25/05/2003 PASKALYA DEVRESİ - 6. PAZAR - B YILI
Birinci okuma Hav. Kit. 10,25-26. 34-35. 44-48 Mezmur 98
İkinci okuma
1.Yuh. 4,7-10 İncil Yuh. 15,9-17Bugünkü İncil okumasında İsa, geçen pazar günü başladığı konuşmaya devam etmektedir. "Bende kalın" demişti; bugün "Benim sevgimde kalın" diyerek devam ediyor. Sonra, O'na olan sevginin nasıl olduğunu, hangi meyveyi verdiğini, ve özellikle, O'nun bizi hangi şekilde sevdiğini açıklıyor.
Ben İsa'yı sevip sevmediğimi nasıl bilebilirim? Çok basit: O'nun emirlerini yerine getirip getirmediğimden anlarım! Nitekim sevginin ilk adımı, dinlemektir. Bir kişiyi sevdiğimde, söylediklerine dikkat ediyorum, sözlerini unutmuyorum; o sözler bana, gerçekleştirebileceğim bir arzusunu bildirirlerse, onu gerçekleştirmeye çalışıyorum! İsa'nın söylediği gibi, "Beni seven, sözüme uyar"!
O bize, Peder'i severek ve ölünceye kadar O'na itaat ederek, örnek oldu. Hayatını vermekle, bize en büyük sevgiyi gösterdi: yalnızca en sevgili arkadaşlara beslenmiş sevgi! İsa bu şekilde sevilmeyi arzu ediyor!
"Eğer size buyurduklarımı yaparsanız, benim dostlarım olursunuz". O'nun buyurduklarını biz bilmekteyiz! Bütün İncil, hikmetli, cesaretli ve yeni öğütlerle doludur; bütün bunlar tek bir kelimede toplanabilirler: sevgi! Allah'ın varoluşunun özü olan sevgi, İsa'nın bize durmadan verdiği örnektir.
İkinci okumada Aziz Yuhanna, Allah'ın hayatının sırrı hakkında gözlerimizi açmak için, aynı sözün üstünde durmaktadır. Allah'ın sevgisi şimdi artık gizli değildir; onu hayallerimiz ya da akıl yürütmelerimiz ile tasarlayamıyoruz, çünkü Allah bize onu gösterip, armağan etti: dünyaya gelen Biricik Oğlu'dur! O'nun aracılığıyla hayata kavuştuk.
Şu anda bu hayat bizlere de sevme yeteneğini veriyor ve dolaysıyla, Allah'tan doğmuş olduğumuzu, tanrısallığa katıldığımızı ispat ediyor. Tabii ki, egemenlik, güç, üstünlük olarak anlaşmış olana değil, tersine sevgi olan tanrısallığa katılmaktayız!
Allah'ı düşünürken, insanlar, otomatik olarak, O'nu, hakim olarak, görürler, çünkü onlarda, emretme ve üstün olma isteği vardır. Allah'ın gerçek yüzünü, gerçek özünü, O'nun sevgi varlığını tanımak için, Allah'tan gelen bir müdahale, bir ilan, bir müjdeleme gerekmektedir. Nitekim İsa, kendi ölümü ve dirilişini ilan etmek için ve, bu sırlar aracılığıyla, Sevgi olan Allah'ı tanıtmak için, dünyaya şakirtlerini gönderdi.
Birinci okuma, Petrus'un ilk müjdeleme karşılaşmasını anlatmaktadır. Petrus, İsa'yı, Ölümünün ve Dirilişinin sırrını ilan etmek için, gerçek Allah'ı tanımayı arzu eden, putperest, - yani İsrail Halkına ait olmayan - Kornelyus'un evine giriyor. Kornelyus ve evinde imanla dinleyen toplanmış insanlar, Kutsal Ruh'u alıp, vaftiz edildiler. Onlar, Allah'ı sevdikleri ve dua ettikleri halde, Petrus onlara, İsa'nın hayatı, öğretişi, Ölümün ve Dirilişinin sırrı hakkında bilgi verinceye kadar, Allah'ı tanımıyorlardı. Onlar Allah'ı sevdikleri halde, onlarda Kutsal Ruh'un ışığı ve "yaşam" yoktu, sevinçleri tam değildi!
Nitekim insanın gerçek ve dolu sevinci, İsa'yı tanımaktan gelir ve O'na olan sevginin meyvesidir. Bunu İsa bu günkü İncil'de doğrulamaktadır. İsa, egoist bir amaçla değil, tersine kendi tam sevinci şakirtlerinde de olsun diye, onlara kendisini tanıttı ve onların, Sözüne uygulayarak, kendisini sevmelerini istedi!
Her Hıristiyan bu sevinci tanımıyor. Asla İsa'ya doğru hiçbir adım atmamış, İsa için kişisel hiçbir karar vermemiş olanlar, imanlarının anlamının derine inmeden, sadece çıkarı için ya da alışkanlık ve gelenek olarak, yaşanmış bir iman ile yetinenler, İsa'nın sevinci tanıyamazlar! Arkadaşlar tarafından alay edilme, ekonomik zarar görme, rezil olma, toplum içinde değerinden düşme pahasına rağmen, ciddiye sözlerini alarak, İsa'ya yaklaşmış olanlar, gerçek yaşamı ve mükemmel sevinci tanımaktadırlar!
Rab İsa, bize olan sevgin için ve sana olan, bugün içimize koyacağın sevgi için, sana teşekkür ediyoruz!