27/11/2005 – NOEL’E HAZIRLIK DEVRESİ –1. PAZAR – B
Prima lettura İşaya 63,16-17.19;64,1-7 Mezmur 79
Seconda lettura 1Kor 1,3-9 İncil Mk 13,33-37
Efkaristiya’ya adanmış
2004-2005 yılı boyunca, size her pazar günü bu konu hakkında
küçük bir öğreti sundum. Birçok insan bundan faydalanıp, bana
teşekkür etti. Bunun için bu yeni liturjik yılda da başka bir
konu ile devam etmeyi düşündüm: kısacası bu sene size “On
Emirden” bahsedeceğim. Amacım, ya cemaatinizde düzenlenmiş dini
toplantılara katılmanızı, ya da Kilise Din ve Ahlak
İlkelerini okuyarak, daha derin bilgi alma isteğinizi
uyandırmaktır!
Zengin bir adam İsa’ya koşup,
ebedi hayata kavuşmak için ne yapması gerektiğini
sorduğunda, Rab İsa, cevap vermeden önce, adama: “Allah’ın
emirlerini biliyorsun: ‘Adam öldürme, zina etme, hırsızlık
yapma, yalan yere tanıklık etme, kimsenin hakkını yeme,
annene babana saygı göster.“ (Mk 10,19) dedi. Olumlu cevap aldıktan sonra, İsa büyük ve
özel bir sevgiyle ona bakıp, hepimizin bildiği cevabı verdi. Her
şeyden önce Rab İsa, o adama, herkesin ve tüm halkın
yaşamını düzenleyen hikmetli Emirleri hatırlattı.
Dolaysıyla onlar önemlidir ve İsa’nın daha derinliğe inen
sözlerini kabul etmemize hazırlarlar. Rab İsa bir kişiyi ancak
ve ancak, onun Allah’ın bu emirlerine itaat etme isteğini
yokladıktan sonra, ardından çağırır! Bu yüzden On emri
yerine getirmek, İncil’i kabul etmek için gereken
hazırlıktır. Gerçekten de, herkesi günahlarını itiraf
etmeye davet eden Vaftizci Yahya’ya itaat edenler, Mesih İsa’yı daha
kolayca kabul ettiler!
Bugün İsa, öğrencilerine
söylediği gibi, hepimize de uyanık durmamızı tavsiye eder.
Uyanık kalmak, yolculuktan dönen ev sahibinin dönüşü için hazır
olmak demektir. Uzun zamandır uşakların görmediği ev
sahibinin kim olduğunu bilmekteyiz, ama ne zaman döneceğini
bilmiyoruz. Uşaklar hizmet etmeye ve sahibi için yaşamaya devam
etmelidir: sadece onu severlerse, bunu yapmak kolay olacaktır! Ona korku
yüzünden hizmet ederlerse ise, bu çok zor olacaktır! Bizler
İsa’nın bu tavsiyeyi ciddiye almak istiyoruz.
Acaba ev
sahibinin dönüşünden bahsederek, İsa bize ne söylemek ister? Genelde
Hıristiyanlar bunun, onların ölüm günü olduğunu düşünürler.
Doğru mu düşünürler? Belki doğrudur, belki de dahası var.
Kuşkusuz İsa ölümümüze, onunla olan bir karşılaşma
olarak, bakmamızı arzu eder, fakat her gün de O’nu kabul etmemizi
ister. Günlük yaşamımızdaki varlığını
görmeyi bilirsek, her gün O’na sevgiyle hizmet etmek için
fırsatımız olur. Nitekim O sayısız olaylarda bize
doğru gelir: tanıdığımız ve
tanımadığımız insanları sevmemizi diler,
kardeşlerimizi dinleyip, teselli ederek, imanda sebatlı
olmalarına yüreklendirerek, Sözünü tanıyıp yaşamaları
için onlara destek vererek, onları bilgilendirerek ve onlara cesaret
vererek hizmet etmemizi arzu eder.
Aziz Pavlus
Korintos’lulara mektubuyla Rabbin gelişini hatırlatır, aynı
zamanda da bu bekleyişlerinin, Rabbin onlara
bağışladığı “ruhsal armağanları”
birbirlerinin yararına kullanmak için değerli bir fırsat
olduğunu hatırlatmaktadır. Hıristiyan cemaatinin üyelerinin
arasındaki canlı ve kardeşçe sevgi Mesih İsa’ya
tanıklık verir ve Rab ile daha derin bir şekilde
karşılaşmaya hazır olmamıza yardımcı olur.
Rabbin
dönüşü, onu sevenler için, sürekli ve büyük bir arzudur. İsrail
halkı bize örnek olur: Peygamber İşaya’nın duasıyla, “keşke
gökleri yarsan da insen!” diye yalvarıyordu. Keşke Rab O’nu
görmemizi, O’nunla karşılaşmamızı engelleyen her
şeyi yok etse! Keşke O bize yaklaşsa! İşte O,
Yeruşalim’in Mabet’inden her gün yükselen duayı yerine getirdi; onu
dinleyip, aramıza geldi, aramızda Hükümdarlığını
yerleştirdi. Bize Kutsal Ruh’u bağışlayarak, sevgi ve af
ile, sabır ve yumuşak huyluluk ile, iyilik ve merhamet ile
dünyanın yüzünü değiştirebilen yepyeni bir yaşamı bize
sağladı. Dünyaya gelip, günahtan ve onun
bıraktığı izlerinden bizi kurtarmak için kendisini feda
etti. Ayrıca bize Sözünü, sevgisinin somut işaretlerini, Bedenini ve
Kanını, sağlam bir kaya üzerinde kurulmuş Kilisesini bize
emanet etti; sonra da “yolculuğa çıktı” ve artık
O’nu göremeyiz. Bu yüzden, daima günahlı halk olan, daima sevgimizi ve
imanımızı soğutmaya hazır olan,
günahlarımızı saklamaya çalışan bizler de, “keşke
gökleri yarsan da insen!”diye dua edelim.
Rab İsa
geldiğinde, seni kabul etmeye hazır olmak istiyoruz. Sen de bizi
yenileceksin, sevincinle bizi doyuracaksın, kendimizi hiç düşünmeden,
gerçekte sevmemizi sağlayacaksın; o zaman birlikteliğimiz dolu
olacak ve Kilisen senin gerçek tanığın ve parlayan gelinin
olacaktır!