11/01/2004 -
MESİH İSA'NIN VAFTİZİ BAYRAMI - C
YILI
Birinci okuma İşaya
40,1-5.9-11
Mezmur 103
İkinci okuma
Titus 2,11-14; 3,4-7
İncil
Lk. 3,15-16,21-22
"Avutun halkımı!
Avutun!": bugün Allah'ın bize hitap ettiği ilk sözler, bunlardır.
İşaya'nın zamanında
İsrail halkı büyük bir sıkıntıda bulunuyordu: en
önemli insanlar, en iyi ustalar Babil'e sürgüne yollanmış, kölelikte
yaşıyorlardı. İsa'nın zamanında da, halk,
Romalıların, Hirodes'in ve din görevlilerin egemenliğinin
altında, acı çekiyordu. Bunların hepsi fakirlere merhamet ile
davranmıyorlardı. Hıristiyan halkı da, bütün çağlarda,
fakirliği ve zorlukları, ayartmaları ve zulümleri çeker: sadece
'büyüklerin bencilliğinden dolayı değil, kendi üyelerinin
günahı yüzünden de. Böyle bir durumda Allah'ın Sözü ümit,
ışık ve sevinç getirmektedir. Allah yüreğimizde bir yol
hazırlamaya bizi davet ediyor, çünkü O bize gelmek, bizi
karşılamak, bize özen gösteren iyi çobanın sevgisini göstermek
istiyor!
İşaya'nın ümitle dolu sözleri,
Vaftizci Yahya'nın ilanı tarafından tamamlanmaktadır:
artık Allah beklemiyor, kendi yetkisiyle gönderdiği O, artık
dünyada bulunuyor, insanların yüreklerinde çalışmaya
başladı; O, Kutsal Ruh'ta vaftiz edecek, 'Kutsal Ruh'a
batıracak', ve yeni bir yaşamı, Allah'ın yaşamını
verecek!
Yahya'nın sözleri, geleni tanıtmak için,
yetmiyor: Peder de, güvercin ve ses aracılığıyla, araya
giriyor. Mesih İsa o anda dua ediyor, Allah'ın sevgisini içinde
hissederek, Peder'le derin bir diyaloga giriyor. Kuşkusuz bu diyalogun,
daha sonra Zeytinlik Bahçesinde olacak olan diyaloga benzediğini, yani
Zeytinlik Bahçesindeki gibi, şu anda da İsa'nın, kendi
çevresindeki günahkâr insanları kurtarmak için kendisini sunduğunu
tahmin edebiliriz. Bu şekilde İsa kendi hakkında olan Kutsal
Yazıları gerçekleştiriyor ve Peder O'ndan hoşnut oluyor!
Güvercin, bakışlarımızı İsaya çevirmemizi
sağlıyor, yeni ve güçlü ses ise, önemli peygamberlikleri
hatırlatmaktadır. Bu ses ikinci mezmurun ve İşaya'nın
kimden söz ettiklerini açıklıyor: ikinci mezmur, Allah'ın,
sadık sevgi olan otoritesi ile ebediyen hükmeden bir oğuldan söz
ediyor, İşaya ise, Allah'ın hoşnutluğunu kazanandan
bahsediyor. Bu kişi, Yahya tarafından vaftiz edilendir, tövbe eden
günahkârlarla birlikte kendini alçaltan insandır. O, herkesi gerçek
tövbeye yöneltecek, halkı kararlılıkla Yeruşalim'e
doğru, yani Peder'in isteğini yerine getirmek için kendi
yaşamının sunuşuna doğru, götürecek.
Aziz Pavlus da Titus'a yazarken, diyor ki:"Bizi
her suçtan kurtarmak, iyi işler yapmaya çaba gösteren kendisine ait
halkı arıtmak için O kendini bizim uğrumuza feda etti".
Kurtuluşumuz ve arınmamız Mesih'in kurbanından gelir, iyi
işlerimizden değil! Peder merhametlidir! Ve İsa bizi
kurtuluşa kavuşturdu! Biz Kutsal Vaftiz sayesinde, Mesih'le birleşerek
ve, İsa'nın üzerimize üflediği Kutsal Ruhu kabul ederek,
arınmaktayız. Ayrıca İsa'dan yeni bir şekilde
yaşamayı öğreniyoruz, çünkü O, "tanrı saymazlığı
ve dünyasal istekleri bırakıp şimdiki çağda
ağırbaşlı, adil ve Tanrı yolunda yürüyen bir
yaşam sürmemiz için bizi eğitiyor".
Hıristiyan hayatı yepyenidir. Biz bir
şeyi hak etmek veya cennetti kazanmak için ya da Allah tarafından
övülmek için, yaşamamaktayız! Tersine, zaten Allah tarafından
tamamen ve mükemmel bir şekilde sevilmiş olduğumuzu bilerek,
şükrederek yaşıyoruz! Yaşamımız, büyük bir
'Efkaristiya' yani bir 'şükretme' oluyor: Allah'ın bizimle
paylaştığı sevgi için ve buna katılmamızı
istediği için, büyük bir şükretme! Allah'a minnettar bir yürek ile,
dünyanın boşluklarından kaçarak, yüzeyselliğe ve
maddeciliğe götüren dünyanın aldatıcı teşviklerinden
uzaklaşarak, yaşamaya çalışıyoruz.
Allah'ın arzularına itaat eden
yaşamımız, karşılaşacağımız her acı
çeken kişi için, ümitsizliğinden çıkabilmek için bir tebessüme;
bir desteğe muhtaç olan içinse, bir avuntu olacaktır! Minnettar
yaşamımız, birçoklarının günahları yüzünden
devamlı acı çeken dünyaya, Allah'ın, şefkatini
bağışlamak için, kullandığı bir araç
olacaktır!