01/07/07 - OLAĞAN DEVRE –
13. Pazar Günü – C
2. Okuma Gal. 5,
1.13-18 İncil Luk. 9,
51-62
Bugünkü İncil’de son bildirilen sözlerle başlayalım: “"Sabana el atıp da, geriye bakan hiç kimse Allah'ın
Hükümdarlığına layık değildir". İsa
halkın kullandığı bir sözü tekrarlayarak
yapacağımız seçimlere ve O’na karşı sadakatimizde
karar vermek için düşünmemize yardım eder. Öküzlerin çektiği
sabanı tutan, yerin düz ve derin olması için tüm dikkatini
vermelidir: gözünü yaptığı işten ayıramaz,
yaptığı iş güzel oldu mu diye geriye bile bakamaz. Bu çok
anlamlı bir örnektir: İsa’yı mı takip ediyorsun? Başka
yere bakma, yaptıklarınla kendini beğenmeye bile
çalışma, elde ettiğin sonuçlara ve yaptığın
iyiliklere bakmak için bile durma. Sadece daima ve devamlı olarak
İsa’ya bak: O, senin sevincin, övgün ve varacağın noktadır.
Bunu Onunla birlikte kalmaya karar veren herkes, zaman kaybetmek veya yol
dışına çıkmak istemeyen her Hıristiyan, bilmelidir.
Her öğrenci Onunla birlikte kalmak isteyen üç kişiye Rabbin
verdiği tavsiyelere dikkat etmelidir.
İsa’nın dünyevi malları yoktur, “başını dayayacak bir yeri bile yoktur”: O’nun
öğrencisi, İsa’dan zenginliğini artırmasını
beklememeli, imanını ve Kilise’ye ait olmasını ekonomik
güveni için veya maddi huzura kavuşmak için kullanmayacaktır. Kim bu
yanlış niyetlerle dua ediyor veya Kilisenin Gizemlerine
katılıyorsa kendini ve diğerlerini aldatmaktadır ve çok
yakın zamanda ruhani kurtuluş yolunu bırakıp dünyanın
her çeşit putunun arkasından koşacaktır.
Kim İsa ile birlikte kalmak istiyorsa insani duygularını
kontrol altında tutabilmeli ve yönlendirebilmelidir. Bu, akrabaları
ile var olan kutsal sevgi bağları için de geçerlidir. O bunları
bilmelidir: İsa’nın kral olduğu Allah’ın
hükümdarlığı, her şeyden, sosyal ve kültürel
geleneklerden,akrabalardan ve onların beklentilerinden de, önemlidir.
İsa ile kalmak isteyen eski alışkanlıkları
bırakıp Ona itaat etmeye hazır olmalıdır. Her
yaptığını Rabbin Sözüne itaat ederek ve evinde kilerinin ne
düşündüğü ve söylediği ile etkilenmeden yapmalıdır.
İsa’yı takip eden, Kutsal Kitabı kendi yorumlayanların
fikirlerini de takip etmez. Bunu grubun iki yaşlı havarisi de
öğrendi: Yakup ve Yuhanna İlyas’ın yaptığını
örnek alarak kendilerini güçlü görmekteydi. İlyas putperestlere
davrandığı gibi onlar da İsa’yı Kudüs’e giderken
köylerine misafir etmek istemeyen Samiriyeliler için Allah’tan bir ceza
isterler. Ancak kendileri de İsa’yı Kudüs’e isteksizce takip
etmekteler. Çünkü Efendileri İsa’nın orada zülüm edileceğini çok
iyi bilmekteler. Ama İsa onları azarlar: onlar halen İsa’dan
Allah’ın sevgisini ve merhametini öğrenmediler, halen Onun
tatlılığını ve sabrını örnek almadılar.
Onun, hastaları ve günahkârları iyileştirmesi ve
kurtarmasını anlamadılar.
İsa ise, Baba’nın arzularını gerçekleşmekte
kararlı, yaşamını sunması gerekse de.
Kararlılıkla kutsal şehir Kudüs’e doğru yola çıkar.
O’nun örneğinden öğrenelim, kararlığından sadakatimiz
için cesaret, iman ve huzur alacağız.
İsa’yı izlemeye karar vererek Elişa’nın sevincini
anlayacak, paylaşacağız. Elişa, İlyas’ın onu
peygamberlik görevine katılmaya çağırdığı zaman,
İlyas’ın davranışını anladı ve kendi
itaatinin sevincini göstermek için evinde hizmetkârları için büyük bir
sofra hazırladı. Her şeyi aceleyle bırakmaya hazırdı,
çünkü aldığı görev halkının imanı için önemliydi.
Büyük ve güzel örnekler: onlar bizlerin Aziz Pavlus’un tavsiyesini kabul
etmeye yardım eder: “Siz, özgür olmaya
çağrıldınız, ama
özgürlüğünüz doğal benliğinizi gidermek için bir fırsat
olmasın. Birbirinize sevgiyle hizmet edin”. Gerçekten de büyük bir
özgürlüğümüz var, ama onu güzellikle yaşamak için bir çağrı
gibi yaşamalıyız. Bizi bu özgürlüğe Allah
çağırır, özgürlüğümüz seven ve hizmet eden evlatların
özgürlüğüdür, hapisten kaçan mahkûmların ki gibi değildir. Seven
ve sevilen evlatların özgürlüğü bizleri Allah’ın sevgisinin
emrine koyar ve Onun sevgisinin zenginliği olan İsa’yı takip
etmemizi sağlar.
İsa’yı takip eden ve hizmet eden bir
kişiden daha özgür bir kişi var mı? Mümkünse bana
İsa’yı takip edenden daha mutlu bir kişiyi göster! Dünyevi
şeyleri istemeyip insanların duygularından etkilenmeyen
İsa’ya âşık kişiler, yeni ve gerçek özgürlüğü tadar ve
hiç kimsenin hiçbir şeyin yok edemeyeceği sevince kavuşur.
Mezmur yazarıyla birlikte şöyle diyebiliriz:
“Rabbe dedim ki: Rabbim sensin! Senden
başka mutluluk yok benim için. Bana öğüt veren Rabbe
şükrederim, gece bile,
vicdanım beni uyarır. Rab, her zaman gözlerimin önündedir, hiç
sarsılmam, o benim sağımda oldukça. Bu nedenle yüreğim
neşe dolu, ruhum sevinçten coşuyor, bedenim de güven içindedir”!