20/04/2003 - PASKALYA BAYRAMI - B YILI
Birinci okuma Hav. Kit. 10,37-44 Mezmur 118
İkinci okuma
Kol. 3,1-4 veya 1.Kor. 5,6-8 İncil Yuh. 20,1-9
Bu günkü İncil bize, İsa'nın boş mezarına şakirtlerin gidip gelmelerini anlatıyor! Mecdelli Meryem gün ışığını beklemeden, onun 'Işığı'nın söndüğünü zannettiği yere gidiyor. Mezarın taşı kaldırmış olduğunu görünce, düşünmeden ve Rabbin sözlerini hatırlamaya çalışmadan, hemen, İsa'nın, Onikilerin birincisi olarak, seçtiği kişiye, Petrusa koşuyor. Meryem, birinin, İsa'nın vücudunu çaldığından emindir. Biz de hayret etmeyelim: çünkü bizler de, taşın, dışardan değil de, içerden kaldırılmış olduğunu hiç düşünemezdik!
Petrus ve öteki şakirt bakmaya koşuyorlar. Büyük bir olasılıkla "öteki şakirt" olan İncilci Yuhanna bize çok dikkatle, koşunun detaylarını, Petrus'u beklemenin kibarlığını ve kefen bezlerinin durumunun ayrıntılarının gözlemini, anlatmaktadır.
Meryem'in ve iki şakirdin sevgisi, büyük bir sevgidir. Öyle büyük bir sevgi ki, iman eylemine dönüşüyor: "Gördü ve iman etti"!
Bizler de, o şakirtlerle beraber koşmak istiyoruz, ve onlarla beraber, hiç kimse tarafından dokunulmamış, boş ve 'gevşek' kefen bezlerinden İsa'nın kendi gücüyle çıktığına, inanmak istiyoruz!
İnanmak! İman, neşeyle dolu bu kutsal günün armağanıdır!
Aziz Petrus, bu olayları anlatırken, günahların bağışlanmasına kavuşturan, ve bu yüzden yürek huzurunu ve yepyeni bir hayatın tecrübesini tattıran, sevinçli bir imandan söz eder.
Aziz Pavlus da, iman ve yeni yaşamdan bahsederek, hayatımızda İsa'nın dirilişinin etkili olması için, izin vermemize teşvik etmektedir! Madem ki İsa dirildi, O'nun olan bizler de, yeni bir güvenle, ve ebedi hayat için emin umutlara dayanarak, yaşamalıyız. Bunun için günlerimiz boyunca, yeryüzündeki değerlere değil, gökteki değerlere gözlerimizi dikelim! Yeryüzündeki şeylerde ölümü, acıyı, korkuyu tecrübe ediyoruz, fakat İsa yıpranmanın ve bozulmanın etkisi altında değil: O dirildi; bu yüzden O'na bakarak ve O'nu severek, artık ölümün korkusu içinde yaşamıyoruz. "Göklerdeki şeyleri" düşünerek, ümit ve sevinç içinde yaşamaktayız! "Göklerdeki şeyleri" aramakla, günlerimizin bütün anları, bütün ilişkilerimiz yeni bir anlam kazanıyorlar: yalnız arkadaşlıkla değil, ebediyetle dolacaklar!
İsa dirildi! İsa yaşıyor, ölümün engelini yok etti. Biz O'na ait oluyoruz, göğsünden fışkıran suda vaftiz olduk, O'nun döktüğü kan sayesinde susuzluğumuz gideriliyor, O'nun Bedeni ile besleniyoruz. Biz, O'nunuz: O'nun hayatı hayatımızı dolduruyor. O'na aittiz, bu yüzden önümüzdeki 'varış çizgisi' ölüm değildir, tersine O'nun şahane ışığı ve sonsuz Yaşamıdır.
Mecdelli Meryem gibi, İsa'nın mezarının önüne eğilerek, ölüm kokusunu değil, aksine, nefesimizi neşe ve ümit ile dolduran, hayatın güzel kokusunu duymaktayız!
Rab İsa, ölümden dirildin! Bizim koşmamıza, bakmamıza, düşünmemize izin veriyorsun, ve sonra, şüphelerimizi kaldırmak için, birliğimizin merkezi olmak için, bizzat Sen bize geliyorsun. Bizimle kal, Sunak masası etrafında toplanarak, bize öğrettiğin gibi ve bize örnek verdiğin gibi, birbirimizi severek, bizler de seninle kalacağız!
Mesih İsa, dirildin! Alleluya!