01/ 11/ 2010 Tüm Azizler Büyük Bayramı
1. Okuma Vah 7,2-4. 9-14 Mez 23 2. Okuma 1Yuh
3,1-3 İncil Mat 5, 1-12
Bugünkü dua bizlere, bütün Azizlerin sevaplarını ve
şanlarını kutlamadığımızı
hatırlatmaktadır; aynı zamanda onların şefaatlerini
dilemektedir, öyle ki Rab bize merhametini bağışlasın.
Azizlerin sevaplarına bakalım: Biz eminiz ki Azizler
yaptıkları her iyi şeyin kendileri sayesinde var
olduklarını sanmıyorlar, bunun için hiç bir haklarının
olduklarını da düşünmüyorlar. Çünkü hayatlarında
gerçekleştirdikleri her şeyin ya da her iyi değişmenin,
sadece Tanrı sayesinde var olduğunu sanıyorlar. Bizler de
aynı şeyi, tüm gerçeğiyle, söyleyeceğiz. Eğer biz,
egoizmimizden cömert olan bir hayata, kibirli ve gururlu olmaktan alçak
gönüllülüğe, itaatsiz bir yaşamdan sevgi dolu bir itaate geçtiysek;
eğer, İsayı tanıyarak, önceki anlamsız
yaşamımızdan, Rabbin şanı için
yaşadığı, sevinç dolu bir yaşama geçtiysek, bunun
bizim becerimiz olmadığını, sadece
karşılıksız Babanın sevgisi sayesinde ve bizim için
İsa tarafından dilendiği, Kutsal Ruhun ürünü olarak
gerçekleştirdiğini söylemeliyiz. O halde neden duamız
sevaplardan bahseder? Büyük sınavdan geçip gelmişlerdir. Elbiselerini
Kuzunun kanında yıkayıp bembeyaz etmişlerdir; Rabbin
kendisi bu kişileri ödüllendireceğini söylüyor. Ve Mezmur şöyle
der, Elleri suçsuz ve yüreği temiz olan, kalbini yalana kaptırmayan
Rab tarafından kutsanacaktır. Tanrı kendisine sadık olanı
ödüllendirir, bu kişi, Ben işe yaramaz bir kulum demeye devam etse
de. Babanın, İsaya hizmet etmiş kişileri
onurlandırdığını bilmekteyiz, bunun için biz de bu
kişileri onurlandırıyoruz! Bunlar Tanrının
şanını paylaşıyorlar; Onun sevgisini yaşayarak,
yüzünün nurunu ve huzurunun sevincini gösterirler. İsa ile birlikteyken,
kendilerinde Onun kutsal Ruhunu taşıyor, Onun bilgeliğini
iletiyor, dünya üzerine Tanrının tadını döküyorlar; bu,
onların şanıdır. Ve, onların bize olan sevgisi, bizim
için şafaaat oluyor. Çünkü Tanrı, kendi arkadaşlarının
duasını dinliyor. O ki, İbrahimin, Sodom ve soyundan gelenler
için duasını dinledi; O ki halkı için Musanın ve
krallığını yönetmek için ve hikmet almak için
Süleymanın yalvarışına kulak verdi; O ki, İlyasın
ve Elişanın dualarını kabul etti. Kardeşlerimiz olan
azizlerin, zavallı günahkârlar olan bizler için ettikleri duaları
dinlemeyecek mi?
Azizler, önce, Tanrının Oğluna olan sevgi dolu bir
itaatte kendilerini hazırlayarak, sonra sınırsız bir
cömertlikle kendisini Tanrının isteğine bırakarak,
hayatlarını Tanrının Oğluna sundular. Onlarda,
İsanın sözlerinin gerçekleştiğini görebiliriz, Ne
mutlu yüreği zenginliğe bağlı olmayanlara, ne mutlu
yumuşak huylu olanlara, ne mutlu yüreği temiz olanlara, ne mutlu
doğruluk uğruna eziyet çekenlere, ne mutlu barış
sağlayanlara! Eğer Tanrının Sözünü anlamak istersek,
azizlerin yaşamlarına bakmak yeterli olacaktır. Bunun içindir ki
Kilise, bizlere, değişik yaşlarda, tüm kıtalarda ve tüm
sosyal durumlarda bulunan, yeni azizleri teklif etmeye devam etmektedir.
Nitekim, azizlik, sadece birkaç insan kategorisine ayrılmış bir
nitelik değil de, tüm ulusların bunların da her
kuşaklarının ve her durum içerisinde olanlarının - bir
armağanıdır! Azizlerin çeşitli yaşam tarzları ve
karizmaları yani, hizmetleri için verilen Ruhun özel armağanlar
var, fakat onların birkaç ortak nitelikleri de var; şunlardır;
alçak gönüllülük, uysallık, sadakat, sevinç, yoksulluk, kendini Babanın
her şeyi gören ve yapabilen sevgisine bırakmak, kendisinden
özgürlüktür. Azizlerin hayatını tanımak için onlara
yaklaştığımızda, zenginleşiriz ve onların
iyiliğinden içsel olarak etkileniriz.
Azizler arasında, şehitlerin, - yani, iman için öldürülenlerin
daha büyük onuru vardır. Bize, onlara dikkatimizi yöneltmek, doğal
gelir. Çünkü onlar, eşsiz şehit olan İsaya son derece
benzerler. Şehitler de daima, her asırda ve her yerde, Kilisede var
olurlar. Geçen asırda onların sayıları çoktur; Yavaş
yavaş onlar, onlardan örnek almamız için, bize tanıtılmaktadırlar.
20. yüzyıldaki tüm ideolojiler Tanrıyla bir yarış
içindeymiş gibi kabul ettirilmek isterdiler. Bunlar, Babanın
tapıcıları ve İsanın şakirtlerini yok etmeye çalıştılar.
Yüzyılın başında Meksikanın, hemen ardından
Rusyanın, İspanyanın, İtalyanın, Almanyanın,
Ortadoğu blokunun, ve, son olarak da, Hindistanın,
Endonezyanın, Irakın vs. şehitlerini hatırlayalım.
Bu, İsaya şahitlik edenlerin kalabalığı, günlük
mücadelemizde bize destek olur; nitekim her gün tembelliklerimizi, günaha
eğilimimizi ve yüzeyselliği yenmemiz gerekir. İman için
ölmüş olan kardeşlerimiz, durmaksızın, bize,
Hayatınla ve imanınla ne yaparsın? Sahip olduğun
zenginliğin farkına varmaz mısın? Onu koruyup ona ürün
vermeye izin vermez misin? Sahip olduğun şeylerden daha fazla
Rabbine önem ver, yoksa düşmanın güçlenmesine izin vereceksin. Duada
ve sadakatte kararlı ol; Yaşamın, tüm dünya için, gerçek bir
zenginlik olacaktır diye bağırırlar.