05/08/2007 - OLAĞAN DEVRE - 18. Pazar Günü – C
1.Okuma Vaiz 1,2; 2,21-23 Mezmur 94
2.Okuma Kol. 3,1-5. 9-11 İncil Luk.
12,13-21
“Ruh’un kılıcını, yani
Allah’ın Sözünü alın!” (Ef.6,17). Sonunda aziz
Pavlus, birçok korunma silahından sonra düşmanı korkutacak ve
ilerlememizi sağlayacak bir silah öneriyor. Bu özel bir silah: Ruh’un kılıcı olarak
benzetilen Allah’ın Sözü! Hıristiyan’da Allah’ın Sözü olmazsa,
putperestten nasıl ayırt edilir? Bende Allah’ın Sözü olmasa
insanların sözlerinin etkisinde olurdum, güvenli bir yön izleyemez, hiçbir
güvencem olmazdı ve herkesten ve her şeyden korkardım.
Allah’ın Sözü sayesinde bir kimliğim var, seçtiğim pozisyonlarda
sabitim, seçimlerimde daima alçak gönüllükle kararlıyım, gelecek
hakkında şüphelerim yok. Allah’ın Sözü beni hikmetiyle
destekler, kimse Onu aşamaz. Allah’ın Sözü yüreğimde ve
dudaklarımda olunca ben sakinim. Allah’ın gücü beni cesaretli
kılar ve sadece kendimi korumaya değil başkalarını da
korumaya hazır kılar. Allah’ın Sözü büyük bir zenginliktir.
Daima Allah’ın Sözüne bağlı kalmaya
çalışacağım, tüm adımlarımı ondan
uzaklaşmadan atmak istiyorum. Allah’ın Sözüne uyduğum zamandan
beri verdiği ve dikkatimi çeken ilk meyvesi içimde daha sık dua etme
isteğinin doğmasıdır, hatta bu Sözden kaynaklanır.
Bunun içindir ki aziz Pavlus sonraki ayette şöyle devam eder: “Her türlü dua ve yalvarışla,
devamlı olarak Ruh’un yönetiminde dua edinç Bu amaçla, bütün kutsallar
için yalvarışta bulunarak tam bir adanmışlıkla
uyanık durun.” (Ef. 6,18). Dua Hıristiyan’ın nefesidir, ama
bundan daha ileride konuşacağız.
Aziz Pavlus
imalılarla büyük sevgi ve hikmetle ilgilenir. İsa’nın adına
vaftiz olanların hepsi iman yaşamının sonuçlarını
iyi anlamış olmaları gerekiyor, fakat bazıları anlamamışlar.
Bazıları yalan, hırsızlık, ahlaksızlık, pis
konuşma, dedikodu ve başka kötü alışkanlıklarla devam
edebileceklerini zannetmektedirler. Ama Havari, hayır demekte: Şimdi
Mesih İsa’yla yaşamaya niyetlendiysen, yaşamınla onun
şahitliğini yapmaya çalış. O seni afetti, O senin için
öldü, sen ise putperestken yaptığın gibi, hiçbir şey
değişmemiş gibi yaşamaya mı devam edeceksin? Bu seni
onurlandırmıyor, hatta Rabbinin hor görülmesine sebep olur! Hatta
konuşma şeklinizden, cinsel yaşamınızdan, dünyevi
şeyleri ve zenginlikleri görme şeklinizden, arzularınızdan
bu dünyaya ait olmadığınız, İsa’ya ait olduğunuz
anlaşılmalı.
Davranışınızdan herkesin, O’nu
tanımayanların da, Babası olan Allah’ın iyiliği tahmin
edilmeli. Hıristiyan saf bir yaşam yaşar,
başkalarını suçlamak veya yargılamak istemez, acı çekse
de bunlardan kaçınır, çünkü şahit olmak ister: Hıristiyan,
Allah’ın insanları sevdiğini göstermek ister, İsa’nın
onlar için öldüğünü ve herkesi dirilişinde beklediğinin
şahitliğini yapar. Hıristiyan Allah’ın azizliğinin
şahitliğini yapar, insanlara, kardeşlerine ve Allah
hakkında yalan, yanlış bilgilere sahip olanlara gerçek
Allah’ı gösterendir. Yaşamımızı böyle görmeye
alışmalıyız, aksi şekilde her şey bir zorlama
olarak yaparız ve yorgunluğumuz çok olur, bazen de dayanılmaz.
Birçok kişi niçin iffetli, dürüst olmamız gerektiğini anlayamaz.
Hıristiyan oluşumuzu dinlerden birine mensupmuşuz gibi görürsek
veya emirlere uymak için bir sebep olarak görüyorsak İncil’den hiçbir
şey anlamadık demektir. Böyle ise, “kendisi için mal biriktiren, ama Allah’ın katında zengin
olmayana” benzemekteyiz.
Biraz
İncil’i anlayabilmek ve Allah’ın hikmetine göre yaşamaya
başlayabilmek için bugünkü ‘zengin adamın hikâyesi’nde anlatılan
İsa’nın düşüncesini tamamıyla benimsemeliyiz. Bu adam
geçmişte yaşamış bir adam değil, o her birimizi
belirten biridir. O adam gibi, bizler
de daima daha fazla imkân, daha fazla iş, ekonomik şartlar,
eğlence, geziler, isteyenleriz. İsa, o adamın akılsız
olduğunu söylüyor. Allah’ın babamız olduğunu ve var
olduğunu hesaplamadığımızda bizler de akılsızız.
Dünyevi malların bizi hiçbir zaman mutlu etmeyeceklerini ve son
yargılamada bize şahitlik yapmayacaklarını
unuttuğumuzda da akılsızız. Zenginliklerin bize dünyaya cömert sevgiyi göstermek, fakirlerin
acılarını azaltmak, ellerinde hiçbir şeyleri olmayanlara
Allah’ın sevgi olduğunu göstermek için verildiğini
unuttuğumuzda da akılsızız. Ellerimizden geçenlere sahip
olduğumuzu zannettiğimizde akılsızız: yarın halen
burada olup olmayacağımızı dahi bilmiyoruz. Vaiz
Kitabının yazarı, her şeyin boş, her şeyin geçici
olduğunu söylediğinde haklı. Tek gerçek Allah’tır,
yaşamımızın tek amacı da Onun yaşamına dahil
olmamızdır. Şimdi aziz Pavlus’un özendirmesine daha çok dikkat
edelim: bakışlarımızı daima yukarı doğru
çevirelim, dünyevi şeylerden etkilenmeyelim. Tüm yaşamımız
daha aydınlık olacaktır!