12/08/2001 OLAGAN
DEVRESININ 19. PAZARI
- C YILI
Birinci okuma
Bilgelik Kit. 18,6-9
Mezmur 32
Ikinci
okuma Ibraniler
11,1-2 8-19 Incil
Lk 12,32-48
"Rab göz kulak
olur onun sevgisine umut baglayanlara".
Mezmurun bu cumlesi bügünkü Rab'bin
Sözünün özetidir.
Rabbin arkadaşlarını koruması demek onların tehlike ve
denenme içinde olabilecekleri anlamına gelmektedir. Aynı zamanda eğer
Rab onları korursa, O'na inananlar kendi hayatlarını tehdit altınsa
soksa dahi korkmayıp, Rab ile sevinmeye devam edebilirler. "Ey doğru
olan sizler, Rab ile sevinin!"
Mezmurun bu
cumleleri tarih boyunca Tanr'nın halkının
yaptığı sayısız tecrübeleri
üzerinde dayanır. Bunlar birinci okumada ve Ibranilere mektubunun 11. bölümünde
hatırlandı. Bilgelik Kitabı Mesih'ten önce 3 yüzyıllar ile
ilgili olarak
konuşur. O zamanda İsrail Halkı zulümde yaşıyordu ve müminler
tehlike karşısına çıkmadan önce atalarının ilâhilerini
okuyorlardı. Onlar Rab'bin kendilerine
göz kulak olduğunu biliyorlardı!
Peygamberlerin
ve atalarımızın hayatı tehlikelerle ve denemelerle doluydu.
Özellikle Ibrahim'in hayatı öyleydi. Bu zorluklar tam Tanrı'nın
çağrısından kaynaklanıyordu. Ama bu şekilde Ibrahim'in
sadakati, onun soyundan gelenler için ve hepimiz için muhteşem bir örnek
olarak parlar. Ibrahim bu dünyevi hayatın geçici olduğunu bilerek,
kendi ümidini ve bekleyişini
göksel ve ebedi şeylere
bağladı.
İsa kendi
öğrencilerinin de bu şeylere yönelmelerini
ister. Onlar Rab'bin onları koruduğunu hatırlayarak her zaman yaşamalı.
Bundan dolayı azınlık olarak düşmanca bir dünyada yaşasalar
bile korkmayacaklar. Tersine başkaları için ebedi şeylerin gerçeğinin
ve değerinin bir işareti olacaklar. Para ve malların verdiği
sahte güven duygusundan vaçgeçmeleri
bir işaret olacak. Onlar,
İsa'yı dinleyerek, kendi mallarını biriktirmektense onları sadaka
olarak vermeyi
daha değerli bir şey sayacaklar. Görünüse
rağmen, mallar hiçbir güven vermez. Tersine onların sahibi olanın
yüreğini gerginlikte ve korkuda tutarlar. Çünkü onlar çalınabilir,
bozulabilir, değer kaybedebilir. Onlara
sahip olmaktan gelen görünüs
sahte bir güvenlik,
kıskançlık ve kin yüzünden bozulur, bedenin ve canın rahatsızlığına
götürür!
Isa'nin ögrencileri ise kalıcı, mahvolamayan malların
arzusunda yaşayacak. Daha doğrusu kendilerini seviyor olanla karşılaşma bekleyişinde yaşayacaklar.
İsa bunu bir benzetme ile ögrettir. Petrus o benzetmenin sadece Havariler
için veya herkes için geçerli olup olmadığını
soruyor. Petrus'a teşekkür edelim çünkü onun sorusundan bizim de Isa'nin
sözünü ciddiye almamız gerektiğini anladık.
İsa her zamanki gibi,
herkesi, başkaların değil, ama kişinin kendi sorumluluğunun önünde herkesi koyarak cevap verir.
İsa söylediği
gibi: "Sen çağrıldın.
Sana
bir ödev verildi. Sen başkaları için sevginle ve cömertlikle
onu gerçekleştir. Sana güvenerek bir sorumluluk ve bir hizmet
verdim. Şeylerimin ve uşaklarımın sahibi olmakla sana
verdiğim görevi degiştirme. Hizmetçi kal. Eğer sevgiyle beni
beklemeye, beni sevmeye devam edersen, sadık hizmetçim
olarak kalacaksın!
Sana çok sevgiyi verdim; onu göster. Onu
nasıl kullandın?".
İsa
sadakatsız
uşaklar için ceza hakkında da konuşur. Bunun kararsızlığımızı
ve zayıflığımızı yenelim diye bir yardımı olur. Ceza korkusu itaat etmemiz için bizi daha dikkatli kılar. Böylece Rab kendi hazırladığı ödülü, Ibrahim'e verdiği gibi, bize
de sevinçle verecektir!
Rab'bin arsuzu budur!