21/09/2003  -  OLAĞAN DEVRE  -  25. PAZAR  -  B YILI

 

Birinci okuma  Bilgelik  2,17-20     

Mezmur  54

İkinci okuma   Yakup  3,16 - 4,13   

İncil       Mk. 9,30-37

 

Bu günkü İncil parçası bize iki önemli gerçek öğretmektedir; birinci okuma ise bu iki gerçeğin birincisini, Yabup'un mektubu da ikincisini yorumlamaktadır.

Mesih İsa ara sıra kendi şakirtleri ile tek başına kalmak istiyordu; onlara çekeceği ıstıraplarını açıklamak, onları kendi hayatlarında önemli ve derin değişimleri için hazırlatmak istiyordu. Mesih İsa peygamberlerin sözlerinden ve diğer Kutsal Yazılar'dan doğru dürüst Olanın, Allah'ın Kulunun çok dert çekeceğini biliyordu: ölüme mahkûm olacaktır, idam edilecektir; fakat aynı zamanda Peder tarafından kuvvetlendirilecektir.

Bilgelik kitabından alınmış birinci okuma bize Mesih İsa'nın düşmanları tarafından hazırlanan ıstıraplarının bir nevi fotoğrafı gibidir: "Dürüst insana tuzak kuralım, çünkü o bizi rahatsız ediyor... Onu suçlayarak utanç verici bir ölüme mahkûm edelim, çünkü kendisini koruyacaklarını iddia etmedi mi?". Mesih İsa bu sözleri okumuştur; Kutsal Yazıların ilahi sözler olduğunu biliyordu ve bunların kendi hayatında gerçekleşeceklerini de biliyordu. Bundan dolayı, kendi şakirtlerine, tereddüt etmeden, şunları söylemiştir: "insanların eline teslim edilecek, insanlar tarafından öldürülecektir" ama aynı zamanda "öldürüldükten üç gün sonra dirilecektir" diye eklemektedir.

Şakirtleri ise anlamayıp susuyorlar. İsa'nın sözlerini ciddiye almakta tereddüt ediyorlar. Bu nevi olaylar, onlara göre, imkansızdır ve bunları yaşamaya hazırlanmıyorlar. Susuyorlar ve İsa'nın bu sözlerini derinleştirmiyorlar. Bu sözler Tarih'in en önemli olaylarıyla ilgilidir; şakirtlerin aklı ve dikkati ise başka taraflara yönelmiştir; onlara göre Allah'ın Hükümdarlığı başka bir şekilde gelmeliydi. Onlar dünyevi bir hükümranlığı tasavvur ediyorlar ki, onlar da bu krallıkta önemli yerler sahibi olacaklardır. Demek ki, onlar sadece gelişigüzel insanlar gibi düşünüyorlar, diğer insanlardan farklı değildiler. Ben de onlardan farklı değilim.

Mesih İsa ise kendi ölümünden ve dirilişinden bahseder, halbuki onlar hala bu dünyamıza iyici ve sağlam bir şekilde bağlanmışlar. Bu dünyada önemli olan, diğer insanlar önünde saygılı olmak, onların hayranlığını uyandırmaktır. Bu zihniyet bana bazı olayları hatırlamaktadır: bir çok insanlar da diğerlerin hayranlığını aramaktadır ya da gereken ilgiyi görmemekten dolayı üzülmektedirler, ya da kıskanıyorlar, çünkü biri onlardan daha zengin ve ya daha önemli bir makamda oturmaktadır. Ben de vaiz etmekte olduğum zaman bazen bir nevi korku hissetmekteyim, belki biri beni kötü bir şekilde yargılayacaktır, diye.

İnsanlar arasında bir makam! Sanki Allah'ın hükümranlığı dünyevi bir krallık gibi olacakmış. Ama, Allah'a şükür, Allah'ın Hükümdarlığında bir tek yargıç olacaktır, o da Allah'tır, herkesi ve özellikle küçük olanları, unutulanları, zayıf olanları seven Peder'dir. Allah, kendini küçük olarak kabul edenleri, başkalarına yardımcı olanları tercih etmektedir, çünkü bu sevgi kendi sevgisine çok benzemektedir. Şakirtleri bu gerçekleri unutmasın diye, işte Mesih İsa bir çocuğu alıp ortalarına koymuştur. Küçük çocuk dikkate muhtaçtır, çünkü küçüktür. Bir hizmetçi önemli bir kişiye hizmet ederse, kendisi de önemli olur. İsa için bir çocuk önemlidir! Bir çocuğa, İsa'nın adına hizmet etmek, işte en önemli makama giden yol budur. Mesih İsa günahkârların hizmetçi olmak için, düşmüş olanları kaldırmak için, alçalmıştır.

 

Mesih İsa'nın bu öğretişini Aziz Yakup da dile getirmiştir.

Büyük olmak arzusu kıskançlık uyandırır; kıskançlık ise sürtüşmelere, karışıklığa, her nevi kötülüklere, tutkulara, kavgalara, savaşlara yol açmaktadır. Gerçekten hıristiyan olan kişi ise, gökten inen bilgeliği aramaktadır: bu bilgelik tertemiz, barışçı, hoşgörülü, merhametlidir. Bu zihniyette olan kişilere rastlamak ne güzeldir! Aramızda bu nevi insanlar vardır, gerçekten. Kimi kardeşlerle kavga etmemek için, mirastan vazgeçmiştir. Kimi ise ailesine, akrabalarına sadık ve saygılı olmak için, bazıların horgörününe tahammül eder. Kimi de, kendi işi kaybetmek pahasına, meslektaşları suçlamak istemez, v.s. Bu davranışlar diğerlerin yüzeysel gözünden kaçmaktadır, ama kendi çevrelerine nur, barış getirmektedir.

 

Bugün, kardeşlerimize alçakgönüllülükle hizmet etmeyi başlayarak, Rab İsa'dan bu bilgeliği dilemek istiyorum!