31/12/2006 - Kutsal Aile Bayramı – C
İlk Okuma 1
Sam. 1,20-22.24-28 Mezmur
83
İkinci Okuma 1Yuh. 3,1-2. 21-24 İncil Luk. 2,41-52
Aziz Petrus “atalarımızdan
boş bir yaşayış” miras
aldığımızı yazmaktadır ve bundan “Mesih'in
değerli kanı” sayesinde kurtulduğumuzu yazmaktadır (1Pt 1,18-19). Yaşam tarzımız
“boş bir yaşayış”tır, yani boş şeyler
üzerine inşa edilmiştir, dolayısıyla hiçbir zaman bizi
tatmin etmemektedir çünkü her gün bizi hayal kırıklığına
sürükler. Her şeye anlam veren İsa’ya iman ve sevgidir, onlar
saatlerimizi ve günlerimizi değerli kılarlar. Bu gerçek olmasa niçin
yaşayalım? Mutluluklarımız kısa ve anlamsız
olurdu, sevincimiz sadece geçici bir neşe olurdu.
Acılarımıza katlanmak ise imkânsız olurdu. Niçin acı
çekelim? Böyle olsa fiziksel ve ruhsal acılarımızı yok
etmek için her çareye başvururduk, mantıksız yöntemlere
yönelirdik. Sihirbaz, büyücü, üfürükçülere danışmak
mantıksız değil mi? Ama
kaç kişi cüzdanlarını bunlardan sadece boş bir umut bulmak
için boşaltıyorlar. Âdem’den bize kalan miras çok küçük ve kim bunu
Allah’ın armağanı olan Oğlu ile değiştirmek
istemediyse her gün kendini daha çok hayal kırıklığına
uğramış bulur ve umutsuzluğa yaklaşır. Yaşamımızı
etkileyen hayal kırıklığı dünyanın
acılarının yükünü artırmamıza yol açar, çünkü birçok
günahı işlememize ve bunları haklı göstermemize sebep olur.
Boş yaşayışımızda
başkalarının varlığını ve
acılarını fark etmeyi bilemeyiz, egoizmimize kapanıp
duygularımızı ve neşemizi canlandırmak için yeni
yollar ararız. Sonra da yüzeysel, yakınımızdakilere neyin
kötülük yaptığını göremez oluruz, ayartmaları yenecek
gücümüz kalmaz ve aileleri bölebilecek ayartmalardan bile sakınamaz
oluruz. Bu boş yaşayışımıza yenilik
girmeli ve insanın yaşamına anlam verecek ilahi bir anlam
kazandırmalı, Allah’ın kutsallığı girmeli!
Bugünkü liturjik okumalar bizi İsa’nın
ailesine dikkatlice bakmaya çağırır. Dolayısıyla da
ailelerimizde nasıl yaşamamız gerektiğini düşünmeye
çağırır. İsa, Meryem ile Yusuf’un aziz ve bakir sevgisinde
yaşamaya çağrıldı. Allah’ın Sözü onların
birbirlerini nasıl sevdiği hakkında hiçbir şey
söylememektedir: ancak ikisinin de Allah’ın sözüne ne kadar itaatkâr
olduklarını belirtir. İki eşte de bu arzu olunca
karşılıklı ilişkileri hakkında da her şey
bilinmektedir. İki eş Antlaşmanın Allah’ına itaat
etmek istediklerinde tüm eylemleri ve tüm istekleri kendilerini sunmaya
adanır, kendilerinden vazgeçip, mutluluk vermek vermekten ve Allah’ın
kutsallığının işaretlerini vermekten mutlu olurlar.
Yusuf, Allah’a itaat ederek Meryem’i yanına aldı ve onun
kutsallığından, olağanüstü çağrısından
şüphe etmedi, Meryem’e ve sessizce izlediği Oğlu’na hizmet
etmeye kendini adadı. Biz, İsa’nın bir ahırın
fakirliğinde doğduğunu görmeye alışıyız.
Allah’a itaati, sadakati, yeryüzünün nimetlerinden
bağımsızlığı, kendi zevk ve
mutluluklarımızdan vazgeçmeyi, ebedi Söze dikkat etmeyi mümkün
kılan ruhani durumu Meryem ve Yusuf gibi yakalamayı becerebilecek
miyiz?
İki eş kutsal Ailenin bu ruhani durumunu
görebildiğinde onu taklit etmeyi de becerebilecektir. Evlatları da huzurlu,
ciddi, neşeli ve hür bir ortamda büyüyeceklerdir.
Herkes, günümüzde bunlar zor, diyecektir. Evet,
günümüzde çocuklarımıza bizi aldatan ve ilişkileri bozan bu
dünyanın havasından değişik bir ortam vermek zor. Ancak zor
olan bizi korkutmamalı, özellikle de yaşam yolu ise. Kolay yol, ölüm
yolu bizi korkutmalı. Meryem ve Yusuf için de zor oldu. Onlar için de,
İsa’yı itaat, iman ve güven ile dolu bir ortamda karşılamak
akıntıya ters gitmek gibi oldu.
Kendimize bunu soralım:
yaşadığımız bu dünyada, ebeveynler
çocuklarının huzur, barış, anlayış, mutluluk
içersinde büyütebilmek için ailelerine gerekli ortamı yaratabilirler mi?
Sadakat ve kararlılıkla yaşanan imandan başka yol yoktur.
Duygulara çok önem veren anne ve babalar daima kararsızdır. Allah’a
imana önem verenler daima emindir: onlar da Meryem ve Yusuf gibi acı
çekebilirler, ama çocuklarına ve tüm sosyal çevrelerine huzurlu ve
istikrarlı bir ortam sunarlar.
Hepimiz dua etmeliyiz, çok dua etmeliyiz, çünkü bu
tür aileler sadece dualarla kurulurlar! Bir ailenin duası da herkesin
duası ile güç bulur. İyi aileler istiyor musunuz? Onlarda
kutsallığın var olmasını sağlayın.
Çevrenizde huzurlu aileler istiyor musunuz? Başkalarının dua
teklif etmelerini beklemeyin, siz başlayın. Her sene Kudüs’e gitmek
için yorulan Meryem ve Yusuf’a bakın. Onlar Oğullarının
devamlılıkla, her cumartesi günü, havraya gitmesini ve her gün sabah
ve akşam dua ederek Allah’ı övmesini sağlıyorlar.
Televizyonlarda bölünen ailelerin hikâyelerini görmektense onlara dikkat edin.
Meryem ve Yusuf onları örnek almayan aileler için şefaatte
bulunsunlar!