28/03/2010 - ZEYTİNDALI PAZARI - C

 

 

Giriş: Lk. 19,28-40

I.Okuma Yeş. 50,4-7 Mezmur 21 II.Okuma Fil. 2,6-11 İncil Lk. 22,14 - 23,56

 

Kurtuluşumuzu kutlayan büyük haftaya başlıyoruz. Kutsal şehrin girişine kadar İsa’ya eşlik ettik, orada Kral ilan edildi. Ama krallar veya büyükler tarafından değil, tersine fakirler ve küçükler, şakirtleri ve sevginin olduğu yerde Allah’ın varlığını görenler tarafından ilan edildi. Herkes Onun için şöyle diyen mezmuru söyledi: “Hosanna, Rabbin adına gelene!”. Bu aynı mezmuru, uzun yoldan Yeruşalim Tapınağında Tanrı’ya tapmak için gelen hacılar, sevinçlerini göstermek için söylerlerdi: çünkü vardıkları yerde kurtuluşları gerçekleşirdi. Aslında kurtuluş İsa’nın gelişidir! İsa, bu şehirde Tanrı’ya lekesiz kurbanını, yani kendi yaşamını sunacak, bu kurban tüm insanlığı arındıracaktır.

İsa bu kurbanı, Zeytinlik Bahçesinde ve haçta gerçekleştirmeden önce şakirtleri ile birlikte hazırlayıp kutluyor. “Bu sizler için kurban edilen bedenimdir” diyor İsa ve havariler çok şaşırıyor. Onlar Efendilerinin bu eyleminin önemini bilemeyip anlayamıyorlardı. Çok zaman sonra anlayacaklardır, bizler de defalarca kutladıktan sonra bir şeyler anlamaya başlıyoruz. “Sizler için kurban edilen benim bedenim”: İsa Zeytinlik Bahçesinde Baba’nın arzusunu gerçekleştirmek için kendini sunmaktadır. O, Baba’nın arzusunun peygamberler tarafından ilan edilen olduğunu biliyordu: Oğul insanlara Baba’nın tam ve mükemmel sevgisini göstermeliydi. İnsanlar sevgiyi denendiğinde görüyorlar, bu sebepten Tanrı’nın Oğlu acı çekmeli ve ölmeliydi. Yahuda, Kayafa, Pilatus ve Herodes karşısında İsa, sevgiyi, ancak ve ancak sevgiyi göstermeye devam etmektedir, sabırsızlık, öç alma, kin duygularını hatırlatan hiç bir reaksiyonu yoktur.

Bugün İsa’ya karşı gelen insanlığın kötülüğünün anlatılmasını dinliyoruz. Bu aynı kötülük milletler arasında halen vardır. Aynı zamanda Rab’den gelen barış ve sevgi isteğini da dinliyoruz, bunlar Hıristiyanların zulüm edildiği, işkence edildiği, korkunç adaletsizliklere maruz kaldığı yerlerde de gözükmeye devam etmektedir. Şakirtlerin dünyevi silahlarla karşı koyma istekleri var, ama İsa onları durduruyor ve düşmanlarının yaralarını iyileştiriyor. Bu derse devamlı olarak ihtiyacımız var, çünkü bu aynı denenme ve Petrus’un düştüğü denenme bizleri her gün düşürmekte. Bu havarinin İsa’yı izleme isteği yeterince alçakgönüllü değildi ve korkuya dayanamadı. Onun ağlaması bizler için cesaret vericidir, çünkü bize hatırlatıyor ki, düşüşlerimizde cesaretimizi kaybetmemeliyiz, tersine tekrar ayağa kalkmalıyız: İsa bizi, devamlı ve sabırlı sevgisiyle izliyor. Rabbin katlanması gerektiği sorgulama Onu tanımamıza yarıyor: bu soruları soranların işine yaramadılar çünkü onlar Tanrı’nın isteğini aramıyorlardı, istedikleri sadece kendi faydalarını korumaktı.

Biz İsa’yı güçlülere ve fakirlere cevapladığı sözlerden ve sessizliklerden daha derin bir şekilde tanıyoruz. O’nunla acı çeken hırsıza verdiği cevap bize de yönlendirilmesini istediğimiz sözdür. İsa, sadece o hırsızın değil, hepimizin de, varış noktasının, mutluluk yeri olan cennet olduğunu biliyordu: bunu, yanında haça gerilen ve kendisine yüreğinde kayırlmış bir yer vermeye başlayan o zavallı hırsıza vaat ediyor. Böylece İsa’nın büyük günahkârları da çok sevmesini öğreniyoruz; onları o kadar çok seviyor ki, O’nu kabul ettiklerinde, onlar  artık günahkâr değildirler, cennetin halkıdırlar.

Sonra İsa’nın mezara konulmasına bakıyoruz: bu, gömmeden çok dirilişe hazırlıktır! Kadınların sessizliği bu haftayı yaşayacağımız sessizliğe bizleri hazırlamaktadır. Acı çeken ve ölen İsa’ya hayranlıkla bakacağız: bu sebepten sessizlik zamanlarını arayacağız ve içimizde ve etrafımızda bizleri Rab’bimiz ve Öğretmenimiz İsa’dan dikkatimizi dağıtan her şeyden kaçınacağız: İsa gerçek yaşam ve sevinç kaynağıdır, her günlük hayatımızdaki sorunları aşmak için gereken güç kaynağıdır. Bu haftayı imanda ve sevgide büyümek ve olgunlaşmak için özel bir fırsat olarak yaşayalım.