24/05/2009 - MESİH İSA’NIN GÖĞE ÇIKIŞI - B

1.Okuma Hav. Kit. 1,1-11 Mezmur 46 2.Okuma Ef. 4,1-13 İncil Mk. 16,15-20

 

Bir mezmur şöyle der: “Bize değil Rab, bize değil, kendi adına şan ver”! Baba Allah’ın adını yüceltmek isterken kendimizin şanını aramaktan vazgeçeriz. Bu daima  bize tuzak kuran bir ayartmadır, bazen bunun farkında bile olmayız. Kendi şanımızı ararken tehlikeli bir duruma düşeriz, çünkü o halde kibrimizi , yalancılığımızı ve başkalarını hor gördüğümüzü fark etmeyiz. Ama arzumuz sadece Allah’a şan vermek olduğunda alçakgönüllülükte kalmayı, her kişiye değer vermeyi ve gerçeği aramayı sürdürmeyi beceriyoruz. Sevinçle “Adın yüceltilsin” demeye de devam ediyoruz. Allah’ın adını yüceltmemizi istemesi, kendi açısından sadece sevgi sebebiyledir, katiyen bir egoizm eylemi değildir: O, bu yolla gerçek sevgiye bağlı kalabileceğimizi ve bununla büyüyebileceğimizi, gurur, kibir güdülerimizi yenebileceğimizi bilmektedir. Kim Allah’ın adını yüceltmeye çalışıyorsa “benliği” ile ilgili sınırlamaları aşar, dolayısıyla da af eder, kızgınlık veya hor görmek istenilen durumları sevgi ile atlatır. Sen de tüm yüreğinle Allah’ın adının yüceltilmesini arzulayabilirsin. Başkalarıyla ilişkilerinde ölçüt bu olmalıdır. O zaman da karşılaştığın kişilerin tepkilerini anlayabileceksin, bunlara önem vermeyeceksin, hür kalacaksın, onları sevmeye devam edeceksin, sadece kendinden konuşanlara, sadece eleştirenlere, sana bağırıp laf atanlara, boş konuşmalar yapanlara, sevimsiz ve itici davrananlara, iş yerinde sana zarar verenlere, hatta sana küfredenlere sabredeceksin ve onları sevmeyi bileceksin. Bu gibi durumlarda Allah’ın şanını arıyorsan kendini düşünmezsin, yorgunluğu düşünmezsin ve faydanı aramazsın. Acı çekeceksin, ama huzur içersinde olacaksın, acı çekmenin temel sebebi sana karşı olanlarda huzur olmadığını görmekten ileri gelecektir, ona kızgın kalmayacaksın, o kişiye sevgi ile bakmaya devam edeceksin. Bu kişinin sevgiye, dikkate ve eğitilmeye ihtiyacı vardır. “Adın yüceltilsin”.

 

İsa niçin dirildikten sonra kırk gün boyunca havarilerine kendini gösterdi? Dirilmiş İsa’yı görmek yüreklerini değiştirmeleri ve bekleyişlerini olgunlaştırmak için yeterli olmadı. Onlar İsa’nın “İsrail hükümdarlığını” kurmasını halen beklemekteydiler. O ise onları değişik, içsel, günahtan kurtuluş olan ve yürekleri derin ve kalıcı bir birlik ruhu ile birleştiren, Kutsal Ruh’un armağanı olan bir hükümdarlığın yeniliğine yöneltiyordu. Onları Allah’ın Ruhunu almaya hazırlıyordu, bu sebepten havarilerin Ona bakmalarına, dokunmalarına izin verdi. Onların Allah’ın Ruhunu beklemelerini ve arzulamalarını sağlamak için de, onlardan ayrıldı ama daima Baba’nın sağında olduğunu söyleyerek onlara güven verdi. Bunu dirildiği günün sabahında bile Mecdelli Meryem’e söylemişti.

Şimdi O uzaklaşıyor, Onu sanki görülmez eller çekiyor, ve Onu bir bulut örtüyor. Bulut da Allah’ın varlığının açık belirtisidir. Bulut Onu saklarken Onun artık Baba Allah ile birlikte Allah olduğunu ve onunla birlikte tapılabileceğini belirtmektedir. Artık havariler ve şakirtler Onun yaptıklarını hatırlamaları ve Onun öğrettiği gibi yaşamaları gerekir. Aziz Markos’un yazdığı gibi son nasihati de budur: “Bütün dünyaya gidin ve İncil'i tüm yaratıklara duyurun”. İsa havarileri gönderiyor, ama onları kendisinden uzaklaştırmıyor, çünkü O göklerde Allah’ın yanındadır, yani her yerde, her zaman var olabileceği konumdadır. Onlar İsa’nın dikkatli bakışları ve Rablerinin elinin altında olacaklardır: onların itaatli olacakları her yerde, İsa olacaktır ve onların itaatlerinin aracılığıyla çalışacaktır. Onlar İsa’nın varlığının izlerini göreceklerdir: şeytanlar onların seslerini duyduklarında kaçacaklardır. Egoizm, öç, kıskançlık, kızgınlık, ahlaksızlık, kin, bütün bu kötü ruhlar Allah’ın şakirtlerinin bulunduğu yerde kalamayacaklardır.

Yeni diller, sevgiden konuşan diller, anlaşılacaklar ve halklar arasında birlik kuracaklardır. Yılanlar, yani zor ve beklenmeyen durumlar, Baba tarafından sevildiklerini ve Ruh tarafından yönlendirilenleri korkutmayacaktır. Zehir, yani insanlar tarafından kabul edilmemek, depresyon veya cesaretin kırılmasına sebep olmayacaktır, tersine daha çok muhtaç olan insanlarla ilgilenmek için sebep olacaktır, özellikle hastalıktan ve sevgisizlikten acı çekenleri: bunlar sevgi gördüklerinden tekrar yaşamaya ve ümit etmeye başlayacaklardır. İsa’nın göğe çıkmasından sonra tüm tarih bu olaylarla bezenmiştir, yalan ve egoizm sevgi ile yenilmiş, dirilmiş İsa’nın mevcudiyeti ile dolmuştur. Aziz Pavlus İsa’nın bu gizemli mevcudiyetinin tanığı oldu. Bugünkü Efeslilere mektubunun kısa bölümünde bunun sonuçlarını bildirmektedir ve alçakgönüllülükte, tatlılıkta, karşılıklı sevgide yürümeye devam etmemizi önermektedir. Böylece birlik Ruhu bahşedilmiş olan bizlerin yaşamı, Allah’ın günümüzde de insanları kurtarmaya devam ettiğini gösterecektir. Göğe çıkan o İsa, her şeyi kendinde toplayarak, değiştirmekte, sevgi aracına, Allah’ın armağanına çevirmektedir. İsa, Kilisesi aracılığıyla gökten yeryüzünde etkili olmaya devam etmektedir: yeryüzünün çehresini yenileyerek barış yerine çevirmektedir.