07/05/2006 – PASKALYA DEVRESİ - 4. PAZAR GÜNÜ - B
İlk okuma Hav.
Kit. 4,8-12 Mezmur 117/118
İkinci okuma 1Yuh.
3,1-2 İncil Yuh. 10,11-18
Dördüncü emir sadece evlatların ebeveynlerle olan
ilişkisi ile değil, ama ebeveynlerin, ilk önce evlatlarına, sonra da
kardeşlerine ve bütün akrabalarına olan sevgisi ile ilgilidir. Bu sevgi
emredilmez, çünkü içgüdüseldir, doğal olarak insan yüreğinde bulunur. Ancak bu
sevgi de, ayartmalardan özgür değildir: kendi menfaati ve hırsları önünde, ya
da başkalarının günahları ve eksiklikleri önünde azalıp, yok olabilir. Bu
yüzden Allah’ın emri bize yardımcı oluyor. Allah, maddi çıkarın veya kişisel
gururun, ya da herhangi başka bir şeyin, doğal olarak içimizde doğan bu sevgiyi
yok etmesini, onun üstüne gelmesini istemez. Çünkü ebeveynlere ve akrabalara
doğru bu doğal sevgi Allah’ın eseridir ve onu geliştirip, korumalıyız; hatta
onu sadece içgüdüsel bir sevgiden, Allah’ın nankör halkına olan sevgisinin
olduğu gibi, istenilmiş ve karar verilmiş bir sevgiye, sadık bir sevgiye dönüştürmeliyiz.
Kutsal Yazılarda yazıldığı gibi, “aklı başında değilse de”, anne ve
babana saygı göstermek, yaşamımızın ‘sağlıklı’ olduğunun işaretidir. Tıpkı son
hedefimizi daima göz önünde tutmamız gerektiği gibi, aynen nereden geldiğimizi
hatırlamamız gerekir. Çocukken, onlara itaat etmekle ebeveynlerimize saygı
gösteririz, büyükken Allah’a itaat etmekle onlara saygı gösteririz! Hikmet ve
iman, iyilik ve dengeli sevgi ile dolu olgunluğumuz bize yaşam verenleri
onurlandırır. Allah’tan uzak yaşayan, yönünü şaşıran ve hiçbir şeye değer
vermeden yaşayanlar, ebeveynlerinin şereflerini lekeler. Onlar, maalesef sık
sık olduğu gibi, ölecek kadar üzülürler.
Bugün İsa bize, “köşenin temel taşı”, insanların tek “kurtarıcısı” ve “iyi çoban” olarak
gösterilmektedir. İlk iki imaj bize Petrus tarafından verildi. İsa, Allah’ın
inşa etmek istediği yeni binanın köşe taşıdır. İsa kendisi de, mezmurlarda
bulunan bu benzerliği kullandı. Köşe taşı, tüm binanın dayandığı sağlam
ve dayanıklı taştır. Kim onu seçer? Şüphesiz inşaattan sorumlu olan kişi.
Benzetme şunu söylemek ister: Allah, yeni halkının gücü ve desteği olan kişiyi
kendi seçer. O, hiç kimsenin onlara güvenmemesine rağmen, Musa’yı ve Davud’u
seçmişti. Allah kendisi, sadık halkına rehber olsun diye, baş ve kul olması gereken
kişiyi seçer. Allah, İsa’yı seçer! Yetkili insanlar O’nu yok edebilmeyi
düşünüyorlar: onlar Allah’ın onlardan özgür olduğunu düşünmeyip, O’nun
seçtiklerini de kabul etmeyi hiç istemiyorlar. Petrus’un hiç şüphesi yoktur ve
bu sözlerle İsa’yı tanıtıyor: “Başka hiç kimsede kurtuluş yoktur”;
kurtulabilmek için, O’nu kabul etmek gerekiyor. Bunu tecrübe eden bizler, bunun
gerçek olduğunu bilmekteyiz. Ancak ve ancak Mesih İsa’ya iman edip, O’na
güvenerek içsel özgürlüğü tadabiliriz, ancak İsa’yı severek öğrencileri olan
kardeşlerle birlikteyiz, ancak Rab İsa’ya itaat ederek sonsuz hayatına kabul
edileceğimizin garantisi ile Peder’in yüreğine gireriz.
Sapık olmaktan sevinen bu dünya, egoizmde yaşadığında özgür olmayı düşünür,
Baba’nın hikmetli Sözüne itaat etmemek ister. Böyle bir dünyada ancak, Mesih
İsa sayesinde kurtuluşa kavuşabilir.
Bu dünya Allah’ın evlatlarını reddedip ezer, onları küçümser ve engeller. Aziz
Yuhanna dünyanın “Baba’yı tanımadığı için” böyle davrandığını söyler.
O’nu tanıtmak, daha doğrusu O’na olan benzerliğimizin aracılığıyla kendisini
tanıtmasına izin vermek, görevimizidir. Fakat unutmayalım ki, ancak sevdiğimiz
sürece O’na benzemekteyiz! Bunun için sevmeye devam edelim; nefret ve zülüm
edildiğimizde, düşmanlıkla çevrelendiğimizde de, sevmeye devam edelim. İsa
kendisini, koyunlarını parçalamak isteyen kurt önüne koyarak, bizi
korumaktadır. Her şeyden önce yüreğimizi intikam ve nefret duygularından korur
ve bizi çevreleyen düşmanlık yüzünden O’ndan ayrılmamamızı sağlar. O’ndan
uzaklaşırsak, kesinlikle düşmanımız zafer kazanmış olacaktır. Rab İsa her
durumda, her zorlukta O’nun yanında kalabilmemiz için bize güç verir. O iyi
çobandır ve henüz O’nun olmayan, fakat olabilecek koyunlar için de iyi çoban
olmak ister! İsa başka dinlere ait tüm insanların, putperestlerin,
düşmanlarımızın da, çobanı olduğunu hisseder. Ancak ve ancak O’nun sayesinde
her soydan ve her dilden insanlar yürek huzuruna ve yaşam mutluluğuna
kavuşabilirler. Aziz Augustinus’un söylediği gibi, “Kalbimiz sende huzur
buluncaya dek huzursuzdur”! Gerçekten insan yüreği Rab İsa için yapıldı!
O’nsuz, insan yüreği susuz, aç, kararsız, afallamış kalır; O’ndan uzak
kalabilmek için şiddeti kullansa da. Günümüzde de, İsa sesini duyurtmak ve
temsilcileri olmaları için, zavallı
insanları seçer. Baba’nın, bu hizmete hazır ve kutsal insanları çağırıp,
Kilisesine bağışlamaya devam etmesi için dua edelim!