(Hav.
Kit. 2,1-11 Rom. 8,8-17
Yuh. 14,15-16.23-26)
Pentekost
"ellinci gün" demektir. İbraniler ellinci günde onların
Paskalya Bayramından sonra, Sina Dağında Tanrı tarafından
Musa'ya Yasa'nın (On Emir) teslimini kutluyor. Bu teslim aracılığıyla
İsrail Halkı göğün ve yerin direkt Rab'bi tarafından yönetilip
aydınlanıyor ve hikmetli oluyor.
İsa öğrencilerine
sadece Tanrı'nın Yasası değil, Tanrı'nın Ruh'unu
da vaadetti.
Tanrı'nın
Yasası, halka Tanrı'nın isteğini gösteriyor, ama Tanrı'nın
Ruh'u O'nun hayatına katıılır; O'nu alanları Tanrı'nın
oğulları kılar.
Bugün İsa'nın
vaadi ve Peygamberlerin vaatleri gerçekleşiyor.
Tanrı'nın
Ruh'u insanın yüreğinin içtenliğinde yerleşiyor. O, insanı
yeni ve kutsal bir hayatta içerden yönetiyor.
Bugün
yenilenme ve kutsama günüdür! Bugün bütün insanlara Yaşayan Rabbi götürme
görevli olan cemaat doğuyor.
İçimizde
Kutsal Ruh henüz var. İsa bu armağanı alalım diye dua etti
ve O'nun duası yerine geldi. Kutsal Ruh İsa'nın öğrencilerinin
ve bizim üzerimize geldi. Bunu nasıl bilebiliriz? Böyle olduğunu
bize gösteren işaretler nelerdir? İçerimizdeki Kutsal Ruh'un varoluşunu
nasıl ayırt edebiliriz?
Aziz Pavlus,
Romalılara onun mektubunda bize birkaç kriter veriyor.
Biz çok içlidışlı
bir isim kullanarak Tanrı'yı çağırıyoruz: "Abba!
Baba!" Eğer yalnız O'ndan gelen büyük bir güven ve
samimiyet içimizde olmasaydı, hiçkimse bunu yapamazdı! Bu güven ve
samimiyet Kutsal Ruh'un içimizde yaşadığını anlamak için
bir kriterdir.
Bu güvenden büyük
bir içsel özgürlük, cesaret, durgunluk ve sevinç de geliyor. Bu
karakteristikle hıristiyan kişi dünyadan farklıdır.
İnsan
Kutsal Ruh'la dolu olursa, tam, eksiksizdir. Onun sağlığı,
aklı, yetenekleri, kültürü ve eğitimi eksik olsa bile, Tanrı'nın
Ruh'uyla kompledir.
Kutsal Ruh'un
gelişi aracılığıyla insan, Tanrı başlangıçta
onu yarattığı gibi, gerçek bir insan oluyor. Tanrı,
Kendisiyle ve insanlarla iletişim ve birlik yeteneğiyle insanı
yarattı. Kutsal Ruh'u taşıyan kişi tüm yaştaki, her kültürden
insana iletebilir. Çünkü Peder'in sevgisinden ve Oğlu'nun alçakgönüllülüğünden
yönetiliyor.
Kutsal Ruh,
Peder'e ve Oğul'a bizi benzetir. O, tıpkı Pederin iyileri ve kötüleri
sevdiği gibi, İsa haçtayken onu öldürenleri affettiği gibi,
bize de herkesi, düşmanlarımızı bile sevme yeteneğini
verir.
Kutsal Ruh zor
durumlarda da itaatlı oğullar gibi bizi yaşatır. Çünkü sıkıntıların
bizi korkutmaması ve İsa'yla birlikte onları taşımak için
bize güç verir. Böyle yaşarsak, Mesih'in yüceliğine katılacağımızı
biliyoruz. Aziz Pavlus da şöyle yazdı: "Mesih'le
birlikte yüceltilmek üzere Mesih'le birlikte acı çekiyorsak, Tanrı'nın
mirasçılarıyız, Mesih'le ortak mirasçılarız".
Kutsal Ruh
geldi, fakat onu daha soruyoruz çünkü o rüzgar gibidir. Ya devamlı onu
kabul ederiz ya da Onun tarafından yönetilmeden yaşarız. Bu rüzgarin
yüreğimizde olması için kalbimizin pencelerinin devamlı açık
olması lazım. İsa'yla sıkı sıkıya birlikte
kalarak Kutsal Ruh'u devamlı alabiliriz.
O'nun bizi yönetmesine
izin vererek hayatımız sevgiyle oluyor. Onsuz egoist olup kalıyoruz,
başkalarını sömürüp eziyoruz. Onunla ise başkalarının
ihtiyaçlarının dikkatlı hizmetkârı oluyoruz. Başkaları
da hayatımızdaki Rab'den gelen dolu sevinci alsınlar diye,
enerjimizi, zamanımızı ve yaşamımızı bile
vermeye hazır oluyoruz.
Gel
Kutsal Ruh, gel! Hayatım senden susar. Gel, bende, ailemde ve kilisede başladığın
işine devam et!
Gel,
başkaları Peder'i ve tek gerçek Kurtarıcı olan İsa'yı
tanısınlar diye, hayatım, aklım ve yeteneklerim senin olsun!