12/07/2009 - OLAĞAN DEVRE - 15. Pazar Günü
- B
1.Okuma Amos 7,12-15 Mezmur 84 2.Okuma
Ef. 1,3-14 İncil Mk. 6,7-13
“Göklerde olduğu gibi, yeryüzünde de senin
isteğin olsun”! Baba’nın
isteği ne kadar güzel! Sadece sevgiyi bilen O, yaratıkları için
sadece iyiyi ve en iyisini istiyor. O sadece iyiliği düşünmeyi bilir.
Bu sebepten bizler, Ona Baba diyerek kendimizi Ona rahat ve güvenle, sevinç ve
barışla, isteğine sunuyoruz. Duamızda Onun isteğinin
bizimkinden önemli olduğunu vurguluyoruz. Bizim de bir isteğimiz var,
ancak en başından kendi egoizmimizden ve sevdiğimiz
kişilerden etkilendiğini biliyoruz. İsteğimiz maddi
arzularımızdan şekil alır, bunlar çoğu kez, kötü
alışkanlıklara ve günaha götüren hırs, cinsel arzular ve
güç arayışı kaynaklıdır. Baba elbette bizleri bu
tehlikelerden korumak veya, bunlara yönelik olmuş olursak, kurtarmak
ister. Bu sebepten birçok kere kendi isteğimizle Allah’ın ki
arasında büyük farklılıklar vardır. Bu sebepten her zaman
daha inançla ve güvenle şöyle diyelim: “Göklerde
olduğu gibi, yeryüzünde de senin isteğin olsun”. İsa sadece
sözlerle değil, örnekle de bize Baba’nın arzusunu kabul etmenin ne
kadar önemli olduğunu öğretti. Örneğin Zeytinlik Bahçesinde
olduğunda ölümcül sıkıntılar çektiğinde şöyle
dedi: “Baba, benim değil senin isteğin
olsun!”. İsa ne egoizmin etkisinde idi ne de günah
işlemişti, ancak yine de Baba’nın isteğini
gerçekleştirmekte zorlandı. Baba’nın o isteğini
gerçekleştirerek kendisi şana, dünya da kurtuluşa ulaştı:
tüm insanların günahlarının yükü İsa'nın üzerindeydi,
O insanların bu yüküne ortak olmak istedi. Bizler de Baba’nın
isteğini kabullenmekte zorlanıyoruz, sebep de, sadece egoist
eğilimlerimiz değil, bizi çevreleyen günahın etkisi ve
şahsi itaatsizliklerimizin sonucudur. İsa’nın Baba’ya olan
mükemmel sevgisine katılmak için ve Allah’ın projelerinin
gerçekleşmesine işbirliği yapmak için, imanla şöyle demeye
devam edelim: “Senin isteğin olsun”.
Sanki aziz
Pavlus, Baba Allah’ın bize Mesih İsa’yı yollayarak
gösterdiği sevgi için hissettiği minnettarlığı
açıklamak için gereken sözleri bulmakta zorlanıyor. Bugün
okuduğumuz metinde, aziz Pavlus, Allah’ın sevgisinin yüceliğini
özetliyor. Bu sevgi öyle bir gizem ki tarihimizi tamamıyla
değişik bir ışıkta görmemizi sağlıyor. O
bizi evlatları olmamız için seçti, dolayısıyla da bizler de
dünyaya sevginin güzelliğini ve mutluluğunu taşıyalım.
Sevgili Oğlu İsa’yı içimize kabul ederek Onun
evlatları oluyoruz. Bu Oğul sayesinde, dünyevi yaşamın bizi
kirlettiği günahlarımızdan arınıyoruz. Bizler sadece
günahlarımızdan arınmadık, aynı zamanda lütufa
kavuştuk, böylece yeni bir bilgelik ve yeni bir zekaya kavuştuk.
Bunların sayesinde bizler gerçeğin sadece maddi yönünü değil,
ruhani yönünü de görebiliriz ve Allah'ın projelerine anlayabiliriz, yani
Allah'ın sevgisinin, her insanı içinden yenilemek için, hangi
şekilde tüm insanlığa yayabileceğini anlayabiliriz.
Allah’ın bu planına göre Mesih her şeyin başı ve sonu
olmalıdır: tüm düşüncelerimiz ve kararlarımız Ondan
çıkmalıdır, yüreklerimizin varmak istediği nokta O
olmalıdır. Bu, insanlığın hikayesini günah,
acı ve uyumsuzluk hikayesinden, barış, sevgi ve huzur hikayesine
dönüştürmenin tek yoludur. Bunların mümkün olması için,
işte İsa'ya iman eden bizlerin artık aldığımız
armağan, işte Kutsal Ruh! Aziz Pavlus Allah’ın bize olan mükemmel
sevgisini açıklıkla görebilir ve bunu bize iletmeye
çalışır; öyle ki bizler bedenimiz ihtiyacı olan bazı
küçük şeylere bağımlı yaşamayıp üzüntülü,
kararsız ve uykulu olmayalım Aziz Pavlus imanının sevincini
ve gerçekliğini, sevgisinin derinliğini bize iletmek istemekte. Bu
sevinçli sevgi sayesinde havariler İsa’ya sevinçle itaat etmekteler ve
dünyaya yayılmaktalar. Gittikleri her yerde kabul görmeyecekler, daima
hoş karşılanmayacaklar, ama yine de gidiyorlar. Onların yürüyüşü
devamlı bir iman ve sevgi eylemidir; imandır, çünkü kendilerini
düşünmeden İsa’ya itaat etmekteler: yanlarına kendilerine
rahatlık veya güven verecek hiçbir şey almıyorlar. Onlar için
düşünmeyi bilen Baba’nın şefkatine güvenmekteler. Tüm insanlara
sevgidir, çünkü en çok acı çekenleri, hastaları, kibirli kılan
ruhun etkisinde olanları, kıskançlık, ahlaksızlık,
yüzeysellik etkisinde olanları aramaktalar. Bu kötü şeylerin ürünü
sadece sıkıntı ve yorgunluktur. Dünyadaki günahın yükü
altında ezilen insanlara Havariler tövbeyi teklif ediyorlar yani
İncili kabul etmeyi! Yani Allah’ın onları sevdiğini ve
onlara Oğlu İsa’yı gönderdiğini müjdesini veriyorlar.
Havariler
insanlara değil, Allah’a güvenerek, yola çıkıyorlar, insanlar
tarafından ret edilebileceklerini biliyorlar, ama örnek alabilecekleri
peygamberler var! Onlar Amos gibi kabul edilmek için insani nitelikler
sunmuyorlar, sadece Allah’ın çağrısına ve
ağızlarına koyduğu sözlere güveniyorlar. Bugün bizler
onları dikkatle dinliyoruz, böylece Baba’nın sevgi
armağanlarını ret etmiyoruz!