04/01/2004  -  NOEL DEVRESİ  -  2. PAZAR  -  C YILI

 

Birinci okuma  Sirak 24,1-4.8-12        Mezmur  147

İkinci okuma  Efesliler 1,3-6.15-18     İncil        Yuh. 1,1-18

 

Bu pazar günün okumaları çok ciddidir. Onlar bizi, Allah'ın insanlıktaki mevcudiyeti hakkında derin derin düşündürmektedir. Bu mevcudiyet Kelam'ın beden alması sayesinde somut ve görülür oldu.

Aziz Yuhanna bu günkü İncil metninde bize diyor ki: "Kelam, aramızda yaşadı", daha doğrusu, sözcüğü sözcüğüne tercüme edilirse şöyle diyer: "kendi çadırını aramızda kurdu" ve Sirak Kitabında, "O, şöyle dedi: 'Çadırını Yakup'ta kur, İsrail senin mirasçın olsun... Kutsal Tapınakta O'nun katında hizmet ettim'" diye okuduk. Burada konuşan, kendi Oğlunda beden alan Allah'ın Hikmetidir. Allah'ın Hikmeti somut bir beden aracılığıyla insanlara, kendi halkı için ve bütün dünya için, Allah'ın sevgisini getirdi. İnsanlar arasına gelen bu Hikmet, Aziz Yuhanna'nın İncilinde, Yunancada 'logos', latincede 'Verbum' çağırılır. Tercüme ederek, 'Söz' veya 'Kelam' kelimesi, yetmez. Nitekim Allah'ın 'Sözü', O'nun bize beslediği ve bize paylaşmak istediği bütün sevgisidir. Ve bu sevgi bize, sadece sözler aracılığıyla değil, daha çok bir yaşam ilişkisi aracılığıyla, ulaşıyor. Bu kelime, Allah'ın, bizi karşılamak, kurtarmak ve sevindirmek için, sevgi projesini kapsayıp, ifade etmektedir.

"Başlangıçta Söz vardı", yani bütün yaradılışın ve bizimle ilgili olan bütün olayların temelinde O vardır. Peder'in sevgi projesi, her zamandan beri vardır. Bu proje 'statik', durgun değil, çünkü özgürlüğümüze bağlıdır. Allah bizim kötülük ve günah işlememizi istemiyor, projesinde bu yoktur. Buna rağmen, biz günah işliyoruz ve Allah, işlediğimiz kötülüğü yok etmek için ve bunun, sevginin yeni bir fırsatına çevirmek için, projesini uyduruyor. Allah'ın 'Kelamı', her şeye, özellikle yaşamımıza anlam kazandıran, Allah'ın sevgi projesidir. Yaşamımız, Peder'in arzusunu yerine getirdiği zaman, nur olur.

Peder'in arzusunun görülebilen ve somut olması gerekiyor, çünkü biz dokunabilen ve somut olanın dışında, hiçbir şeyi göremiyoruz. Bunun için Kelam insan oldu, beden aldı: bizim, O'nu görmemizi, dokunmamızı, sevmemizi, kabul etmemizi sağlamak için!

Biz zayıf ve günahkârız, "karanlığız", alışkanlıklarımıza ve bencil rahatlıklarımıza bağlıyız. Aramızda olan Allah'ın Kelamı programlarımızı karıştırıyor, değişmemizi istiyor, bu yüzden O'nu reddetmeye teşvik ediliyoruz ve günlük hayatımızda gerçekten O'nu reddetmekteyiz. Bizden Allah'ın sevgi projesini, beden alan Kelam, İsa'yı uzaklaştırıyoruz!

İsa, O'nu kabul etmemizi beklemeden, geldi. Reddedilme tehlikesi pahasına, insan olup, aramıza geldi... ve reddedilmiş oldu. Fakat Allah'ın projesi yok olamadı, O, merhametiyle bize baktı ve reddimizi bir 'kurtuluş geçişine' çevirdi: nitekim, İsa'nın, reddedildiği anda, kendisini yaptığı sunuş sayesinde kurtulduk! Böylece O'nun yüceliğini, ölüme kadar sadık olan sevginin doluluğunu gördük. Günahları mahkûm eden, ama günahkârları seven, tanrısal sevgiyi gördük.

"Kendi halkına geldi, ama kendi halkı O'nu kabul etmedi". Buna rağmen O'nun gelişi boş ve faydasız olmadı: "Kendisini O'nu kabul edenlerin tümüne Allah'ın çocukları olma yetkisi verdi". Onlar Peder'in sevgi tasarısına girdiler!

Allah'ın çocukları: Biz de Allah'ın çocukları mıyız? İsa'yı kabul ettiğimizde biz de Allah'ın çocuklarıyız, yani Allah'ın imajının, sevgisinin, nurunun ve barışının taşıyıcıları oluyoruz. Allah'ın evlatları olarak, İsa ile beraber, Peder'in yüzünü gösterebiliriz: "Hiçbir zaman, hiç kimse Allah'ı görmedi. Ancak Baba'nın bağrında bulunan ve Allah olan biricik Oğul O'nu bildirdi".

Aziz Pavlus bize, farklı sözlerle aynı şeyleri hatırlatıyor. Hem de, Allah'ın bize bilgelik ve vahiy ruhunu vermesi için, ve bunun aracılığıyla, bilinçli olarak, Allah'ın projesine işbirliği yapmamız için, dua etmektedir. Bu proje Mesih İsa'da zaten gerçekleşmişti, fakat evlatları olan bizlerde de devamlı gerçekleşmektedir!

Allah'ın Hikmetine övelim ve O'nu arzulayalım: dünyayı değiştirmeye gelsin ve yenileme eserini içimizden başlayarak tüm dünyaya yaysın!