16/05/04  -  PASKALYA DEVRESİ  -  6. PAZAR  -  C YILI

 

Birinci okuma  Hav. Kit. 15,1-2.22-29    Mezmur  67  (66)

İkinci okuma    Apokalipsis                     İncil         Yuh. 14,23-29

 

İsa Son Akşam Yemeği sırasında Havarilerle çok samimiyetle konuşmaktadır: kalabalığın önünde daha önce asla söylemediği şeylerden bahsetmektedir. İsa'nın sözleri sır değildir, fakat sadece O'nu cidden sevenlere "teslim" edilmeye layıktırlar. İsa'yı sevmek, veya O'nu sevmemek: bundan hakiki veya sahte öğrenci belli olur; ayırt edici nokta budur. İsa'yı nasıl sevebiliriz? Ne zaman O'nu gerçekten sevmekteyiz? Gerçek sevgiyi, "bencil sevgi"den nasıl ayırt edebiliriz?

"Beni seven sözüme uyar. Beni sevmeyen, sözlerime uymaz". İsa'ya olan sevgi, bir duygu değildir, hissedilmesi gereken bir şey değildir. Hiçbir gerçek sevgi böyle değildir: ne karıkoca arasındaki sevgi, ne de çocuklarına karşı annenin sevgisi böyle değildir. Sevgi harekettir, yapılacak bir şeydir. İsa’yı dinlediğimde, O'nun sözlerine önem verdiğimde, O’nu sevdiğimi hissediyor. Eğer O'nun sözleri somut eylemlere dönüşüyorsa, eğer kararlarımı yönetirse, eğer kendi fikirlerimin yerini alırsa, o zaman O'nu gerçekten sevmekteyim. İsa'nın Sözüne değer veriyorum, çünkü insan sözü değildir, Peder'in yüreğindeki sessizlikte O'nun duyduğu sözdür, ilahi Sözdür: nitekim biz İsa'nın bütün söylediklerini tamamen anlayamıyoruz. Eğer içimize Kutsal Ruh gelmezse, İsa'nın Sözü aklımızda kapalı ve gizli kalır. Fakat Peder, İsa'nın adında, yani O'nun sayesinde bize, rehberimiz ve öğretmenimiz Tesellici'yi göndermektedir. Kutsal Ruh günden güne bize, günlük yürüyüşümüze gerekli olan, Rabbin sözlerini hatırlıyor; bu sözler adımlarımızı yönetecek ve sevgimizi somutlaştıracaktır.

Madem ki, her anda ve her durumda bu harika Tesellici edici ve Koruyucu tarafından yardım göreceğiz, hiç korkmamalıyız: sevincimizi tamamlamak için dönen İsa bize, "Yüreğiniz sıkılmasın" diye buyurmaktadır. Ancak şimdiden itibaren sevincimiz büyük olmalı, çünkü Rabbimiz ve Öğretmenimiz İsa, Peder'in şanına kabul edildi!

Havariler İsa'nın sözlerini ciddiye aldılar. Havariler, o zamanki Hıristiyanlar için ve günümüzdeki Hıristiyanlar için de, sonuç taşıyan önemli kararları almaları gerekince, korkmadılar: çünkü Kutsal Ruh'un onlara yardım edeceğini biliyorlardı. Kutsal Ruh'un onlarla beraber olup, onlara Rabbin düşüncelerini ileteceğinden, aldıkları kararlara Rabbin Sözünün aynı otoritesini vereceğinden emindiler! "Kutsal Ruh ve bizler, gerekli olan şu kuralların dışında herhangi bir şey yüklememeye uygun gördük...". Havariler bu kararı verirken, hem İbranilerden gelen hem de putperestlikten dönen imanlıların yaşadıkları zorlukları önemsediler.

Onlar karar verince, imanlılar için verdikleri karar Yazılar kadar değerli oldu. Kilise İsa’nın verdiği sözlerle yaşamaktadır, onlar halen geçerlidir. Günümüzde de apostolik görevi olanlar dua ediyorlar ve karar veriyorlar ve onların tüm kararları Hıristiyanlar tarafından kabul edilmektedirler. Papa ve episkoposlar imanlıların devamlı olarak değişen ihtiyaçlarını, dikkatle izliyorlar, dinliyorlar ve karar veriyorlar. Bunu tüm Kilisenin iyiliği için yapıyorlar. Çünkü Kilise emin sözlere ihtiyaç duymaktadır, Allah’ın Ruh’undan çıkan ve birlik sağlayan söze muhtaçtır. Böylece tüm halkların insanlarını ve tüm ülkeleri kabul edebilecek sağlam ve güzel yer olabilir.

Apokalipsis Kitabının metni gökten inen ve Allah’ın şanı ile parlayan bu kutsal şehri anlatmaktadır. Bu şehir yüksek duvarlarla çevrilidir, yani kapalı bir şehirdir ama birçok kapısı vardır. İsrail’in on iki kabilesi gibi on iki kapısı vardır. Şehir açık bir arazi değildir, onun güvenliliğinden ve güzelliğinden faydalanmak için içeri girmek gerekmektedir: içeri girmeyen, dışarıda kalmaktadır. Bu şehre her yönden girmek mümkündür. Temelleri on iki Havarilerin adlarını taşımaktadır. Bu onların güvenirliliği, sağlamlığı, geçmişi ve geleceğidir. Allah ve Kuzusu tapınaktır, Havariler ise temellerdir.  İsa tarafından seçilmiş bu on iki adam daima önemlidir. Onlara verilmiş olan vazife, Rabbin isteğiyle, çok önemlidir.  Onların verdikleri karar İsa’nın da arzusudur. Onlar kendi vazifelerinin vekilleri tarafından devam edilmesini istemişlerdir.

Biz İsa’nın bize bıraktığı vekilleri severek İsa’yı sevdiğimizi gösteririz. İsa’ya olan sevgimiz Havariler tarafından ve onların vekilleri tarafından yönlendirilir. Böylece birlik içersinde kalırız, Peder Allah’ın insanları oğulları olarak kabul edip sevdiği, kurtardığı, kanı ile yıkadığı ve bedeni ile beslediği cemaat olan Kiliseyi güzelleştiririz. "Beni seven sözüme uyar”: şimdi O’nun sözünü nerede duyabileceğimizi biliyoruz! Onu sevmek için de ne yapmamız gerektiğini de biliyoruz!