Olagan Devre (24. Pazar Günü ) 12/09/04- C -
Ilk Okuma Çikis 32,7-11.13-14 Mezmur 50
Ikinci Okuma 1Timoteus 1,12-17 Incil Luka 15,1-32
"Sonsuz merhametinle günahlarimizi affet". Mezmurun bu duasi üç okumanin
mesajini özetlemektedir: insan günahkardir, Allah ise merhametlidir; insan günah
isleyerek yasamini maaf etmektedir, Allah ise insani günahin sonuçlarindan kurtarmak
istemektedir; insan Allah'tan kaçmak istiyor, Allah ise iyiliginden dolayi ve
kendini tek basina kurtaramayacagi için insani arar.
Allah Musa'ya halkin isledigi günahin büyüklügünü gösterir: yok olmayi hak etmektedir.
Ancak bunu ögrenen Musa Allah'tan merhameti ögrendigini göstermektedir: halk
için araci olmaktadir ve Allah'a eskiden verdigi sözleri hatirlatarak affini
dilemektedir. Ve Allah insanlarin günahlarini tekrar affetmektedir.
Ama günah gerçekten var mi? Bu söz artik kullanilmamaktadir. Günümüzde "negatif"
veya "pozitif" olma kavramlari kullanilmaktadir: insan yaptigi iyilikten
veya kötülükten sorumlu degilmis gibi. Bu düsünce tarzinin kökleri Budizm'den
ve New Age gruplarindan gelmektedir. Onlar Allah'i konusabilen ve dinleyen bir
Kisi olarak tanimamaktadirlar, Allah'i bir enerji kaynagi gibi görürler, insanlari
da bu ilahinin bir parçasi olarak düsünürler. Insanlarda ilahi birlik ve gücün
sakli oldugunu, bu sebepten de disari çikmasi için yoga ve nefes alma gibi yöntemleri
kullanmalari gerektigine inanirlar. Olaylara böyle bakildiginda "günah"
sözcügüne yer yoktur: bu da sevgiye, iradeye ve Peder Allah'in ögretisine aykiridir.
Allah'in sevgisini tanimayan kendi eylemlerinden hiç birine günah diyemez. "Günah"
sözcügünün kullanilmamasi Peder'i ve Oglu'u tanimamaktan ileri gelir ve Kutsal
Ruh'un isiginin da yoklugunu gösterir.
Biz bugün Musa'nin günahtan bahsettigini duyuyoruz: halkinin çektigi acilarin
sebebi budur. Sonra mezmur ile halkin acilarina sebep olan günahlardan af dileniyor.
Daha sonra Isa'da üç misal ile günahi, sonuçlarini ve tek tedavi yolunu açikladigini
dinliyoruz. O "günahkarlar" tarafindan dinlenmektedir, kendini günahsiz
görenler tarafindan ise gözlenmektedir. Söyledigi sözler birilerine de ötekilerine
de bir mesaj vermektedir: günahkarlar tövbe etmelidir, Allah'in sevgisine sevgi
ile cevap vermelidir, kendini günahsiz görenler de tövbe etmelidir ve Peder
Allah'in herkese karsi duydugu sevgiyi kendi de duymalidir, kaybolmus gibi görünenleri
bile sevmelidir. Içinde bu sevgiyi tasimayan kisi Allah'in hosuna gidemez, Onunla
birlik içersinde olamaz!
Isa bize günahi, payina düsen parayi isteyip ailesinden uzak keyfi yasamak isteyen
oglu misali ile anlatir. Günah bu hürriyet istegidir, Allah'i dinlemek istemeyenin
hürriyetidir. Böyle bir hürriyet arayisi sonunda büyük bir yalnizlik yaratir.
Gerçekten de bu dünyanin nimetleri geçicidir ve Onun sevgisinin yerini alamazlar,
insanlar arasinda birlik de yaratmazlar.
Bunun tedavisi nerededir? Insan da yoktur. Tek çare, tek mümkün tedavi, Peder'e
ve ailene dönmektir. Tedavi onun sonsuz sevgisini hatirlamak, içsel hayata dönmek,
günahini kabullenmek ve geriye alçakgönüllülükle dönerek karsilasmayi arzulamaktir.
Peder, tüm kalbiyle oglunun yalnizligini doldurmak istemektedir. O, oglunun
dönüsünden çok mutludur, aynen kuzusunu kaybeden çobanin kuzusunu buldugu zamanki
kadar sevinçlidir.
Dönüs yolumuzu bulabilmemiz için Peder, oglu Isa'yi bize göndermektedir. Bugün
Peder'in bu arzusunu görelim, her birimiz için hazirladigi kutlamayi düsünelim
ve sevgisini tekrar kesfedelim. Bir enerji degil de gerçek bir kisi, arkadaslarina
karsi dikkatli ve sevgi dolu olan, bizi kucaklamaya gelen, Allah'a, tekrar imanimizi
belirtelim. Allah bizi o kadar çok seviyor ki günah isleyerek koydugumuz engelleri
asmak istiyor. Aziz Pavlus'un metni de Peder ile karsilasmamizi tüm gücümüzle
arzulamamizi, cesaretlendirmektedir.