ORUÇ DEVRESİNİN  2. PAZARI  -  C YILI 

(Tekvin 15,5-18   Filiplilere 3,17-4,1   Luka 9,28-36) 

İsa dua etmek için dağa çıktığında Petrus, Yuhanna ve Yakub’u yanına alıyor. Neden onları seçti?

Sekiz gün önce İsa kendi ızdırapları, ölümü ve dirilişi hakkında konuştuğu zaman bu üç öğrencisi bunu anlamayıp kabul etmediler. O anda Petrus, İsa’yı bir kenara çekip azarlamaya başladı. “Tanrı korusun, ya Rab! Senin başına asla böyle bir şey gelmeyecek!” dedi. Yuhanna ve Yabup da bir gün İsa’dan O’nun Egemenliğindeki en önemli olan yeri, İsa’nın sağındaki ve soldaki yeri dilediler. Onlar da sadece kendi görkemini arıyorlardı.

İsa onları yanına alıyor, çünkü sadece dua yüreklerini açıp, yeni, tanrısal ve kutsal gerçekleri yüreklerine koyabilir.

Dua ettiğimizde Tanrı’nın huzurundayız, O’nunla beraberiz. O’nun tanrısal huzurundan Peder’in sevgisinin projesini görebilen ve anlayabilen ruhsal bir bakış, yeni içsel bir güç bize geliyor. Dua bizi aydınlatabilir.

İsa dua ederken değişti, aydınlık oldu onun giyisileri bembeyaz, pırıl pırıl oldu. Beyaz zaferin rengidir, yani dirilişin rengidir. İsa kendi haçı ve dirilişi ile ölümü yendi. 

Biz İsa gibi dua etmeyi henüz öğrenmedik ve bu yüzden o kadar nurani olmuyoruz.

Ne için öğrenmedik? Çünkü Petrus, Yuhanna ve Yakub gibi biz de kendimizi sunmayı, haçı kabul etmeyi henüz öğrenmedik. Pavlus’un söylediği gibi sık sık “Mesih’in haçına düşman olarak”yaşıyoruz. Yani Mesih’in haçta ölümüne inandığımız halde haçı hayatımızdan uzak tutmak istiyoruz. Böylece Rab’bin önünde, Mesih’in haçına inanmayanlardan, ateist olsun, müslüman olsun, her hangi bir din olsun, daha çok suçluyuz. 

Dağada Musa ve İlyas İsa’yla, tam O’nun haçı hakkında konuşuyorlardı. Onlar da Tanrı’nın onlara verdiği görevi yerine getirmek için acı çekti. Musa kutsallık yolunda yaşamaya yardım etmek için İsrail halkına tanrısal on emri verdi. Çok anlaşmazlıklar ve zorluklar arasında, halk yürekten Rab’bi hizmet etsin diye, İsrail halkını Mısır’dan özgürlüğe götürdü. İlyas da pupterest düşüncelerinden, gerçek imanı koruduğundan zülüm edildi. Onlar İsa’nın haçını kabul etmek için üç öğrenciye yardımcı oluyorlar. 

Buluttan konuşan Peder de, İsa’yı ve onun misyonunu tanıtmak için onlara yardım ediyor. İsa Musa’dan daha çok dinlenmeye lâyık olan Oğuldur. Çünkü O Peder’in Sözüdür. Onu dinlersek, Peder’i dinliyoruz. O’nun misyonu budur: günahkârların kurtuluşu için kendi hayatını vermektir. 

Aziz Pavlus bizi uyarıyor. Eğer Rab’bin haçını kabul etmezsek, yalnız midemizin gereklerini gideren bu dünyanın tanrılarının köleliğinde kalacağız.

Pavlus göklerdeki vatanımıza, düşkün bedenimizi değiştirebilen Kurtarıcımıza bakmaya bizi davet ediyor. İsa sadece öbür dünyada değil, ama şimdiden de bu dünyada sürdüğümüz hayatımızı o kadar derinden değiştirebilir ki, başka insanlar Tanrı’nın görkemini bizden sezebilirler. Bunun için İsa’ya ve O’nuna haçına sıkıca tutunalım! Amin!

Aziz Pavlus gibi d.Vigilyo bize de söylüyor: ‘Ey benim candan özlediğim sevgili kardeşlerim, siz benim sevincimsiniz; Rab ile böyle dimdik sağlam durun!”