29/02/2004  -  PASKALYA'YA HAZIRLIK DEVRESİ - 1. PAZAR GÜNÜ - C YILI

 

 

İlk okuma  Tesniye 26,4-10    
Mezmur  91 (90)

İkinci okuma  Rom. 10,8-13    
İncil  Lk.4,1-13

 

Latin Katolik Kilisesinde dört günden beri Paskalya'ya Hazırlık Devresi başlamıştır. Bu zaman, Allah'ın Sözüne özel bir şekilde önem vereceğimiz bir zamandır: bunun için oruç aracılığıyla, daha büyük bir gayretle, hırslarımızı ve kaprislerimizi 'öldürmeye', Rab'den dikkatimizi uzaklaştıran televizyondan ve diğer boş ve yüzeysel faaliyetlerimizden vazgeçmeye çalışacağız. Rabbi dinlemek için ve Kutsal Vaftizimizin sevincini ve motivasyonlarını yenilemek için, duaya daha çok zaman ayıracağız.

Bu günkü İncil'de İsa'nın oruç tuttuğunu görmekteyiz. Uzun bir zaman için, kırk gün süresince, İsa, sevgi işareti olarak, kendini düşünmeden, Peder'e orucunu sunmaktadır. İsa Peder'i, kendi yaşamının her yönüyle (maddi, ruhsal, sosyal) ilgilenen gerçek bir peder olarak görüp kabul ediyor. Bu yüzden İsa, kendisine hayat veren, O'nu seven Peder'in eline, kendi yaşamını tamamen emanet ederek, gerçek bir oğul olarak yaşamaktadır. İsa'nın bu kararı, O'nun, Şeytandan gelen ayartmalara dayanmasının şeklinde, açıkça görülebilmektedir. Üç ayartma da İsa'nın, Peder'i dinlemeden, özerklikle tek başına karar vermesine teşvik etmektedir: 'Sen her şeye kadirsin! Tek başına karar ver! Ekmeğini kendine sen sağla! İnsanların, adaletle hüküm edilmeye ihtiyaçları hakkında sen karar ver! Kendini, Mesih olarak, gösterme şeklini, sen seç!'. Bu ayartmalar güçlüdür, İsa'nın yaşamının en önemli noktaları ve dünyaya O'nun gelişinin anlamı ile ilgilidir. İsa tek başına karar vermiyor, tersine, Peder'i dinlemeye karar veriyor. İsa, Kutsal Yazılarda Peder'in konuştuğunun ve hala O'nun isteğini gösterebildiğinin bilincindedir. Ayartma böyle başladı: "Eğer Allah'ın Oğlu isen,...", yani "Allah'ın Oğlu olduğuna göre...". İsa yüreğinde buna, "Allah'ın Oğlu olduğumdan dolayı, bir oğul gibi davranmak, benim Peder'in önerilerini ve kararlarını dinlemek istiyorum!" diye cevap veriyor. Ve her ayartmada Kutsal Yazıların bir Sözünü hatırlayıp sesleniyor. İsa, kendisi Allah'ın Sözüdür, fakat ayartma önünde kendi aklına bile güvenmek istemiyor: alçakgönüllülükle ve Kutsal Ruh tarafından Peygamberlere iletildiği Sözüne olan büyük sevgisiyle, ancak ve ancak Kutsal Yazılara sığınıyor.

İsa'nın yaptığı gibi, Allah'ın gerçek ve emin babalığına dayanıp , güvenmemiz çok önemlidir. Allah, Pederdir! Eğer O'nun kimliğinden şüphelenmeye veya O'nun üzerinde hayal aleminde düşünmeye başlarsak, her şey sendeleyecektir: ümit ve ihtiyat bocalayacak, adalet ve sevme yeteneği suya düşecektir; varsayımların, düşlemlerin ve insancıl cahilliğin etkisi altında kalıp, çabukça yüreğimiz ve aklımız putperest olacaktır. Eskiden daha çok, günümüzde bu isabetliliğe acil bir ihtiyaç vardır. Nitekim günümüzde, birliği yok eden, aile yaşamını karıştıran, yüzyıllar boyunca gayretle elde edilmiş adalet ve sevgi gelişmesini altüst eden çeşitli düşünme tarzları yayılmaktadır. Bu, Allah'ı tanınması hakkında çok karışıklığın varolduğundan gelmektedir. Bazı ortamlarda Allah'tan, bir enerji olarak, 'kozmik Tanrının kıymıkları veya kıvılcımları olarak, yaratılmış her şeyde varolan 'Biri' olarak, bahsedilmektedir. Sonuç olarak, herkes kendinin tanrısal ve her şeye kadir ve bundan dolayı günahsız olduğunu sanmaktadır! Hıristiyan adı taşıyan bazıları da bu düşüncelere katılıyorlar. Böylece, Peder'i tanımamaktan dolayı, Şeytanın ayartmaları ile sevgi olan Allah'ın 'fısıldamaları' arasında, insanda hiçbir ayırt etme yetkisi kalmıyor.

Bundan gelen karışıklık Kilise'nin birliğinden, Kutsal Gizemler'den, özellikle Barıştırma Gizeminden uzaklaştırıyor ve imana, aile yaşamına, topluma çok zarar vermektedir.

Peder Allah'a ve O'nun Gönderdiğine olan imanımızı korkmadan, açıkça ve isabetlilikle beyan etmemiz gerekmektedir. "İnsan yürekten iman etmekle aklanır, imanını ağzıyla açıklamakla kurtulur": yürekle iman etmek ve içimizde bu imanı canlı tutmak, büyük bir armağandır, fakat günümüzde her tarafı kaplayan bu “yeni putperestlikten” korunmak için, yeterli değildir. "Eğer İsa'nın Rab olduğunu ağzınla açıkça belirtir ve Allah'ın onu ölüler arasından dirilttiğine yürekten iman edersen, kurtulacaksın". Allah'ın büyük harikalarını ilan ederek, kendi imanını beyan etmek, Musa'nın halkına ettiği davettir. Bu daveti kabul edelim: İsa'nın dirilişini ilan edelim; sözlerle ve eylemlerle O'nu, hayatımızın ve tüm tarihin Rabbi olarak, kabul ettiğimizi gösterelim!

Bu Devrede tutacağımız oruç bizi ruhta güçlendirecek, ve imanımıza tanıklık etmenin fırsatlarını değerlendirmek için, bizi dikkatli kılacaktır.