18/01/2004 – DOLAĞAN
DEVRE 2 Pazar Günü -
C
Hıristiyanların
Birliği için dua haftasının ilk günü!
İlk
Okuma İşaya
62,1-5 Mezmur 95
İkinci
Okuma 1Corinzi
12,4-11 İncil Giovanni 2,1-12
İşaya peygamberin sözleri Noel
zamanında duyduğumuz başka okumaları çağrıştırmaktadır.
Bu geçen devrede İsa Allah’ın armağanı olarak kendini
fakirlere gösterdi, Peder’in tüm halkları aydınlatmak için
gönderdiği ışık olarak
belirdi, ve uzaktan parlayan ve herkesin görebildiği
yıldız oldu! O, Allah’ın halkına olan sevgisini bir
damadın karısına gösterdiği gibi gösterecek, O
Allah’ın ve tüm insanların, herkesin sevinci olacaktır. Bu
sevinçli açıklamalar, İsa’nın kendini yıldızla
bilginlere gösterdiğinden ve Ürdün nehrinde Yahya tarafından vaftiz
edilirken kendini gösterdikten sonra kendini anlatacağı üçüncü olaya
hazırlamaktadırlar. Bu olay bir düğünde , iki insanın
mutluluğunu kutladığı günde gerçekleşiyor. Nazaret’e
yakın Kana ‘da idi. Aziz Yuhanna olayı birçok detayı ile
anlatmaktadır ve her düğündeki gibi büyük, küçük birçok gerçek üzerine
dikkatimizi çekmektedir.
Bir erkek ile kadın arasındaki sevgi ,
aynen Allah’ın halkına ve tüm insanlığa gösterdiği
sevgi gibi sonsuz olmalıdır. Ancak halk O’nun bu sevgisine aynı
derecede sadakatle ve sevinçle karşılık verebilecek mi?
Cevabı Meryem’in oğluna söylediği
sözde bulmaktayız: “Şarapları
kalmadı”. Şarap mutluluk işareti ve
kaynağıdır. Evlenenlerin şarabı kalmadı.
Mutlulukları kalmadı mı demektir? Mutluluk karşılıksız ve gerçek sevginin
meyvesidir. O halde evlenenler sevgisiz. Bu olabilir mi? Hangi düğünde
sevgi yoktur?
Peygamberler halkı, Allah’ın
sevdiği ve seçtiği gelin olarak gösterirler. Ama bu gelin artık
kocası Allah’a sevgiyle hizmet etmiyor, O’na korkuyla , mecburiyetten
hizmet ediyor ve bir köle gibi emirlerini yerine getiriyor. Feriselilerin
öğretileri ve din adamlarının kanunları halkı buna
itmektedir. Halk Allah’ına hizmet etmekten artık zevk
almamaktadır. Hiç kimse bu “gelin-halka” mutluluk şarabını
veremiyor ve halk sadık olamıyor çünkü başka sevgiler
arayışında kaçamaklar yapmaktadır ve hizmetkar gibi
yaşamaktadır.
İsa gerçek sevginin, yani yıkılamaz
gerçek mutluluğun, kendisini Peder’ine sunmaktan, havarilerine ikram
edeceği şaraptan ve haçta dökülecek kandan, geldiğini
bilmektedir. “Saatim gelmedi”. Meryem
Oğlunun bizim için sevinç olduğunu biliyor ve hizmetkarlara O’na
itaat etmeleri için talimat veriyor. İsa’ya itaat etmek takdis, refah ve
yaşam verir!
İsa ne zaman ki ona benzeyen, itaatkar
insanların yanında , onları görmezlikten gelemez. Ve işte hizmetkarlara
kolay ve basit bir emir veriyor. Onlardan da körü körüne itaat bekliyor:
Masadaki “şefe” şarap imiş gibi ikram etmek için su
getirmelerini istiyor. Hizmetkarlar isyan etmiyorlar, İsa’ya itaat
ediyorlar. El ve ayak yıkamaya yarayan taş küplerdeki su, harika bir
şarap olmaktadır!
Allah’a zoraki itaat edeceğine
İsa’yı severek ve dinleyerek itaat edersen, yaşam, sevgi,
mutluluk ve hoşnutluk elde edersin! Eğer Allah’a korku için
değil de İsa’yı sevdiğin için itaat edersen o zaman herkese
yaşamı mutlu kılan bir sevgi ve hayrete düşüren bir
barışı verebilirsin! İsa’dan gelen şarap, kötü
şaraptan sonra gelen, iyi şaraptır. Evlilerin insani sevgisinin
mutluluğu kötü şarap gibidir,
ayrıca hemen de bitmektedir. İsa’ya itaat etmenin
mutluluğu ise sonsuzdur ve evlilerin yaşamını devam eden
bir bayrama çevirir.
İsa’ya itaat etmenin sevinci, halkı olan
Kilisenin sevgi vermeye ve ekmeye daima hazır bir gelin olmasını
sağlar. Kilise her olayda sevgi, somut sevgi verir ve herkesin
değişik erdemlerini herkesin yararına dağıtır.
Aziz Pavlus ikinci okumada gerçekten de Kiliseyi içten canlandıran
Allah’ın Ruh sayesinde, aldığı armağanları
dağıtmakta dikkatli olarak gösterir. Bu Ruh Kilisenin sussuzluğunu
giderdiği şaraptır, ve O bu şarabı düğün
kutlamasına davet ettiği bütün insanlara ikram edebilir.
Kutsal Ruh’a karşı uysal olduğumuz
zamanlar yaşamımız bütün Kiliseye fayda vermektedir. Maalesef
Kilise bir çok kere insanların günahları yüzünden bölünmüş
gözükmektedir. İsa’ya olan sevgimiz ve Ruh’a itaatimiz bizi birleştirmektedir.
Bizim birbirimizle gerçek kardeşler olmamızı sağlıyor, kutsal birliğe
ulaşabilmemiz için gerekli her engeli aşmamızı
sağlayan imanı ve derin sevinci veriyor. Kutsal birlik, Peder’in oğullarını sayesinde
tekrar aydınlatacağı, armağandır.