ORUÇ DEVRESİNİN  4. PAZARI   -   C YILI

(Yeşu 5,9-12   2.Kor 5,17-21   Lk 15,11-32)  

Aziz Pavlus Korintoslulara 2.Mektupta şöyle yazdı: „Bir kimse Mesih’te ise, yepyeni bir yaratıktır. Eski şeyler geçmiş, her şey yeni olmuştur“. Fakat bu otomatik bir şey değildir, sadece Vaftiz yetmiyor. Biz de adımlarımızı atmak gerekiyor. O zaman bügün bizi yenilemek için bu güzel örnekle İsa’nın bize gösterdiği Peder’in sevgisine bakalım.

Bu örnekte iki oğul vardır. İki; çünkü hem günahkârlara hem de Ferisilere, yani kendini dürüst ve iyi sananlara İsa’nın öğretecek bir şeyi var.

İkiden hiç biri derinden kendi pederi tanımıyor.

Biri bir diktatör gibi kendi pederi görüp özgürlüğü ve refahı ondan uzak aramaya gidiyor. Neyi bulacak? Yalnız keder ve ümitsizlik!

Öbürü pederin evinden kaçmıyor. Bundan dolayı kendini iyi hissediyor. Bu oğul kendi pederle kalıyor ama onu tam tanımıyor, onunla derin bir birlikte yaşamak istemiyor. Nitekim sonunda bu oğul cimri ve nankör olarak kendi pederi yargılıyor. Bu oğul evdeyken pederinin sevgisinden memnun olmuyordu, pederiyle bir diyalog kurmuyordu, ondan öğrenmiyordu. Bu yüzden kardeşinin dönüşünde onu sevmeyip ona merhamet etmiyor. Onun yüreğinde çok derin bir bencillik vardır. 

Göksel Peder’in sevgisini hayatımızı yenileyebilir, fakat O’nunla barışmamız lazım.

Örnekteki hepsi iki oğul kendi pederle barışmalılar. Küçük olan oğul; çünkü evden kaçmaktan pederi acıttı. Büyük olan; çünkü bir yabancı olarak evde kalıp pederle yaşadı.

O peder ikisini seviyor, ama onlar onun sevgisini kabul etmelidirler. Kendi pederiyle barışmalılar. 

Biz de Göksel Babamızla nasıl barışabiliriz? Pavlus yazdı: “Rab bize barıştırma görevini verdi”. “Bize” kime demektir? Aziz Pavlus Havari olarak konuşuyordu. Bu yüzden “bize” Havarilere demektir. Barıştırma görevi İsa’nın Havarilerine ve şimdiki onlardan gelenlere (episkoposlara ve papazlara) verildi.

Bu örnekteki peder dönen oğluna hiçbir şeyi söylemiyor! O ise yalnız hizmetçilerine onların oğlunu giydirmelerini, ona bir yüzük takmalarını, ayaklarına çarık giydirmelerini söylüyor! Yani hizmetçileri aracılığıyla kendi sevgisini ogluna gösteriyor! Aynı şekilde Rab kendi elçileri, kendi hizmetçileri aracılığıyla barışma ve af sözünü, sevgisinin işaretlerini, birliğini ve sevincini bize veriyor! 

Ben çok insanların barıştırma görevlileri aramadıklarını görüyorum. Onları aramayanlar Peder’in sevgisinin güzelliğini ve yeniliğini daha tanımıyor, daha tatmadılar. Rab’bin hizmetçileri ve Kilise aracılığıyla barıştırma sözünü aramayanlar dönüş yolunda henüz değiller, onlarda değişme isteği henüz yoktur. Direkt Rab ile uyuşanlar İsa’nın sözlerini ciddiye almaz ve Peder’le karşılaşma gerçek bir dilek onlarda yoktur. 

Eğer biz aralarında değilsek vazifemiz ne dir?

Kilisenin çobanları tarafından bize verildiği Peder’in affına, sevgisine, öğütlerine, gücüne ve neşesine tanıklık etmektir!