OLAĞAN DEVRE- (27.
Pazar Günü) – B -
İlk Okuma Yar. 2,18-24 Mezmur 127/128
İkinci Okuma İbr.
2,9-11 İncil Mar. 10,2-16
İsa ekinci masalını anlatırken şunu söylüyordu: “zenginliğin
aldatıcılığı sözü boğar ve ürün vermesini
engeller” (Mt 13, 22). Bunun için
O’nu takip etmek isteyenlere, her şeyi
bırakmalarını, satmalarını ve elde ettiklerini
fakirlere dağıtmalarını tavsiye etti. Başka bir gün
ise şunu dedi: “dünyanın
aldatıcı servetini kendinize dost edinmek için kullanın ki, bu
servet yok olunca sizi sonsuza dek kalacak konutlara kabul etsinler (Lk 16,
9). Cömertliğimiz sayesinde, Lazar gibi gökyüzüne kabul edilecek fakirler,
bizim için şefaatte bulunacak arkadaşlar olacaklardır. Herkes
İsa’nın şu sözlerini kabul etmez: “Parayı seven Ferisiler bütün bu sözleri duyunca İsa'yla alay
etmeye başladılar. O da onlara şöyle dedi: «Siz insanlar önünde
kendinizi temize çıkarıyorsunuz, ama Allah yüreğinizi biliyor.
İnsanların gururlandıkları ne varsa, Allah’a iğrenç
gelir” (Lk 16, 14). Bunun için zengin olmak tehlikeli olabilir, imanımızı bile
engelleyebilir. Yahuda’nın da kafayı bulmasının sebebi de
budur: “Yahuda gitti, baş kâhinler
ve tapınak koruyucularının komutanlarıyla İsa'yı
nasıl ele verebileceğini görüştü. Onlar buna sevindiler ve
kendisine para vermeye razı oldular” (Lk 22, 4-5). Bizim
gözlemlediğimiz, zenginliğin artmasıyla birçok halkta
kişiler imanlarını terk ettiğidir. Bir mezmur şöyle
der: “Çok sayıda kişi kar elde
etmek için günaha girmiştir; varlıklı olmak umudunu
taşıyan kişi acımasız olmalıdır. İki
taşın arasındaki oynak yere bir tahta çivi sokulur, aynı
biçimde alıp satma işlemine günah takılır” (Sir 27,
1-2). Bizim şeylerle ve para ile ilişkimiz daima bir
mayınlı tarla gibidir: ne kadar dikkatli ve hazırlıklı
olsak, azdır. Ayrıca kim Şeytana itaat ederek
zenginleştiyse ona borçlu kalır. Bu zenginlikler oğullara ve
torunlara geçtiği zaman bile düşmanın yaşamlarına
karışmasına hak verecektir. Zenginliğin çekiciliğine
kapılmamak için imana ve Allah’ın Sözüne sıkı
sıkı bağlı kalmalıyız. İsa daima saklı
hazinedir, elde etmeye çalışmamız gereken tek değerli
incidir, çünkü onu elde edince kimsenin bizden alamayacağı sevince
kavuşuruz.
Pavlus İbranilere yazdığı
mektupta İsa’nın acıları üzerine çok durmaktadır. O
şana ölüm tecrübesinden geçerek vardı, bu acı O’nu mükemmel
kıldı ve bize kurtuluşa kadar rehber oldu. Biz O’nun
kardeşleriyiz, ancak sadece mükemmelleşmeye değil birçok
günahtan arınmaya da ihtiyacımız vardır. Buna rağmen o
bizden utanmamaktadır ve bizi kardeş diye çağırmaya devam
etmektedir. O ki, ölümü tecrübe ederek şana ulaştı, bize de
haçımızı taşımamız gerekecek yolu göstermektedir.
Bu haçın bizim için iki yüzü vardır: bizim ve
başkalarının günahının meyvesidir, ancak İsa ile
birliğimiz sayesinde bizim için azizleşme ve kurtulma
aracıdır.
İnsanların evlilik durumu, bazen haç sebebi olur. Kadın ve erkek tek
başlarına iken eksikliklerinin bilincine çabucak varırlar.
Allah’ın içimize koyduğu içgüdüyü takip ederek her kadın veya
erkek yaşamını tamamlayabilecek bir kadın veya erkeği
arar. Böylece erkek ve kadın bir aile olurlar ve Allah’ın
kutsadığı yeni gerçek meydana getirirler. İsa,
Allah’ın niyetinin, erkeğin evlilik denemeleri yaparak
kadının onu tatmin edecek mi diye bakmasının doğru
olmadığını söyledi. Allah’ın yolu egoizm yolu
değildir, sevgi yoludur. Erkek karısı ile ilgilenir, kadında
aynen erkeği ile. Bu sonuna kadar böyle olmalıdır. Çünkü sevgi
Allah’tan geliyorsa sabit, devamlı ve sadık olmalıdır.
Sadakat iyi ve kötü gün içindir: kötü gün birinin denenip günaha
düşmesidir ve ailesini bir otele veya cehenneme çevirmesidir. O zaman da
haç tüm zorluklarıyla ve tüm kurtuluş imkânlarıyla, kendini
gösterir.
İsa’nın havarileri açıklama istiyorlar ve aynı zamanda
hayret içindeler. Hıristiyanların evlilik yaşamı
diğerlerinkinden farklı gözükmektedir, çünkü hacı inkâr
etmemektedirler, tersine onu taşıyarak insan yaşamını
Allah’ın şahitliği yaptığının bilincindeler.
Bir eşin sadakatsizliği öteki
eşe haçtır, ama aynı zamanda kurtuluşu sunmaktadır.
Evlilik haça dönüşebilirken, İsa’nın çocukları istemesi
yersiz değildir. Çocuklar evliliğin, sevginin meyvesidir. Evlilerin
birbirlerini sevmeleri için fırsatların artmasıdır,
sevgilerinin ve sadakatlerinin devam etmesi için bir ödül ve sebeptir.
Birbirini sevmeyen çiftlerin çocukları yaşamlarını bozan bir
haç yüklenirler, çünkü bunu kaldıracak güçleri yoktur. İsa
çocukları kutsuyor ve böylece ebeveynlere yaşamları
hakkındaki kararları tek duygularına göre karar
veremeyeceklerini hatırlatıyor. Çocuklar ebeveynlerinin
birliğini görmeye ihtiyaç duyarlar. İki kişi evlenirken ebedi ve
dayanıklı, ahenkli bir evlilik düşler: bunun için biraz
acıya da katlanmaya hazır olduklarını söylerler, o zaman da
sevinçleri daha da büyük olmaktadır!