30/11/2008 - NOEL BAYRAMINA HAZIRLIK DEVRESİ
1. Pazar Günü – B Yılı
1.Okuma Yeş 63,16-17.19; 64,1-7 Mezmur
79 2.Okuma 1Kor 1,3-9 İncil
Mk. 13,33-37
“Havarilerin inancına dayanan … Kilise'ye
inanıyorum”. Bu sıfat ile Kilisenin başka bir niteliğini belirtiyoruz.
Kilise, Havarilerin temeli üzerine (Ef.
2,20) inşa edildi. Menşesisi havarilerin Mesih İsa’ya
yaptıkları şahitliktir. Mesih İsa, havarilerini,
gelecekteki şakirtlerine rehber ve öğretmen olarak vermek istedi.
Havarilerin her biri İncil’de ismen çağrılmakta ve
İsa’nın bu sözleri onlara yöneliktir: “Sizi dinleyenler beni dinler” ve “Sizi hor görenler beni hor görür”. Onlar İsa’nın ilahi
otoritesine sahip oldular ve kendileri de elleri koyma işaretiyle, yani
Ruhbanlık Gizemi ile bunu kendi vekillerine naklettiler. Bu şekilde
nesilden nesile Rabbin otoritesi yeryüzünde, Kilisede kaldı ve
kalacaktır, öylece Kilise imanlılara hep kurtuluş yolunu
açabilecek ve imanlıları kandırmak isteyenlere kapıyı
kapatabilecektir. Kilisenin Havarilerin
inancına dayandığına inanıyoruz çünkü
öğretisi Havarilerinkidir. Çünkü asırlar boyunca Rab Mesih
İsa’ya sevgileri ve sözleri sadakatle nakledildi. Bunun garantisi
Kilisenin, peygamberlerin sözleri ve bazı havarilerin ve diğer
şakirtlerin yazdıkları İncil ve mektuplarla devamlılıkla
yaptığı karşılaştırmadır; bu
karşılaştırmayı biz de yapmaktayız. Kilise havarilerin inancına dayanır, bu
sebepten İsa’nın verdiği şu emri hevesle yaşar: “Baba’nın beni gönderdiği gibi,
Ben de sizi gönderiyorum” (Yu.
20,21) ve “Dünyanın her yanına
gidin, Müjde'yi bütün yaratılışa duyurun”. (Mk 16,15). O
halde Kilise misyonerdir: yani Baba’nın sevgisini dünyanın her
tarafına ve bekleyen tüm milletlere götürmek ister. Gerçekten de
insanların tüm dinleri sadece İsa’nın tam olarak
giderebileceği arzuları beslerler! Biz kendimizi Kilisede emniyette
hissediyoruz, çünkü Kilise havariseldir, yani havarilerin İsa’nın
kendisinden aldıkları otoritesine dayanır. Bu sebepten Kilise’ye
bağlı, İsa’ya sadık ve Onun bize verdiği, bizi emanet
ettiği çobanlarımızın dediklerine itaatkar olmak istiyoruz!
Yeşaya
peygamber tüm İsrail milletinin duasını
haykırmaktadır: “Keşke gökleri
yarsan da insen!” Bu garip bir dua: Tanrı yeryüzüne inebilir mi? Günah,
cinayet, yalan, karanlıkla dolu insanlığımıza
dokunabilir mi? Tanrı bu dileği gerçekleştiremiyorsa da, bu yine
de her insanın en derin arzusudur. Tanrı buraya yanımıza
gelse, yaşamımız ümit dolar, bir ışık görür,
dirilmeye başlar. Tanrı gelmezse, diyor peygamber, O bize
yaklaşmak istemediği için değil, bizim Onsuz hiçbir şey
yapamayacağımızı anlamamız içindir. Bu halde Ona
neredeyse yönelmeye, kendimizi evlatları olarak tanıyıp, sevgi
eylemleri yaparak yaşamımızı değiştirmeye ve
arzumuzun gerçekleşmesine hazırlanmaya mecburuz.
Okuduğumuz kısa İncil metninde de
İsa, bizleri Rabbe dikkatimizi çevirerek daima, gündüz ve gece uyanık
olmaya çağırmaktadır. Bu tavsiyeyi yerine getirmezsek mutlaka
günaha düşeceğiz, egoizme, gurura, başkalarına emretme
arzusuna ve zevkin köleleri durumuna düşeceğiz. İsa
davranışımızın nasıl olması gerektiğini
söylüyor: uzun zaman evde olmayan sahibini bekleyen gibi, olmalıyız.
Sahibini seven hizmetkar onun gelişine sevinçle hazır olmaya
çalışmaktadır, çünkü sadakatinin mükafatını
alacağını bilmektedir.
Aziz Pavlus
Korintoslulara yazmaya başladığında, oradaki
Hıristiyanları bunun için övmektedir. Çünkü onlar “Rabbimiz Mesih İsa'nın
gelişini beklemektedirler”. Bu bekleyiş bir dua gibidir ve Rab
kendi bunu sağlam bir iman ve armağanlarının
zenginliği ile mükâfatlandırmaktadır. Rabbi iman ve sevgi ile bekleyen
cemaatte, tüm ruhani armağanlar mevcuttur, özellikle de İsa’ya
tanıklık eden “söz ve bilgi” armağanları.
Söz armağanı, Allah’ın sevgi gizemlerini dinleyenlere
açıklayabilme kabiliyetidir. Bilgi armağanı ise Baba’nın
sevgisini her planında, İsa’nın ve havarilerinin
yaşamlarında ve öğretişlerinde görebilme ve anlayabilme
armağanıdır, özellikle de Kilisenin, insanları
şeytandan kurtarıp, kutsallaştırmak için
gerçekleştirdiği Kutsal Gizemlerinde. “Karizma” denilen bütün bu
ruhani armağanlar, devamlılıkla İsa ile birlik içinde
yaşayanlar içindir.
Kilise’nin
yeni yılına, Noel Bayramına Hazırlanış Devresiyle
başlarken ruhumuz Rabbi devamlı bir şekilde beklesin diye
hazırlanıp çalışalım. O geliyor: onu sevgiyle
bekleyen, geldiğini anlayacaktır ve Onu karşılamaya
hazır olacaktır, sadece Ona hizmet edenlerin mutluluğunu
hissedecektir! Sözümüzü ve bilgimizi, sevgisine, iyiliğine ve merhametine
tanıklık etmek için kullanacağız. “Keşke gökleri yarsan da insen!” duasının gerçek olacağına eminiz: Tanrı gökleri
açıyor ve aramızdan biri oluyor, böylece Onu görebiliyor, duyabiliyor
ve sevebiliyoruz. Artık tüm yaşamımız
değişecektir, yaşamlarında mutsuz olanları, hayal
kırıklığı yaşayanları artık teselli
edecek sözlerimiz olacak, çünkü herkese bu iyi müjdeyi, Rab’bin aramıza
geldiğini ilan edebileceğiz. Onlar da İsa’yı
tanıdıklarında dirileceklerdir!