04/05/03 - PASKALYA DEVRESİ - 3. PAZAR - B YILI

Birinci okuma Hav. Kit. 3,13-19 Mezmur İkinci okuma 1.Yuh. 2,1-5 İncil Lk. 24,35-48

İsa neden öldü? Neden dirildi? Bu soru sadece doğru değil, hatta gereklidir! Bu günkü Rabbin Sözü ise, bize cevabı vermektedir.

İncil'in metni bize İsa'nın, şaşırmış ve korkmuş olan şakirtlere, gözükmesini anlatıyor. İsa, ilk önce onları bir hayalet görmediklerine ikna etmelidir: bu sebeple onlardan yiyecek bir şey rica edip, önlerinde yiyor. Onlara Kutsal Yazıları hatırlattıktan sonra, İsa sorumuza cevap veriyor: O, tüm uluslara tövbe çağrısının ve günahların affının duyurulması için öldü ve dirildi! Nitekim bu, her insanın ve tüm insanlığın en gerçek ve en büyük ihtiyacıdır.

Adem, Allah'ın Sözünü reddettiği zaman, Allah'tan uzaklaştı ve bundan dolayı kendi mutluluğunu ve huzurunu kaybetti! Günah, Allah'tan olan uzaklaşmaktır!

Her insanın Allah'a dönmeye, tövbe etmeye, af edilmeye ihtiyacı vardır. Tersine ise, insan, Peder'den sürekli uzaklaşmaya teşvik ediliyor, yalnızlıkta yaşıyor, kendi geleceğine, ve özellikle ölümden sonraki geleceğine, ümitsizce bakıyor. İsa, ölümden dirilerek, Allah'ın, bizi affetmek, kendi oğullar olarak bizi yeniden yanına almak, istediğine bizi inandırıyor.

Havariler bunu anladılar ve bütün şekillerde, bazen tatlılıkla, bazen de güçlü sözlerle bunu ilan ettiler. Aynen, Petrus'un, topal adamın iyileşmesinden dolayı şaşırmış kalabalıkla konuştuğu gibi. Petrus, "Siz Yaşam Önder'ini öldürdünüz. ...günahlarınızdan affedilmeniz için tövbe edin ve Allah'a dönün" diye, ilan etmekten korkmadı. Günahlar silinebilirler. Allah'tan olan uzaklık -aslında günah budur!- yok edilebilir. Peder tarafından gönderilen Oğul İsa'yı kabul eden, Allah'ın armağanını kabul etmiş olur. Aynı zamanda, bize bu armağanı sunan Peder’i de sevindirir. Bu nedenle İsa'yı kabul eden, Peder'den uzak kalmıyor, aksine O'nun yüreğinde bulunmaktadır! İsa, bakışlarımızın kendisine çevrilmesi için, öldü ve Peder'den gelenin kendisinin olduğuna bizi temin etmek için, dirildi. Biz, İsa'nın dirildiğini bildiğimiz ve O'nu, Yaşayan olarak, sevdiğimiz halde, O'nu haçtayken hatırlamaya ve O'na ölümünün anında, tapınmaya devam etmekteyiz. İsa'nın ölümü ve dirilişi, kurtuluşumuzun sırrının iki 'yüzü'dürler.

Vaftiz olmuş kişiler, bağışlanmayı tecrübe ettiler: Allah'tan uzak kaldıktan sonra, O'nun hayatına girdiler! Çocukken vaftiz edilmiş olan kişi, Vaftiz sayesinde gerçekleşen değişimden tamamen bilinçli değildir, çünkü başlangıçtan beri, İsa'nın arkadaşlığı aracılığıyla, lütufta ve Peder'le samimiyette yaşamaya başlamıştır. Ama yine de, ister çocukken, ister de yetişkinken, vaftiz edilmiş olanlar, bu dünyada yaşarken, ayartmaların arasında yaşamakta, dünya zevklerine bağlı olan insanlar gibi davranmaya teşvik edilmektedirler. Bizler de, Petrus gibi, İsa'ya karşı olan askerlerle birlikte, ateşin yanında oturuyoruz. Bazen biz de, alay edilmemek için, rahatlığımızı korumak için veya zevkleri tatmak için, Petrus'un yaptığı gibi, Rabbe ait olduğumuzu unutuyoruz! Bu şekilde tekrar günaha düşüyoruz; İsa'dan uzaklaşarak, Vaftizimizin anında vazgeçtiğimiz, Allah'tan uzak olma haline tekrar düşüyoruz.

Böyle bir durumda ne yapmalıyız? Aziz Yuhanna ikinci okumada bize cevap veriyor: "Eğer aramızdan biri günah işlemişse, Peder'in huzurunda bir savunucumuz vardır; bu da günahsız olan Mesih İsa'dır" . Allah'tan bizi uzaklaştıran adımlar attığımızın farkına vardığımız zaman, yeniden İsa'ya dönelim. İsa daima, "günahların bağışlanmasını ve tövbe çağrısını" sağlayandır. Bununla birlikte, Aziz Yuhanna, bizi günah işlememek için çaba göstermeye çağırıyor. Eğer Rabbin emirlerini yerine getirirsek, O'nun Sözünü uygularsak, günah işlemeyeceğiz. "Madem ki vaftiz oldum, ben şimdi İsa'ya ait oldum: yapacağım başka hiç bir şey yok!" diye, söylememeliyim! O'nun Sözüne göre yaşamam gerekiyor, yoksa gerçekten İsa'ya ait değilim!

Rab İsa, Sözünü arıyorum, onu yaşamak istiyorum: o zaman hayatım, içimde yerleştirdiğin Kutsal Ruh aracılığıyla, Senin biçimlendirdiğin bir eser olacak! Ve ben de Dirilişinin tanığı olacağım! Rab İsa, Sana şükürler olsun!

Home Page