25/01/2004  -  OLAĞAN DEVRE  -  3. PAZAR  -  C YILI

 

Birinci okuma  Nehemya 8,2-10  

Mezmur        18

İkinci okuma 1.Kor. 12,12-31   

İncil             Lk. 1,1-4; 4,14-21

 

Bugün Hıristiyanların birliği için dua haftası bitmektedir. İsa'nın, Son Akşam Yemeğinde yaptığı gibi, biz de, bu hafta boyunca, aynı duayı söylemeye devam ettik. İsa tüm yüreği ile Peder'den, şakirtlerinin Kendisiyle ve birbirleriyle birlikte olmalarını diledi, çünkü onlar dünyada İsa'nın Peder'le olan birliğinin somut bir işareti olmalılar! İsa, ikna eden sözler aracılığıyla değil, ama sadece şakirtlerini birleştiren sevgi sayesinde, insanların, Kendisine iman etmeye varabildiklerini bilmektedir. Bunun için Aziz Pavlus, İsa'nın arzusunu benimseyerek, Korintos'taki Hıristiyanları, her kıskançlığı ve uyumsuzluğu atlatmaya teşvik ediyor. Bu amaçla herkes için anlaşılır bir imajı kullanıyor: bedenin üyeleri, aralarında çok farklıdır, fakat buna rağmen, her üye önemli ve gereklidir! Beden, her üyesinin yeteneğinden yararlandığı gibi ve her üyesinin acısından dolayı acı çektiği gibi, Kilise de aynen böyle yaşamaktadır.

Hıristiyanların arasındaki bölünmeler, Mesih'in Bedenine acı çektirmektedirler. Ortodoks ve Katolikler, Protestan ve Anglikanlar arasında olan bölünmeler, Allah'ın istemediği bölünmelerdir. Cemaat içinde doğan kızgınlık, akrabalar ve aileler arasında çıkan düşmanlık, İncil'e yapılan tanıklığı zayıflatan olaylardır. Bizi ayıran, ne Rabbe, ne de O'nun Hakikatine olan sevgidir, tersine inadımız, gururumuz ve bencilliğimizdir. Eğer İsa'nın Sözüne, layık ve gerekli olan önemi versek, bu bölünmeler olmazdı: O'nun Sözü, güzel fikirlerimizden ve arzularımızdan, daha önemlidir!

Allah'ın Sözü, cemaate ve herkesin yüreğinde, 'baş koşe'de olmalıdır. Bu, birinci okuma tarafından bize hatırlatılmaktadır. Babil'deki sürgünden döndükten sonra, Ezra'nın bulduğu Yasa Kitabı, saygıyla ayakta kalan, toplanmış bütün halk önünde okunmaktadır. Allah'ın Sözü okunduğu gün, herkes için, fakirler için de, sevinç dolu bir gündür, çünkü Allah herkese hitap etmek istiyor. O gün, Rabbin Günüdür; kutsal bir gündür; cemaatın, birlik, barış, hikmet, güç ve sevinç aldığı gündür! Kutsal Kitabı okuyanlar, "daha yüksek bir yerde duruyordu": herkes onları kolayca görüp, dinleyebiliyordu. Halk da, sadece dinlemekle kalmıyordu, eğilip yere kapanarak ve Rabbi yücelterek, O'nun Sözünü kabul ediyordu.

Bugün, Aziz Luka Rabbin Sözünü kabul etmemize yardımcı oluyor. İlk önce, o bize, İncil'i yazarken onun kullandığı ciddiyeti hatırlamaktadır. Aziz Luka sadece "görgü tanıkların ve görevlisi olanların", yani Havarilerin anlattığı tüm olayları toplayıp, yazdı. O, hem günahlarımız hem de cahilliğimiz tarafından tehdit edilen imanımızı güçlendirmek için yazdı.

Sonra da Luka, İsa'nın, Nasıra'da her hafta gittiği havrada hemşehrileri ile karşılaşmasını anlatıyor. Burada İsa, İşaya Peygamber'in Kitabından bir metin okuyor; dudaklarından o Sözü çok özel bir şekilde duyulur: herkes, o Sözün gerçek olduğunun, o anda gerçekleştiğinin farkına varmaktadır. Nitekim, Ürdün Irmağı'ndan çıkınca Kutsal Ruh'ta Allah'ın Oğlu olarak meshedildiğini bilen İsa, o Sözü, normal bir okuma gibi okumuyor. O, yalnızca dudaklarından değil, yüreğinden de o Sözü çıkartarak, onu ilan ediyor, çünkü o Söz Kendisiyle ilgilidir. Bu Söz, dünyada acı çeken bütün insanlar yararına O'nun Peder'den aldığı kurtuluş görevini ifade etmektedir. Bütün insanlar acı çekmektedirler: kimi maddi fakirlikten dolayı, kimi yaşamın anlamını bulmadığı için, kimi özgürlüğün yokluğu yüzünden, kimi ise kötü eğilimlerin köleliğinde yaşadığından..., sonuçta herkes günah yüzünden acı çeker. Mesih İsa, daha önce Peygamberler aracılığıyla vaat edilmiş olan sevinci, özgürlüğü, ışığı, affı bağışlamak için aramızda bulunuyor. İsa, gerçekten O, her insanın ve tüm insanlığın iyiliğinin gerçekleşmesidir! "Bugün, dinlediğiniz bu Kutsal Yazı yerine gelmiştir"!

İsa'nın, Kendisi hakkında söylediğini, O’nunla birlikte olan herkes için ve kendi Bedeni olan Kilise için de geçerlidir. Mesih'in görevi, O'nun çağırdığı ve gönderdiği herkesin görevi de olmaktadır. Kutsal Ruh tarafından meshedilmiş Kilise, yoksullara ümidi ilan ediyor, kötülüğün tutsaklarına kurtuluşu, kendi hayatının amacını görmeyenlere ışığı, bencillik köleliğinde yaşayanlara ve bunun için kardeşlerine de eziyet edenlere özgürlük ve sevgiyi ilan etmektedir.

Dolayısıyla Kilisenin şeytanın etkisi altında kalmaması çok önemlidir! Yoksa Allah'ın ona verdiği görevi yerine getiremeyecektir!

Bunun için, içimizde alçakgönüllülüğü, itaati, sevgiyi ve kardeşliği büyüterek, bütün Hıristiyanların birliği için dua etmeye devam edelim!