değil, her şeyden önce Hıristiyanların hayatı aracılığıyla, İsa'nın adında yaşayan karı kocaların hayatı aracılığıyla iletiliyor!

Herkes, ailelerin birliğinden, içerlerindeki yaşayan sevgiden, zorluklarda sebat eden, acı çekmeyi ve hizmet etmeyi bilen sevgiden seviniyor. İlk olarak, karı kocalar ve oğulları tatmin oluyorlar.

Rabin Sözüne itaat eden aileye, ne mutlu! Onun mutluluğu hiç bitmez, sevgisinin meyvesi yeryüzünü zenginleştiriyor! İsa'nın, gerçekten Allah'ın Kutsalı olduğuna, O'nun Sözünün dünyaya yaşam verdiğine tanıklık ediyor!