13/09/2009 - OLAGAN DEVRE - 24. Pazar
Günü - B
1.Okuma Yes. 50,5-9 Mezmur 114 2.Okuma Yak. 2,14-18 Incil Mk 8,27-35
"Sen de bagisla suçlarimizi". Daha önce, cinsel günahlarin aile kavramini yiktiklarini, çocuklarin küçük yastan itibaren ruhsal dengelerini bozdugunu, sahislar arasi iliskileri sarstigini, kürtaji kabullenmeye yol açtigini söylemistim. Kürtaji dogru bulmaya baslamak insan hayatina verilen degeri küçümsemektir. Bunun sonucunda zincirleme bir degerler kaybi olur. Aileler evlat sayisini en çok bir veya ikiye indirir, onlari yalnizlik içersinde büyümeye ve kardeslik, akrabalik tecrübesinden mahrum eder. Ayrilmalari ve bosanmalari kabullenen düsünce tarzimiz, birçok çocugun psikolojik çöküntüsüne sebep olur: bu çocuklar ne biçim büyükler olacaklar? Hangi psikolojik dengesizligi yasayacaklar? Elli yil sonra bu bosanmalarin meydana getirecegi sosyal çöküntünün boyutu ne olacak? Diger günahlar da düzensizlik, hastalik ve acilar yaratiyorlar, yillar içersinde büyük zararlar yaratiyorlar. Aç gözlülük ve cimrilik kardesleri ayiriyor, kiskançlik ve kizginlik yaratiyor, bunlar da depresyon ve her türlü yeni ve taninmamis hastaliklara yol açiyorlar. Her çesit günah karsilikli güvensizlik yaratiyor ve yasami zor ve aci kiliyor. Tek tedavi almamiz ve vermemiz gereken aftir. Bunu israrla isteyelim. Bunu Baba'dan istiyoruz: sadece O bizi gerçekten af edebilir. Biz onun affina inaniyoruz, gerçek olduguna ve meyve getirdigine inaniyoruz. Af bize baris, huzur verir ve Allah tarafindan sevilen evlatlar olmanin sevincini yeniden verir. Isa'nin, affin nasil sevinç verdigini ve yikilan iliskileri nasil tekrar kurdugunu anlatan meselini hatirlayalim: Baba'sinin evini terk eden evladin hikâyesiydi. Baba, Ondan af dilemek için geriye döndügümüzde bunu bayram gibi kutlar. Allah'in sevinci bizi affetmektir! Büyük bir suç isledikten sonra veya çok günahli bir durumdan sonra da, her seyin bittigini, artik çaresiz oldugunu söyleyemeyiz. Ancak Allah merhametli diye her seyi hafife de alamayiz, Ondan af dilemek gerekmedigini düsünmemeliyiz. Affi dilemeliyiz: Isa bunu dilememizi istiyor. Alçalmak ve af dilemek bize yariyor: yapmasak gururumuzun içinde, yani günahin içinde kaliriz, Baba'nin sevgisinden uzak oluruz!
Aziz Yakup, imanimizi ciddiye almamiza yardim etmek istiyor. O, yasamimizi
degistirmeli, eylemlerimizi yöneltmeli, baskalariyla iliskimizi etkilemelidir.
Somut cömertlik eylemleri olmadikça sevginin var olmadigi gibi aynen somutluk
olmadikça iman da yoktur. Imanimizin somut olmasi nasil olabilir? Biz haça gerilmis
ve dirilmis Mesih Isa'ya inaniyoruz. Imanimizi, hacimizin yükünü tasirken kabullenmemizle
gözükür; çünkü Isa öldü, biz de hacimizi huzur içersinde ve sikayet etmeden
kabulleniyoruz, çünkü Onun dirilisinden de eminiz. Bizim haç kabullenmemizin
içersinde karsilastigimiz her insan için yer var, çünkü görüyoruz ki, Rab onu
da seviyor, o kisi için de kanini döktü. Komsumuza bu sekilde baktigimizda ne
giydigi, ne is yaptigi, ne kültürden veya irktan geldigi, ne de sosyal konumu
önemlidir: Isa insan için öldü, ebedi kurtulusu için öldü, sahip olduklari veya
baskalari tarafindan önem verildigi için degildir. Biz her kisi için söyle deriz:
"Sen Allah'in oglusun, O'nun tarafindan seviliyorsun, O, senin için de
Oglunu gönderdi!".
Bugün Isa, bir zamanlar sakirtlerine sordugu soruyu bize de soruyor: "Ya
sen, ben kimim dersin?". Bu soru degerlidir, çünkü Onunla iliskimize dikkatimizi
çeker, hem de çünkü Onunla olan iliskimizden baskalariyla olan iliskimiz de
etkilenir. Isa kimdir? Dünya için yasami ne anlam tasir? Benim için ne önemi
vardir? Nerden geliyor? Niçin geldi, kim Onu yolladi, amaç neydi? Hazir cevaplar
veya din dersinde ögrendigim kaliplarla cevap veremem. Zaman ayirip, dikkatle
bakmaliyim. Yasamimin, yorgunlugumun, baskalariyla iliskimin anlami ve amaci
nedir? Bunlardaki bosluklari, eksiklerimi görmeye çalisiyorum. Isa ebedi yasami
vermek için geldi, yani yasamimin boslugunu doldurmaya, anlam vermeye geldi.
Nasil olur ki O, bütün bunlari gerçeklestirebilir? O, kimdir? Petrus, "Sen
Mesih'sin" dedi. O, Mesih'in, mesh edilmis olan, Allah'in dünyadaki vekili
olmasi için kutsanmis olan oldugunu biliyordu. Isa, görünmez ve tahmin edilemez
Allah'in görülebilen ve duyulabilen mevcudiyetidir. Isa'yi dinleyerek Allah'i
dinlerim, Isa'ya bakarak, benim Onu sevmem için, bana ve herkese karsi olan
sefkatligini göstermek için Baba adini seçen Allah'a bakarim. Isa'nin sorusuna
cevap verirken, sadece Onu ne olduguna inandigimi degil, bunu da Ona diyecegim:
"Gel, Rab Isa, bana senin sevgini ver, benim sevgimi de kabul et! Benim
sevgim senin tamligina hiçbir sey eklemez, ama yasamimi kirilgan bir vazo olmaktan
çikarir, onu iyilik ve alçakgönüllülük dolu bir muhafazaya çevirir". Isa,
ret edilip öldürüldükten sonra dirilecek Mesih'tir. Petrus, aynen benim de yapabilecegim
gibi Isa'yi aciyi kabul ederek insanlar tarafindan ret edilmeyi ve Allah tarafindan
lanetliymis gibi gözükmeyi, programa koydugu için azarliyor. Ancak haci ret
etmek seytanin niteligidir; O, Allah'in düsmanidir. Seytan Allah'in evlatlarinin
yasamindan yok olmalidir, ancak böylece onlar Mesih'i haç yolunda takip edebilirler.
Bu dünyada yasamimi kaybedecegim, ama imanimi gösterecegim ve çok kisi için
Allah'in bir armagani olacagim!