09/09/07 - OLAĞAN DEVRE - 23. Pazar Günü – C

1.   Okuma Bilgelik 9,13-18  Mezmur 89

2. Okuma Filemon 9-10.12-17  İncil Luka 14, 25-33

 

Tövbe (barışma) Gizemini Efkaristiya’nın “ön odası” olarak da gerçekleştiriyoruz, yani Rabbimiz ve Kurtarıcımız ile gizemli birliğimize hazırlanmak için de yapıyoruz. Çünkü işlediğimiz günahlar için özür dilemeden Onunla birleşemeyiz. Bu sebepten Efkaristiya Gizemini katılmadan önce Barışma Gizemine katılmak normaldir. Efkaristiya İsa’nın bize bıraktığı en büyük hediyedir: büyüktür çünkü gerçekten birliği meydana getirir. Onunla birlik, Baba ile birlik ve kardeşlerle birlik! Birlik içersinde Hıristiyan’ın ve insanın sevincinin sırrı mevcuttur. Yalnızlık üzüntü meydana getirir, birlik ise sevinç, bayram havası getirir! İnsan, her insan sevinç için vardır. Birlik olmadan sevinç olmaz ve birlik samimi ve derin oldukça kutlama ve sevinç de bir o kadar gerçek ve devamlı olur. Efkaristiya, İsa ile ve dolayısıyla Baba ile, kardeşlerle birlik gizemidir. Efkaristik gıda ile beslendiğimizde, yani Komünyon yaptığımızda başkalarıyla ve imansız olanlarla da bir ilişki kurabilme kapasitemiz de gelişir.  Bilinçli ve içsel olarak yaşanan bir Komünyonla azizliğimiz, ilahileşmemiz de somutlaşır. Sonuçta azizliğimiz, Allah gibi sevgide mükemmel olmak için yoldur. O halde Efkaristiya yaşamımızın, ruhumuzun, bedenimizin gıdasıdır, sevgi kabiliyetimizi artıran gıdadır, sadece Allah ile birlik içersinde olmamıza değil, Onda şekil değiştirmemize sağlayan gıdadır. Bu gerçeği anlamaya başlayan Hıristiyan her fırsatta Efkaristiya ile beslenir. Birçok kişi bu armağanı keşfetmiştir ve bu sebepten her gün Ayine katılırlar. Bu, imanına değer verdiğini göstermenin en güzel işaretidir, imalıyı olgunlaştıran hediyedir, günleri ebediyete çeviren randevu ve Allah’ın Hükümdarlığı için berekete dönüşen zamandır!

 

Allah bize yaşam doluluğunu vererek mutluluğumuzu ister! Sadece o gerçek mutluluğun yolunu bilir, çünkü bizi O yarattı. Biz Ona hiçbir şey öğretemeyiz,  bize yaşam için hikmetini verdiği zaman bile! Bizler bedenimizin arzularından ve hırslarından ağırlaşıyor ve mantığımız kapanıyor. Bunun için sadece Baba’dan gelebilecek hikmete ihtiyacımız var. İlk okuma bu konu üzerinde ısrar eder. Bu da gerçektir: bunu etrafımıza bakarken ve bazı kişilerin tüm yaşamları için sadakat sözü verdikleri eşlerini ne kolaylıkla değiştirdiklerine bakarken, anlıyoruz. Onlar Baba Allah’tan tavsiye sormuyorlar, ne de Onun verdiği emirleri dikkate alıyorlar. O anki arzularına bakarak, zevkten doğan bir arzuya uyarak kendileri ve başkaları için üzüntülü durumlar yaratıyorlar. Eğer Allah’ın hikmetini arama arzumuz olsa, yaşamımız barışçı ve huzurlu bir yol kat ederdi.  Emniyetli ve düz olan Allah’ın yolu, İsa’dır! Bu sebepten kendi Onu izlememizi arzu eder ve Onu ana ve tek yol olarak görmemizi tavsiye eder. “"Biri bana gelip de babasını, annesini, karısını, çocuklarını, kardeşlerini, hatta kendi canını bile bana üstün tutarsa, benim şakirdim olamaz”.

Birçok kişi İsa’yı izliyordu, ama O, aralarından bazılarının değişik ilgileri olduğunu ve Onun için acı çekmeye hazır olmadığını anlıyordu. Bu sebepten Onu başka bir amaç için izleyenleri vazgeçtirmeye çalışmakta idi ve akrabalarını, hatta kendisinden vazgeçmeye hazır olmayanların Onun yanında kalmayı beceremeyeceklerini söylüyordu. Kim İsa’yı ciddiyetle seviyorsa, er geç kendi akrabaları tarafından bile anlayışsızlıkla karşılaşır. Anne, baba, eş, kardeşler, arkadaşlar ona engel koyabilirler: herkes İsa’yı sevenin düşmanı olabilir. İsa’yı seven sevimli olur, ciddi olur, cömert, dürüst, saf, gerçekçi, samimi olur. Fakat bu güzel nitelikler, kendi kötü arzu ve duygularına göre yaşamak isteyenler için veya dürüstsüzce mali kazançlarını elde etmek isteyenler için, dayanılmaz ve rahatsız edici olabilirler çünkü kendi kötü davranışlarına karşı sessiz bir yargılama olarak algılanabilirler.  İsa ile birlikte olmak isteyenler mucizeler yapmaya devam eden bir kişi ile birlikte olmadıklarını anlamaları gerekiyor, tersine haçta ölecek ve büyükler ve herkes tarafından terk edilen biriyle birlikte olacaklardır. Sen Onun öğrencisi olmak istiyor musun? Hesaplarını iyi yap: seninkilerin şefkatinden mahrum kalmayı bilir misin? Kendi arzularından ve dünyanın zenginliklerinden vazgeçmeye hazır mısın? Hesaplarını inşaata başlayanlar gibi yap, veya bir kralın ordusunu düşmana yönlendirmeye hazırlandığı gibi programlan. Düşün: ne raddeye kadar yalnızlığa, hor görülmeye ve sevdiklerin tarafından dışlanmaya hazırsın?

İsa, yaşamdır, tamlıktır. Onunla yaşamaya başlayan artık Ondan uzak kalamaz, Onsuz yaşayamaz. İsa ile biraz birlikte kal, Ondan öğren, o zaman da her şeyden ve herkesten mahrum kalmayı öğreneceksin, gerçek sadık bir öğrenci olacaksın. İmanda sağlam olmak için fedakârlıklar şarttır: aziz Pavlus da arkadaşından zor bir karar vermesini ve imanını belirtmesini istedi. İmanlı olmuş kölesini tekrar kabul etmesini, artık köle olarak değil kardeş olarak kabul etmesini istedi.  İsa’nın sevgisi bizi değiştirir ve başkalarıyla da ilişkilerimizi değiştirir. Onunla birlikte kalmak için gerçekten Onu her şeyden çok ve her şeyin üzerinde sevmek gerekiyor!