PASKALYA DEVRESİ - 4. Pazar Günü - B
1.Okuma Hav. Kit, 4,8-12 Mezmur 117 2.Okuma
1Yu. 3,1-2 İncil Yu. 10,11-18
İyi
Çoban Pazarı – Çağrılar için Dua Haftası
“Göklerdeki Pederimiz”: Aziz Pavlus göklerde oturduğumuzu
yazar. O halde bizler göklere yabancı topraklar gibi bakmıyoruz,
tersine şimdiden sahip olduğumuz ve varış noktamız
olan bir yer olarak görmekteyiz. Orada İsa şimdiden mevcuttur, O, üye
olduğumuz Bedenin, yani Kilisenin Başıdır. “Göklerde”
olduğunu söylediğimizde Baba’nın orada bizleri beklediğini
bildirmekteyiz, Oğul’a her zaman için birleşmiş
olacağımızda, orada bizi karşılamak için kucak
açmaktadır. Bu gökler İsa Ürdün nehrindeyken
açıldılar ve O, oraya dönünceye kadar açık kaldılar, hatta
Onun adına ölenlerin kabul edilmeleri için halen açıklar. O göklerde,
İsa İbrahim’i zavallı Lazar ile birlikte gördü, orası
yeryüzünde acı çekmelerine rağmen Allah’a sadık kalanlar için
teselli ve ebedi sevinç yeridir. Şahit İstefanos göklerin
açıldığını ve İnsan-Oğlu’nun ayakta Baba’nın
sağında durmakta olduğunu gördü, Yuhanna da gökte
olağanüstü bir belirti, güneşe sarınmış bir
kadını gördü, ay ayaklarının
altındaydı, başında on iki yıldızdan oluşan
bir taç vardı. Aynen Yuhanna gökten, Tanrı’nın
yanından inen ve O’nun görkemiyle ışıldayan kutsal kenti gördü.
Allah yalnızlığını yaşamak için veya bizden ve
tüm insanlıktan uzak olmak için göklerde değildir, tersine sanki Onun
için göklerde olmak hepimizi kucaklamak için bir fırsattır. Bir
mezmur, Baba’nın yeryüzünde Onu arayan bir insanın olup
olmadığını görmek için göklerden eğildiğini
söylemektedir. Biz Onu görmüyoruz ama O dikkatli bakışlarıyla
bizleri takip etmektedir ve göz göze gelip sevgisini görmemizi istemektedir. O
göklerde ise de, uzak değildir, çünkü Kutsal Yazılardaki dualar, yani
mezmurlar şöyle demektedir: O yeryüzünü ayaklarının sehpası
haline getirdi! O halde Allah’ın “saklandığı” yer tüm
yeryüzünü kaplamaktadır. Biz yeryüzünde hareket ederiz, ama dikkatli
olmalıyız, devamlı Onu taparak hareket etmeliyiz çünkü nerede
olursak olalım Allah’ın “ayağını”
dayadığı yeri basabiliriz. O halde yeryüzünün her köşesi
bizim için dua ve tapma yeridir. Gökler ve yeryüzü gerçekten
karşılaşmakta ve kucaklaşmakta, bu da Allah’ın
“ayağının” sayesinde olmaktadır. Bu elbette bir
konuşma tarzıdır, ama Allah korkusunu anlamamıza ve daima
ve her yerde hatırlamamıza yardım etmektedir. Kutsal olan ve
kutsal olmayan yerler yoktur, mademki Babamız Allah göklerdedir ve
yeryüzünü ayaklarının sehpası olarak kullanmaktadır!
Petrus Yuhanna ile beraber niçin İsa’nın
adına, doğuştan sakat olan bir insanı iyileştirdi?
Onlar katilmişler gibi zincirlenmiş olarak çıktıkları
halkın başkanlarına Petrus cevap vermektedir. O kişi
iyileşti, bunun sebebi de onların, yani başkanların da,
Allah’ın, haça gerdikleri İsa’yı dirilttiğine
inanmalarıdır. Başkanların ret ettiği o İsa,
Allah’ın binasında temel taşı oldu! O,
Kurtarıcıdır, insanların tek kurtarıcısı
O’dur, sadece O, onları günahlarından kurtarabilir.
Yeruşalim’de, Tapınağın kapısında
gerçekleşen mucize bir işaret olmalıydı, aynen
İsa’nın gerçekleştirdiği bütün mucizeler gibi. Şimdi
bu şahitlikle başkanların da İsa’nın canlı
olduğuna ve aralarında olduğuna inanmaları için bir
fırsat daha oluyor. Ama bu sefer de inananlar fakirler, alçakgönüllüler ve
basit insanlar.
Petrus’un İsrail başkanlarına
müjdelediği İsa’yı bugün, Yeruşalim’de, en büyük
işaretlerden birini gerçekleştirdikten sonra görüyoruz: kör
doğan bir insana ışığı verdi. Bu işaretle
birçok büyüğün düşmanlığını üzerine çekti, ama
yine de o düşmanlara çok bilinmiş çoban benzetmesini kullanarak
Allah’ın kimliğini belirtiyor, halkını seven ve her
yaratığını seven Allah’ı. Gerçekten de Allah
peygamberler aracılığıyla birçok kere kendini,
kuzularıyla ilgilenen bir çoban olarak gösterdi. Kaybolan koyunu arayan
çoban olarak, hastalanan, doğuran koyunu kollayan ve sürüsünü koruyan,
yeşil otlaklara yönlendiren çoban olarak kendini gösterdi. Allah kendinden
böyle bahsetti, ama fakirleri sömüren başkanları gören halk kendi
başına kalmış olmaktan acı çekmektedir, sevgi vermeyi
bilmeyen insanların etkisindedirler. Şimdi İsa kendini gerçek
çoban olarak tanıtıyor, Allah’ın sevgisini halkın
arasında gösteren oluyor. O, Allah’ın peygamberler
aracılığıyla söz verdiği sevgidir, herkesle ilgilenen,
fakiri ve ezileni dışlamayan sevgidir; İsa kendi
yaşamını feda edecek kadar seviyor. İsa bizimle birlikte
olan Allah’tır, bizi seven Allah’tır, sevgisiyle bizi büyük yapar,
bizi evlatları olarak çağrılmaya layık kılar. Bugün
havari Yuhanna da bize Baba’nın sevgisinden konuşur, bu sevgi bize
İsa vasıtasıyla ulaşır, bu sevgi, sayesinde Onu
görebilir, hatta Ona benzer olabiliriz.
Bugün de dua etmeye çağrılıyoruz, tüm
Kilise tek yürek olarak İsa’nın seçtiği ve İyi Çoban
varlığını belirtmek için işaret olarak
yolladığı kişiler için dua edelim: ümit ve sevgiyi yaymak için
imanda güçlü ve cömert olsunlar. Baba’nın ruhumuzla ilgilenen, Onunla
ilişkimizi, diğer kardeşlerle birliğimizi güçlendirecek
insanlar yollaması için dua edelim. Baba’ya Kutsal Ruhunu gençlere vermesi
için yalvaralım, öyle ki onlar da yaşamlarını Hıristiyan
cemaati için sunmaya hazır olsunlar. Cemaatlerde İyi Çobanın
varlığının temsilcisi eksik olmasın, insanların
sorunlarını dinleyecek ve Allah’ın Sözünü bildirecek bir rahip daima olması için dua edelim.