8/01/09 - OLAĞAN DEVRE - 2. Pazar Günü - B
1.Okuma 1Sam. 3,3-10.19 Mezmur 39 2.Okuma 1Kor. 6,13-15.17-20 İncil Yu. 1,35-42
Hıristiyanların Birliği için dua haftasının ilk
günü
Dua etmek isteyen Hıristiyanlar
İsa’yı örnek alırlar. Havariler, sinagoga veya ailelerinde daha
önce dua etmiş olmalarına rağmen, İsa’nın nasıl
dua ettiğini görünce dua etmeyi bilmediklerini anladılar.
İsa’yı dua ederken gördüklerinde Allah ile ilişkiye girmenin
onların yaptığından çok değişik olduğunu
gördüler ve öğrenmek istediler. Bu sebepten Ona şöyle sordular: “Rab, bize dua etmeyi öğret!” Gördükleri
ve anladıkları yenilik ne idi? İsa’nın duası
diğer dualardan nasıl değişikti? İsa’nın
duasının özelliği neydi? Putperestlerin,
ilahları ile ilişkileri için kullandıkları sözcük niçin İsa’nın dua etme tarzı için uygun değildi?
İsa dua ederken kendini hiç düşünmüyor: O sadece Baba’yı
düşünüyor, Onun arzularını, isteğini, tüm halklar ve her
tekil kişi için merhametli sevgisini düşünüyor. İsa, dua ederken
Baba ile birlik içersinde olmayı amaçlar, Onun gibi dünyaya bakmak ister,
Onunla tek yürek olmak ister, Onun sevgisini kabul edip
bağışlamak ister. İsa dua ederken ne kendi ne de
başkalarının maddi ihtiyaçlarını düşünmüyor. O,
Allah’ın gözünden hiçbir şeyin kaçmadığını
biliyor, bizler Onun arzusunu gerçekleştirirsek her şeyin iyi
olmasını sağlayacaktır. O, acıları, terslikleri,
hastalıkları ve huzursuzlukları yaratanın insan günahı
olduğunu biliyor. Bu sebepten de duayı Baba’nın arzusuna uymak
için araç olarak görmektedir. Ve Onun arzusu ancak ve ancak sevgidir!
Duanın bu özelliği kullanılan sözcükte gözükmeli: bu sebepten
Grek Hıristiyanlar yeni bir sözcük yaptılar: paganların
kullandığı sözcüğü aldılar ve hece eklediler. Böylece sözcük
duanın kendilerine bakmak değil de Allah’a kabiliyetli olduğumuz
derecede arzu ve sevgiyle yönelmek, anlamını kazandı. Latince
kökenli Batı dillerinde bu kadar belirgin tonlamalar veren bir kelimemiz
yok: Latin Hıristiyanlar yeni bir sözcüğe gerek duymadılar, bu sebepten
biz paganların kullandığını kullanmakla yetinmeliyiz.
Fakat dua ederken dikkat etmeliyiz ve bilinçli olmalıyız, dua etmek
sadece fayda elde etmek ve arzularımızı gerçekleştirmek
için istekler sıralamak, değildir.
Bugün
Samuel’in çağrısını dinliyoruz ve her şeye nasıl
hazır olduğunu görüyoruz. Cömertliği neredeyse İsa’yı
izlemeye hazır olan Vaftizci Yahya’nın iki şakirdinin önceden
bildirilmesi gibidir. Onlar Yahya’dan şunu duydular: “İşte Allah’ın Kurbanı!”; böylece
İsa’nın beklenen Mesih olduğunu anladılar. O, Allah’ın
İbrahim’e oğlu İşhak yerine kurban etmesi için
yolladığı kuzudur, O Mısır’da ölüm meleğinden
kurtaran kurbanın kanıdır, O her sene halkın
günahlarıyla yüklenip çöle ölüme gönderilen kuzudur, O her Paskalya Allah
ile antlaşmayı kutlayan her ailenin beslendiği kuzudur.
Bu sebeplerden
iki şakirt İsa’yı izler, amaçları Ondan bir şeyler
elde etmek değil, Onunla birlikte olmak, Ona hizmet etmek ve Baba’nın
planlarına uygun yaşamayı öğrenmektir! Gece Allah’ın
Sözüne itaat etmek için yatağından fırlayan Samuel, onu
yatağına geri gönderen rahip Eli’nin de emrine itaat eder.
İsa’yı izleyenler için Samuel bir örnektir. Onlar daima İsa ile
beraberlerdir ve sevdiklerini de Ona çağırırlar. En gerçek sevgi
İsa’yı tanımayı öğrenmeye yardım etmektir.
İki şakirtten biri olan Andreyas kardeşini de İsa’ya
götürür ve Rab onu da çağırır! Ona İsa yeni bir isim verir,
bu da o andan yaşamının değiştiğini gösterir.
Simon’un adı artık Petrus olacaktır, artık bir balıkçı
adına değil de, İsa’da güven, yaşam bulan bir şakirdin
adına sahip olacak!
İsa ile
yaşam gerçekten yenidir: Aziz Pavlus, Korintlileri çocuklarmış
gibi ellerinden tutma mecburiyetini hissediyor, onları eğitiyor
böylece yaşamlarını Rabbe ait olmaktan gelen yeni
ışıkta görebilmelerini sağlıyor. İsa’ya ait olan
Kutsal Ruh’un mabedi olmuştur. Bu, güzel ve teselli edici bir gerçektir ve
aynı zamanda tamamen somuttur, bu yüzden ondan yeni bir yaşam
tarzı doğar. Kim kendi içgüdülerini özellikle de cinsel yönden takip
etmeye alışıksa çevre için bunların normal gözükmesi
sebebinden kendini aklanmış hissetmemeli: eğer İsa’ya ait
isen bedenin de İsa’ya aittir ve onu da hükümdarlığı için
kullanmalıdır. Eğer bedenini kendi arzularını
susturmak için kullanıyorsan İsa’ya haksızlık yapıyorsun,
çünkü o seni ölümüyle uzvu olarak elde etti ve senin Allah’ın şanını
belirtmen gerekir! “Ahlaksızlıklardan
uzak durun” diyor Havari. Onun yaşadığı ortamda da
cinsel ahlaksızlıklar moda idi, hatta ilahlara adanmış
mabetlerde de yapılıyordu. Bedenimizden Allah’ın
ışığının saflığı ve
İsa’nın dirilişinin yeniliği parlamalıdır.
Herkesin yaptığını yapmamalıyız, arzu ve
hislerimize kapılmamalıyız: öyle yaparsak ciddi skandallara
ortak oluruz. Eşler karşılıklı sadakatten yardım
bulamayacaklar, birbirlerinden uzaklaşacaklar ve
karşılarına çıkabilecek hacı birlikte
taşıyamaz olacaklardır.
İsa’ya
‘evet’imiz tam olmalıdır, bu hem şahsi hayatımız hem
de Kilise yaşamımız için böyle olmalıdır: Kilise
Mesih’in bedenidir ve hiçbir üyesi Başının istemediğini
yapmamalıdır.
Bu günlerde
her Hıristiyan’ın daima ve sadece İsa’yı izleme
çağrısına hep cevap verebilmesi için dua edelim. Sadece kendi
düşüncelerini izleyenlerin doğru yola dönmeleri ve Allah’ın bize
verdiği birlik Ruhuna uymaları için dua edelim!