01/01/2006 ALLAHIN ANNESİ MERYEM
BAYRAMI
İlk Okuma Çölde Sayım 6,22-27 Mezmur 66/67
İkinci Okuma Galatyalılar 4,4-7 İncil Lk 2,16-21
İbrani çocuklar doğumlarından sekiz gün sonra sünnet olurlar
ve o gün bu çocuklara isim verilir. Sünnet aracılığıyla
Allahın halkına ait olur ve kendi bedenlerinde Allahın
İbrahim ile yaptığı Antlaşmanın simgesini
taşırlar. İsa da tam olarak bu dünyaya, bu topraklara ait biridir.
O da herkes gibi bir halkın üyesidir, herkes gibi kendi özel
adını taşıyor. Tüm bebekler gibi, şimdilik hiçbir
karar almıyor, hiçbir şey yapmıyor: şimdilik
başkaları, yani Meryem ve Yusuf onun hakkında karar veriyorlar.
Meryem sessiz kalıyor, fakat en aktif insan odur: Sessizlikte çocuğuyla
birlikte kalıyor ve çocuğu görmeye gelenlere onu sunuyor. Onlar
Allahın bu harika eserine hayretle baktıktan sonra, sevinçle geri
dönüyorlar. Meryem ise kendi sessizliğinde kalmaya devam ediyor. Fakat
onun bu sessizliği bir kapanış ve bitiş değil, tam aksine
her şeyi yenileyen gizeme doğru giden giriştir. Onun çocuğu
halkın üyesidir, ancak halk çocuğundan anlam ve önem kazanıyor.
Çocuğu halk tarafından kabul ediliyor, fakat halkın,
Allahın sevgisini yaşamasını sağlayan, O olacaktır.
Meryem her şeyi anlıyor. O sadece annesidir, fakat kendisinin, Allahın
Kelamının annesi olduğunun bilincindedir. Kucaklayıp
okşadığı çocuğun, En Yüce Olanın Oğlu
olarak çağırılacağını biliyor. Bu yüzden, dokuz
ay önce meleğin sözlerini duyduğunda gibi, yüreğinde
şaşırmaya devam ediyor, çünkü kendisine Allahın annesi
deneceğini bilmektedir.
Allahın Annesi! İmkansız bir unvan, buna rağmen
alçakgönüllü, sessiz ve Pederin projelerine tamamen hazır olan
hizmetkarı için Allahın istediği unvandır! Meryem Allaha
insan hayatını verdi: çocuğu Allahtır, Nurdan Nurdur,
ebedi hayattan gerçek hayattır! Allahın Annesi Olmak sadece bir
unvan değildir; bir görevdir. O, sevgiyle ona bakan insanların
yüreğinde Allahı doğurmaya devam ediyor: sayısız
insan, Meryemin sessiz aracılığı sayesinde Mesih
İsaya, yeni hayata eriştiler. Çobanlar gibi, annesini bulduktan
sonra, çocuğunu buldular!
Bugün biz de 431 yılında Efeslilerin yaşadığı
sevince katılıyoruz. Onlar kesin bir şekilde Mesih
İsanın tanrısallığını beyan etmek için,
coşkuyla Meryemi bu unvanla onurlandırdılar.
Biz de Mesih İsa-Allah ile bağlı kalmak istiyoruz, o zaman
tüm yıl boyunca Onun ışığı ve
barışı üzerimizde olacak.
Bugün takvim değiştirip, yeni yıla başlıyoruz.
Birbirlerimize iyilik, sağlık ve özellikle barış
dileyerek, arkadaşlık ilişkilerimizi ve birliğimizi
yenilemek için güzel bir fırsat oluyor. Bugün özellikle yapmamız
gerek şey barış ve esenlik üzerine düşünmektir. O olmadan
hayatımız korkularla geçer, herkes kendini savunma amacıyla
egoistliğine ve içine kapanır. Ama barış ve esenlik nereden
gelir? Esenlik nedir? Bunu Beytlehemdeki mağarada çobanların
gördükleri melekler ilahilerinde şöyle söylediler; yeryüzünü
değiştirip gökyüzüne dönüştüren esenlik ve barış,
bugün İsa adını alan Bebektir. İnsanlar için belirlenmiş olan esenlik
kaynağı Odur. Barışı tatmak için,
barışı taşıyan olmak için, ya da dünyadaki acılar
için verilen Allahın merhemi olmak için, İsaya bağlı
kalmamız gerekiyor. Bunun için bebeği kucağımıza koyacak
annesine güvenle yalvaralım.
Bebeğin adı Allah Kurtarır anlamına gelen İsadır.
Onu hayatımıza kabul ederek Onun
tatlılığını, koruyuculuğunu ve Allahın
Kurtarışını tadabiliriz. Bu haldeyken bizi ölüm bile
korkutamaz! İnancımızdan dolayı bize yönelen nefret bile
kalplerimizi İsadan uzaklaştıramaz! Biz de, Annesinden
öğrendiğimiz gibi Onu İSA diye çağırıyoruz.
Eğer bir insan bize teselliyi ve kurtuluşu nerede
bulacağını sorarsa ona İSA demeliyiz. Dünyanın
boş çekiciliğine aldanmış, insansal zayıflıklarıyla
inancını kaybetmiş kişilerle
karşılaştığımızda da yüksek sesle İSA
ismini hatırlatmalıyız.
Meryem Ana, Allahın Annesi ve Barış Kraliçesi, sevin,
coşun ve insan hayatını verdiğin Mesih İsaya bizim
için dua et ki bize ve tüm insanlığa kurtuluşu
bağışlasın!