26/10/2003  -  OLAĞAN DEVRE  -  30. PAZAR  -  B YILI

 

Birinci okuma  Yeremya 31,7-9   

Mezmur  126

İkinci okuma  İbraniler 5,1-6      

İncil        Mk. 10,46-52

 

"Ben İsrail için bir babayım ve Efraim, ilk oğlumdur": bu sözlerle bu günkü Yeremya'nın peygamberliği bitmektedir. Bu peygamberlik, halkın, sadakatsizliği yüzünden sürgün yollama cezası için acı çektiğinde, neşeyi ve barışı vaat etmektedir. Eğer bu acılı durumdayken halk Allah'a itaat etmeye dönerse, Allah kendisini, şefkatli ve özen gösteren bir baba olarak, tekrar gösterecek. O, halkının kurtuluşunu, insanın refahını ister. Ve bunu herkes tecrübe edecek, yardıma en muhtaç olanlar da, "körler, topallar, hamile ve yeni doğum yapmış olan kadınlar da". Sevinmek lazım, çünkü Allah'ın vaatleri kesinlikle gerçekleşecekler! Acılı durumlar sonsuza dek sürmezler, sadece tövbe edip Allah'a dönmemize kadar sürüyorlar!

Eriha'da İsa'nın yaptığı mucize de, Allah'ın daima, kendi vaatlerini gerçekleştirdiğini göstermektedir. Ve bunlar, Mesih İsa aracılığıyla gerçekleşiyorlar. Nitekim, hakiki vatana ve gerçek refaha halkı götüren İsa'dır. İsa gerçekten, kör Timeyusoğlu'nun bağırdığı gibi, "Davud Oğlu"dur ve bundan daha çoktur... İsa körün gözlerini açarak, Allah'ın, halkını yönetip, aydınlatıp, kurtarmak için, onu ziyaret ettiğini göstermektedir. İsa'nın yaptığı mucize, sadece acımasının bir sonucu değildir, kendisini, Mesih olarak, "bizimle olan Tanrı" olarak, kendi çıkarını aramayan, ve bu yüzden insanı aldatmayan biri olarak, tanımak için, açık bir işarettir. Unutmayalım ki, o anda İsa Yeruşalem'e doğru yürüyordu: orada kendi hayatını feda edecektir!

Yol kenarında dilenmek için oturan kör adam, tüm insanlığı temsil ediyor. Bencillikten gelen günah yüzünden, hiç birimiz Allah'ın bize bağışladığı özgürlüğü kullanıp, tatmayı bilmiyoruz. Birbirlerimize bağlıyız, tek başına yürüyemiyoruz, hayat yolunu ayırt edebilmek için ışıktan yoksunuz, doğru bir şekilde dünyanın mallarını kullanmayı bilmiyoruz. Herkes bizimle alay edebilir, durumumuzun sağlamsızlığından faydalanabilir.

Mesih İsa'nın gelişi, kör adama güven veriyor: dikkat çekmek için bağırmaya başlıyor, İsa'ya olan imanını bağırıyor. İmanı mükemmel olmasa da, yanlış değildir. İsa, Allah tarafından vaat edilmiş evrensel kurtarıcı olduğu halde, o anda O, İsrail halkı tarafından beklenen Davud Oğludur.

Kör adama, yanındakiler yardım etmiyorlar, tersine onu azarlayarak susturmaya çalışıyorlar. Bazen bizlere de aynı engel konuluyor ve başkalarının yargılarından korkarak, zayıf imanımızı dile getirmiyoruz. Kör adam bu korkuyu yendi. İnsanlar tarafından konulmuş engelleri yenen bir iman, gerçek bir imandır: küçümsenemez.

Nitekim İsa durup, adamı çağırtıyor, ona kendine doğru adımlar attırıyor. Adam da üstünden her engeli atarak İsa'nın yanına geliyor. Kör adamın, İsa'nın önünde herkese dileğini göstermesi, duasını dile getirmesi, imanını açıkça duyurmaktadır. Bu iman, İsa'ya olan iman, onu kurtaracaktır.

İsa'ya iman eden, Allah'ın armağanını kabul etmiş olur, Kurtarıcıyı sunan Peder'i karşılar, ve bu şekilde Allah'tan uzaklaştıran günahtan özgür olup, Allah'ın yanında bulunur. İsa'yı kabul eden, artık Allah'tan uzak değildir, bu yüzden kurtarılmış olur. İşte bu nedenle Kilise durmadan İsa'yı herkese, gençlere ve yaşlılara, iyi ve kötü insanlara müjdelemektedir! Kör adam gibi, kendi hayatına Mesih İsa'yı kabul eden, O'na kararlılıkla yaklaşan, Allah'ın yanında bulunuyor, günahın yarattığı ayrılma atlanmış oluyor.

Kör adam şimdi yol boyunca İsa'nın ardından gidiyor. Önce yol kenarında oturuyordu, şimdi ise yolda yürüyerek, İsa'yı izleyip, kendi Kurtarıcısı ile birlikte haçı taşımak için Yeruşalem'e doğru O'nunla beraber gitmektedir.

İkinci okuma bize İsa'ya, kör adamın açılmış gözlerle bakmamıza yardımcı oluyor. O zaman O'nu, Peder'in gördüğü gibi, göreceğiz: O'nu başkahin olarak, Allah'ın gerçek Oğlu, tanrısal hayatı insanlara getiren olarak, göreceğiz! Bu yüzden her durumda O'na samimiyetle ve güvenle hitap edebiliriz. O, hiçbir unvanı, hiçbir şerefi, haksız olarak, benimsemedi: O, bize olan mükemmel sevgisiyle Allah'a son derecede itaat ederek, haçı taşıdı: bu şekilde günahlarımızı kaldırdı. Biz O'nu seviyoruz, O'nu izliyoruz, O'na tapıyoruz, O'na itaat etmek için ve Peder'le karşılaşmaya götüren yolda O'nun rehberliğinde yürümek için, O'nu arıyoruz.