14/05/2006 - PASKALYA DEVRESİ - 5. PAZAR GÜNÜ - B YILI

İlk okuma                   Havarilerin İşl. 9,26-31                   Mezmur                   21/22

İkinci Okuma                   1 Yuh. 3,18-24                   İncil                    Yuhanna 15,1-8

 

Anne ve babana saygı göster! Bu emir Allah’ın ailemizle ilgilendiğini gösteriyor. Bu emir sayesinde ebeveynler çocuklarına tam bir şekilde hayat vermeye teşvik ediliyor. Anne babalar, sadece dünyaya evlat getirmekle yetinmiyor, çocuklarının büyümesi ile, eğitimleri ile, yiyecekleriyle, sağlıklarıyla ve hatta inançları ile de ilgileniyorlar. Öyle ki imanları zayıf ve ‘hasta’ olmasın, tersine hem günlük hem de büyük yaşam kararlarında etkili olsun. Kardeşler, kendi kardeşlerini ve diğer akrabalarını sevmek için ebeveynleriyle işbirliği yapmalıdır. Aynı şekilde aile, yardıma ihtiyacı olan uzak akrabalarını da tanımalı ve onlara el uzatmalıdır. Akrabalık ilk doğal topluluk/cemaattir ve son topluluğun/azizlerin birliğinin bu dünyadaki ufak bir tecrübesi gibidir. Bu birlik bize neşe verir, aynı zamanda bizim için bir görevdir. Öyle ki, akrabalarımız arasındaki ilişkimizi kutsal ve sağlıklı tutalım. Zayıf ve güçsüz olanlarımız imanda güç bulsunlar ve ailelerinin korumasının altında Göksel Baba’mızın sevgisini hissetsinler!

 

İsa, kendisinin kim olduğunu ve bizim kim olduğumuzu anlatmak için iyi bir simge kullanıyor. Biz, onun vasıtasıyla yaşıyoruz, yani çünkü O’nunla hayati bir bağımız var. Bizim şahsiyetimiz, kimliğimiz O’nunla olan ilişkimizde değer buluyor ve sağlamdır, çünkü O sonsuza dek yaşayacaktır!

İsa kendini asmaya benzetiyor. Asma değerli bir bitki çünkü üzüm veriyor ve üzümden, mezmurlarda yazıldığı gibi, “insanın kalbini neşelendiren şarap” yapılır. Asma peygamberlerin de kullandığı bir simgedir; İsrail oymağını simgeliyor. Tanrı’nın özenle dikip, ilgilenip büyüttüğü üzüm bağı, Tanrı’nın seçtiği İsrail halkını simgeliyor. Bu bağ, her ne kadar Tanrı’nın lütuflarını alsa da, hasat zamanı geldiğinde acı ürün verdi, tatlı ve hoşa giden ürün vermedi. İsa ise, tam tersi olarak “gerçek asmayı” Baba’ya sevinç ve onur veren ürün veren asma olarak tanımlıyor. İsa, havarileri ile birlikte meyve veriyor, ve onları çubukları olarak betimliyor. Baba için ve İsa için ne kadar da değerliyiz! Baba, kendisi asmayla ilgileniyor, çubukları bakıyor ve onları besliyor, itina gösteriyor. Baba onları destekliyor, ama aynı zamanda buduyor da... Fakat budama onları cezalandırmak için değil de; budama aracılığıyla onlar daha fazla meyve verebilecekler!

Biz, çiftçilerin nasıl budama yaptıklarını biliyoruz, ama Göksel Baba’nın İsa’nın öğrencilerini nasıl budadığını bilmiyoruz. İsa şöyle diyor; “Size söylediğim sözle siz zaten temizsiniz”. Diyebiliriz ki, en önemli budama İsa’nın sözleri ve öğretileri aracılığıyla oluyor. Rabbin Sözünü hayatı için rehber ve ışık olarak kabul edenler, egoizmden doğan kendi kötü alışkanlıklarından ve kendi yanlış görüşlerinden vazgeçecek, kötü yanlarının budandığını hissedecek ve Tanrı’nın Krallığı için meyve vermeye başlayacaklar! İsa’nın sözlerini kabul edip yaşamak, onunla birliğimizin garantisi ve Peder’in bizim ihtiyaçlarımızı bilip giderdiğinin de kanıtıdır.

Bu gerçeği azizlerin hayatlarında görüyoruz. Onlar, Rabbin Sözünü kabul ettiler ve hayatları değişti, öyle meyveler verdiler ki Kilise bunlarla gurur duydu ve dünya tadına baktı. Onların duaları Baba tarafından duyuldu. Baba onların Oğul ile birlikteliğine o kadar önem verdi ki, İsa’nın dualarını kabul ettiği gibi, onların dualarını da kabul etti. Biz de kendimize onlar gibi olup olamayacağımızı soralım! Tabii ki olabiliriz! Onların örnekleri bizim önümüzde, onları taklit edelim! Bir çok kez zor durumlarda umudumuzu yitiriyoruz. Bu zorluklar vardır ama bizi temizler ve yüreklendirir. Aziz Pavlus da zorluklar yaşadı, Luka, Havarilerin İşleri bölümünde bize bunları anlatıyor. Pavlus, Hıristiyan olduğu ilk zamanlarda Kudüs’lü Hıristiyanlar ona güvenmiyordu. Barnabas, bütün yetkisini kullanarak cani Saul’un artık Pavlus’a dönüştüğünü söylüyor ve halkı rahatlatıyor.

Ben, Baba’nın sevgisine cevap vermek için, İsa ile birlikte yaşamak için hangi Sözünü yaşamam gerektiğini sıkça kendime soruyorum. Aziz Yuhanna bana yardımcı oluyor, “Onun emri budur: Oğlu İsa Mesih’in ismine inanalım ve birbirimizi sevelim” ! İnanmak ve sevmek... İsa’ya inanmak ve O’nun sevdiği gibi sevmek. Bu sözler, O’nun tüm öğretisini özetliyor. Bu iki sözü uygulayarak İsa ile birleşiyor ve Peder Allah tarafından dinleniyor ve seviliyoruz. İsa, yalnızca başkalarını sevmemizi istemiyor, bizim de başkalarının bizi sevmelerini kabul etmemizi de istiyor. Başkalarının beni sevmek için, karakterimi ve kusurlarımı kaldırmak için acı çekmelerini kabul etmeliyiz. Bu, başkalarına olan sevgimize alçakgönüllülük katar ve bu şekilde gururumuzu yenebiliriz. Teşekkürler İsa, Kilisen aracılığıyla tüm dünyaya ölümün ve dirilişinin meyvesini veriyorsun!