Aziz Pavlus
Korintoslulara 2.Mektupta şöyle yazdı: Bir
kimse Mesihte ise, yepyeni bir yaratıktır. Eski şeyler geçmiş,
her şey yeni olmuştur. Fakat bu otomatik bir şey değildir,
sadece Vaftiz yetmiyor. Biz de adımlarımızı atmak gerekiyor.
O zaman bügün bizi yenilemek için bu güzel örnekle İsanın bize
gösterdiği Pederin sevgisine bakalım.
Bu örnekte
iki oğul vardır. İki; çünkü hem günahkârlara hem de
Ferisilere, yani kendini dürüst ve iyi sananlara İsanın öğretecek
bir şeyi var.
İkiden hiç
biri derinden kendi pederi tanımıyor.
Biri bir
diktatör gibi kendi pederi görüp özgürlüğü ve refahı ondan uzak
aramaya gidiyor. Neyi bulacak? Yalnız keder ve ümitsizlik!
Öbürü
pederin evinden kaçmıyor. Bundan dolayı kendini iyi hissediyor. Bu oğul
kendi pederle kalıyor ama onu tam tanımıyor, onunla derin bir
birlikte yaşamak istemiyor. Nitekim sonunda bu oğul cimri ve nankör
olarak kendi pederi yargılıyor. Bu oğul evdeyken pederinin
sevgisinden memnun olmuyordu, pederiyle bir diyalog kurmuyordu, ondan öğrenmiyordu.
Bu yüzden kardeşinin dönüşünde onu sevmeyip ona merhamet etmiyor.
Onun yüreğinde çok derin bir bencillik vardır.
Göksel
Pederin sevgisini hayatımızı yenileyebilir, fakat Onunla
barışmamız lazım.
Örnekteki
hepsi iki oğul kendi pederle barışmalılar. Küçük olan oğul;
çünkü evden kaçmaktan pederi acıttı. Büyük olan; çünkü bir
yabancı olarak evde kalıp pederle yaşadı.
O peder
ikisini seviyor, ama onlar onun sevgisini kabul etmelidirler. Kendi pederiyle
barışmalılar.
Biz de Göksel
Babamızla nasıl barışabiliriz? Pavlus yazdı: Rab bize barıştırma görevini verdi. Bize kime demektir? Aziz Pavlus Havari olarak konuşuyordu.
Bu yüzden bize Havarilere
demektir. Barıştırma görevi İsanın Havarilerine ve
şimdiki onlardan gelenlere (episkoposlara ve papazlara) verildi.
Bu örnekteki
peder dönen oğluna hiçbir şeyi söylemiyor! O ise yalnız hizmetçilerine
onların oğlunu giydirmelerini, ona bir yüzük takmalarını,
ayaklarına çarık giydirmelerini söylüyor! Yani hizmetçileri aracılığıyla
kendi sevgisini ogluna gösteriyor! Aynı şekilde Rab kendi elçileri,
kendi hizmetçileri aracılığıyla barışma ve af sözünü,
sevgisinin işaretlerini, birliğini ve sevincini bize veriyor!
Ben çok
insanların barıştırma görevlileri aramadıklarını
görüyorum. Onları aramayanlar Pederin sevgisinin güzelliğini ve
yeniliğini daha tanımıyor, daha tatmadılar. Rabbin hizmetçileri
ve Kilise aracılığıyla barıştırma sözünü
aramayanlar dönüş yolunda henüz değiller, onlarda değişme
isteği henüz yoktur. Direkt Rab ile uyuşanlar İsanın sözlerini
ciddiye almaz ve Pederle karşılaşma gerçek bir dilek onlarda
yoktur.
Eğer biz
aralarında değilsek vazifemiz ne dir?
Kilisenin çobanları
tarafından bize verildiği Pederin affına, sevgisine, öğütlerine,
gücüne ve neşesine tanıklık etmektir!