24/10/2004
Olağan Devre (30. Pazar Günü) – C -
Dünya Misyonerler Günü
İkinci
Okuma 2Timoteus 4,6-8.16-18
İncil Luka 18,9-14
İsa bizi dua hakkında
eğitmeye devam ediyor. Gerçektende dua konusu Luka İncilinde çok
dikkat çekicidir, çünkü bu İncil halkı tapınakta dua ederken
göstererek başlıyor ve
Kilisenin övgü duası yapması ile sona eriyor. Bu İncil’de
Rab İsa’nın birçok kere çekilip yalnız veya Havarileriyle dua
ettiği anlatılmaktadır. Ayrıca seve seve Peder’inin
hoşuna giden duayı, Kutsal Ruh elde eden duayı söylemeyi
öğrettiğini görüyoruz.
Geçen Pazar günü İsa bir mesel ile
bizi dua etmeye, yorulmadan, yılmadan ve imanımızı
canlı tutarak dua etmeye çağırıyordu. Ondan başkasına yönelmeyi hayal
bile etmememizi ve sadece Onun yardımını ümit etmemizi tavsiye
diyordu. Bugün ise İsa’nın bize anlattığı başka
bir meseli dinledik. İsa bu meseli kendini günahsız görenler ve
Allah’ın önünde alacaklı gibi görenler için anlattı. Bunlar
başkalarını yargılamaktan da çekinmiyorlar. Bu mesel
hepimizin duamızı ve dua ederken içsel durumumuzu incelemek için bir
fırsattır.
İsa’nın tarif ettiği iki
insanı inceleyelim. Birincisi dindar bir adamdır ve iyilikler de
yapmaktadır. Dua ederken kendine bakmaktadır ve hali hoşuna
gitmektedir, kendini başkalarıyla mukayese etmektedir. Kendini hiç
bir şey için suçlamamaktadır, Allah’tan hiç bir şey
dilememektedir, onu sevmeye götürecek hiç bir arzusu yoktur. İkinci adam
ise Allah’ın ve insanların affına ihtiyacı olduğunu
bilmektedir: fakat temize çıkmak ve rahat olmak için kendini daha kötü
kişilerle mukayese etmiyor, kendini Allah’ın azizliği ve
merhameti ile karşılaştırıyor. Bu şekilde huzura
kavuşmak için ihtiyacı olan affı elde etmeyi ümit ediyor. Bu
adam Allah ile karşılaşıyor, çünkü Allah’ı takdir
ediyor, arzuluyor, bekliyor. Allah gerçekten de daima pişman insanlara,
kalpleri yaralı olanlara, alçakgönüllülükle ona seslenenlere,
yaşamını değiştirmek isteyen günahkarlara,
günahını itiraf edenlere,
sevgi ve merhamet sözü vermiştir.
İsa dua eden iki adam meselini,
Allah’ın kalbine bakıp hüküm vererek tamamlamaktadır. Kendini
günahkar kabul eden adam, Allah tarafından iyilikle
bakılmaktadır: o kendini doğru yere koyup, alçakgönüllülükle
kurtuluş arzusunu belirtmiştir, Oğul’u beklemektedir ve
O’nu karşılamaya müsaittir.
Bu günahkar adam kendini böyle gördüğünden İsa’dan
bahsedildiğini duyunca Onu kabul edecektir ve Onunla
karşılaşmaktan mutluluk duyacaktır. Zakay da Eriha da öyle
yapacaktır. Ben de her gün aynısını yapmaya
çalışmalıyım.
Günahımın bilincinde
olduğum zamanlar ve sevgisine layık olmadığımı
anladığımda başkalarına daha açık oluyor, affa
ihtiyaç duyduğumu anlıyor, bana acı çektirenlerin kusurlarına
mazeret bulabiliyorum, daha sabırlı olmayı öğreniyorum.
İsa’nın Sözünü dinledikten
sonra Sirak’ın okuması da beni alçakgönüllü olmaya ve daima
pişmanlık duymaya çağırıyor. Yazar şöyle diyor: “Allah’a bütün yüreğiyle hizmet eden,
onu hoşnutluğunu kazanır ve duası göklere kadar yükselir”. Alçakgönüllünün
duası gökyüzü kapalı görüldüğü, kimse duymuyormuş gibi
olan zamanlarda bile göğe
yükselir. Alçakgönüllü duasına devam eder ve kalbi Allah’a bağlı
kalır. Zorluk, yalnızlık, boşluk anlarında bile ümitsizliğe
kapılmaz.
Aziz Pavlus’un Timoteus’a
gösterdiği yakınlık böyle zor bir anda olur. Havari hapistedir
ve bazı arkadaşları tarafından terk edildiğini
hisseder. Pavlus İsa’nın acılarına bu şekilde de ortak
olur. İsa nasıl ki Havarileri tarafından terk edildi ise, Pavlus
da kendini yalnız hisseder ve tek başına çabalar.
Günahlarını hatırlayarak kalbinde beslediği alçakgönüllülük
insanları affetmesine yardım ediyor ve sadece Rabbe güven
duymasını sağlıyor. Bu ona Allah’ın İncil’ini
yaymak için kuvvet veriyor. O yeryüzündeki yürüyüşünün sonuna geldiğine
emin: imanda kalmış olmanın mutluluğunu yaşıyor
ve İsa’nın yanında kalacaklara vereceği mükafatı
bekliyor. Yaşamını Allah’a övgü duası ile tamamlıyor.
Bu dua, Peder tarafından sevilen tüm evlatlarının
gideceğine söz verdiği ebedi
hükümdarlığa girme güvencesine dönüşüyor.
İsa’ya şükrediyorum. Çünkü O
bana dua etmeyi öğretiyor. Duamın, gerçek tövbemin önemli bir anı olmasını
sağlıyor. Ben tövbe edersem, yaşamım tüm dünyanın
tövbesi için feda olsun.