04/06/06 - PENTEKOST BAYRAMI - B
İlk
Okuma Hav
İşl. 2,1-11 Mezmur 103/104
İkinci
Okuma Gal 5,16-25 İncil Yuhanna
15,26-27; 16,12-15
“Teselli verici
gelince...” İsa arkadaşlarını rahatlatıyor.
Onlar yalnız kalmayacaklardır, kendi
zayıflıklarının, cahilliklerinin etkisinde
kalmayacaklardır. Teselli edici gelecektir. Her zor durumda onlara
yardım edecek Olan gelecektir. İsa’nın öğrencilerine
Ruh’unu tanıtmak için kullandığı söz onları sadece
teselli edeceğini göstermiyor, aynı zamanda daima her durumda yanlarında
olacağını da gösteriyor: suçlandıklarında, zulüm
edildiklerinde, yorgun olduklarında, unutkan olduklarında veya
kararsız olduklarında, zor kararlar almaları gerektiğinde,
onların yanında olacaktır. Teselli edici, Kutsal Ruh, Kilisenin
güvencesidir. İsa’nın verdiği söz, sadece ilk Havarilere
yönlendirilmemiştir, yüzyıllar boyunca O’nu takip edeceklere
yöneltilmiştir. O halde biz de bu güvenle yaşıyoruz: Peder bize
Ruh’unu yolluyor, İsa’ya şahitlik yapan Gerçeğin Ruh’u!
Her şeyden önce şunu soralım: Ruh ne
zaman geliyor? Geldiğinin nasıl farkına varabiliriz? Bizde ve
Kilise varlığının işaretleri nelerdir?
Ruh ilk kere için Havarilerin üzerine indiği
zaman Havariler mucizevî işaretler gördüler: onların
zayıflıklarından ve korkularından uyanmaları için görkemli
bir işarete ihtiyaçları vardı. Onlar acayip bir gürültü
duydular, her birilerinin üzerine tek ateşten gelen dillerin indiğini
gördüler ve bilmedikleri dilleri konuşma tecrübesini yaşadılar.
Bu işaretler, içimizde ve dışımızda her şeyi,
Kutsal Ruh’un her şeyi etkilediğini kanıtladı: o halde biz
ne zayıflıklarımızdan ve kötülüğün gücünden
korkamayız, ne de erdemlerimizden gururlanabiliriz, çünkü Allah,
insanın beceremediği her hangi bir şeye veya olaya
karışabilir. Bu işaretler aynı zamanda Havarilere, Allah’ın
sevgisini tüm dünyaya yaymaları gerektiğini de gösterdi.
Kutsal Ruh bize gelince, biz de bu işaretlerin
aynısını görmeyi bekleyemeyiz: O her birimiz için ve
değişik zamanlarda, değişik şekillerde gelir. Bizim
için belki de işaret vermeden gelir, ancak gelişi hiçbir zaman
meyvesiz olmayacaktır! Onun varlığı her şeyi
değiştirir ve ilk önce yüreğimizi değiştirmeye
başlar. Bugün aziz Pavlus, Allah’ın Ruh’unun içimizdeki tipik davranışlarının
listesini çıkarır ve İsa, da Ruh’un Hıristiyan’ın ve
Kilisenin yaşamındaki etkisini söyler.
İlk önce Havarinin söylediklerine
bakalım. Eğer bedenimizin zevkini arıyorsak, bu oburluk veya
şehvet olabilir, eğer büyüye, batıl inançlara inanıyorsak,
eğer başkalarına hükmetmeye çalışıyorsak,
kıskançlık, kavga içinde isek, Allah’ın Ruh’unun kalbimizin
kapılarını girmek için açık
bulmadığının işaretidir. Eğer durumumuz bu ise,
dikkatimizi on emre çevirmeliyiz ve pişmanlık, alçakgönüllülükle
yorucu ve zor olsa da, onlara boyun eğmeliyiz.
İçimizde herkese karşı sevgi
olduğunda, içimizde Kutsal Ruh’un geldiğini söyleyebiliriz. Ne zaman
ki sevinç ve barış, bizi cana yakın ve cömert
kılıyorsa, ne zaman ki sabır ve hoşgörü zor
günlerde ve tersliklerde sakin olmamızı sağlıyorsa, ne
zaman ki iyilik, sadakat ve uysallık, sorumluluk gerektiren
durumlarda duygularımızsa, ve Rabbimiz İsa’nın
hizmetkarları olmak için dilimizi, gözlerimizi,
duygularımızı ve arzularımızı kontrol
altında tutuyorsak, o zamanlarda Kutsal Ruh’un içimize geldiğini
anlayabiliriz. Allah’ın Ruhu geldiğinde artık sadece on emrin
kılavuzluğunda değil, Peder’in ve kendini bizim için feda eden
İsa’nın sevgisinin kılavuzluğunda yaşıyorum! Bu
düşüncelerden sonra Kutsal Ruh’un gelişinin ne kadar önemli
olduğunu anlamaktayız. Ona kalbimizin kapısını
açık tutmamızın da ne kadar önemli olduğunu anlıyoruz.
İsa, Ruh’un görevinin ne kadar zor olduğunu da anlatmaktadır.
Ruh bize, birçok şey göstermelidir ve biz bunların yükünü
taşımakta zorlanabiliriz. Çünkü O bize, Peder’in sevgisinin nereye
kadar ulaştığını göstermelidir, dolayısıyla
da bizim Allah’ın gerçek evlatları olduğumuzdan bizim sevgimizin
de nereye kadar ulaşması gerektiğini göstermelidir. O bunu bize
İsa’nın şahitliğini göstererek ispatlar, yani
İsa’nın acı çekerek ölmesindeki sevgiyi,
fedakârlığının değerini, haçının şanını
gösterir. Bize bunu göstermekle de kalmaz, bizleri İsa’nın
şahitleri de yapar: yaşamın değişik durumlarında,
günlük acılarımızda ve etrafımızı saranların
imanımızı anlamamalarından doğan sorunlarda, Ruh bize
sadık kalmak için güç verir ve başkalarını Rabbimize ve
Çobanımıza çekmek için bizi kullanır. Aynı Ruh,
İsa’nın her sözünü ve hareketini anlamamızı ve değer
vermemizi sağlayacaktır: “Benden alıp size müjdeleyecektir”
ve O, “Gerçeğin Ruh’u dur”: Onun esas hareketi, günah yüzünden,
insanların göremedikleri Allah’ın çehresini göstermektir. O bize,
İsa aracılığıyla, Peder’in
ışığını ve sevgisini gösterir. O aynı
zamanda Gerçeğin Ruh’udur, çünkü içimize gelerek yaşamımızı
Allah’ı gösterme aracı kılmaktadır: bizimle
karşılaşanlar Peder’in hikmetinin tadını tadabilecek
ve her insanı kaplamasını istediği iyiliğini,
görebilecektir.
Gel Kutsal Ruh, teselli edici ve koruyucu, Ruh,
gel. Bana Peder’i ve İsa’yı tanıt, beni değiştir ve
ben de O’nun sevgisi ve gerçeğini etrafa dağıtabileyim!