21/10/07 - OLAĞAN DEVRE - 29. Pazar Günü – C
1.Okuma Çıkış 17,8-13
Mezmur 120
2.Okuma 2Tim.
3,14 - 4,2 İncil Luka 18,1-8
Baba’dan af diledikten sonra İsa, bir daha günah işlememek
için O’ndan yardım istememizi arzuluyor. Çünkü bizler zayıf ve
dayanıksızız. Kötünün ve kötü düşüncelerin gücü büyüktür.
Havva’nın günaha teşvik edildiğinde nasıl yenildiğini
biliyoruz, aynen çölde olan halkın, daha sonra büyük krallar olan Davut ve
Süleyman’ın da, hatta şakirtlerin de günaha nasıl yenildiklerini
biliyoruz. Baba’nın bizi işlemekten korumasını
istediğimiz günahlar bizleri O’nun sevgisinden ayırmak isteyen
günahlardır. Aynı zamanda bizleri birbirimizden ayırmak ve
Kilisenin birliğini bozmak isteyen ayartmalardır. Bu sebepten dua
ederken sadece kendimi düşünerek günahtan korunmamı değil,
Allah’ın bütün Ailesini günahtan koruması için yalvarıyorum.
Ayartmalar Allah’tan gelmez, çünkü O, bizim kötülüğümüzü istemez. Bizi
“günah işlemekten koru” derken bizi günaha teşvik edenin O
olduğunu ima etmek istemiyoruz. O bazen sadakatimizi dener veya sevgimizi
gösterebilmemiz için ve Sözüne itaatimizi ispatlamamız için bazı
durumlarda bulunmamıza izin verir. Ama bu durumları ayartmalara,
kötülüğü güzel göstermeye, itaatsizlik ve asiliğe çeviren, düşmanımızdır.
Bunlara şaşırmamalıyız ve cesaretimizi
kaybetmemeliyiz: çünkü azizlik yolundayız ve bunu mükemmelleştirmek
için denenmemiz gerekir. Varış noktasına doğru
yaklaştıkça da Allah’ın düşmanı ve bizim düşmanımız
arzuladığımız noktaya varmamızı engellemek için
elinden geleni yapacaktır. Bu sebepten hem kendimiz için hem de
kardeşlerimiz için hep uyanık olmalıyız. Eğer Rab bize
bilgelik ve iyiyi kötüden ayırma kapasitesini veriyorsa tüm cemaatimiz ve
bölgemizde yaşayan Kilise için de uyanık olacağız. Birçok
kere Rab, bazı düşüncelerin, davranışların veya
sözlerin ayartma olduğunu herkese göstermek için, birinin sözü veya
örneğinden faydalanmaktadır.
Kutsal Kitap
bilgelik kaynağıdır, imanlı için devamlı bir
eğitimdir. Aziz Pavlus da bize şunu söylemekte: “Kutsal Yazıların tümü Tanrı esinidir. Bunlar,
eğitmek, kötülüğü belirlemek, doğru yola getirmek ve
doğruluk içinde yetiştirmek için yararlıdır. Allah'a
yakın olan adam, bunlar sayesinde iyice donanmış olacak ve iyi
işler için gereken şeye sahip bulunacaktır”. Bu sebepten
Kutsal Yazıları dinlemekten, okumaktan, düşünmekten ve
etkilenmekten hiçbir zaman yorulmamalıyız. Kutsal Yazılar
sayesinde Mesih İsa’ya imanda sabit kalırız, çünkü O tek
kurtarıcı, insan yaşamını güzel ve yaşanır
kılan sevginin tek kaynağıdır. Hıristiyan’ın
Kutsal Yazılara devamlı olarak bağlı olmadan
yaşaması imkânsızdır.
Örneğin
Musa’yı taşa dayanarak ve yardımcılarının
ellerini havaya tutmasıyla dua etmesini anlatan sayfa bizim için ne kadar
değerli! Halk zor bir devre yaşamakta, kuvvetli düşmanlarla
savaşmakta. Musa ise kılıç alıp halkı ile birlikte
savaşacağına değneği eline alıyor çünkü bu
değnek onun Allah’a itaat ettiğinin ve Allah’ın ona verdiği
yetkinin sembolüdür. Bütün gün de tepenin üzerinde kalmakta ve ellerini
göğe kaldırmaktadır. Musa’nın bu davranışı,
halk için her şeyin, herkesin çabalarının sonucunun da,
Allah’ın elinde olduğunun bir göstergesidir. Bizler bu görüntüden
etkileniyoruz: şefaat eden ve dua eden biri yoksa, her şeyin Baba
Allah’ın sevgisine bağlı olduğunu hatırlatan biri
yoksa, uğraşmamız, herhangi bir kötülüğe
karşı savaşmamız ne sonuç verebilir ki?
Düşmanımız çok güçlü, her an bizleri yenebilir. Allah’a iman
ederek Ona itaat eden ve bizler için dua eden kişiler desteğimizdir,
zayıflığımıza rağmen kazanabileceğimizin
güvencesidir. Şimdi ki İsa’dan dua etmeyi öğrendik, ellerimiz
havada tepede dua etme sırası bizde. Duamız ve Allah’a itaatimiz
tehlikede olan dünyaya yardım eder. Bugünkü İncil’de anlatılan
hikâye ile de İsa, O’na yakarışlarımızı
yükseltmekten yorulmamamızı tavsiye etmekte. Bizim
ısrarımız Allah’ın zayıflığının
işareti değil, O’ndan başkasına güvenemeyeceğimizin
işaretidir. Aynı zamanda imanımızın güven
anlamına geldiğini de gösterir. Duamız Allah’ın
dünyanın her köşesinde var olmasını istediği
imanın göstergesi ve açıklamasıdır.
“İnsanoğlu geldiği zaman, yeryüzünde iman
bulacak mı?" Biz güzel bir “evet” ile cevap verebiliriz: Evet, iman
olacak, çünkü ben inanıyorum, iman etmeye ve dua etmeye devam
edeceğim. Kardeşlerimin yardımıyla ellerimi havaya
doğru kaldırmaya devam edeceğim, böylece insanların düşmanı Kiliseyi
yenemeyecektir. Ben kardeşlerimin havaya kalkmış ellerini
destekleyeceğim ve birlikte dünyayı destekleyeceğiz.
Kutsal
Yazıları dinlemek ve dua etmek: işte bunlar dünyanın
dayanaklarıdır. Rab’bin Sözünü dinleyen ve dua eden kişiler
oldukça hiçbir şeyden korkmayız ve korkmamalıyız.
Birilerinin dinlediğini ve dua ettiğini bilmekle yetinmeyeceğim,
ben de Kutsal Yazıları korumak ve okumak istiyorum, aynen dua da
edeceğim. Duam, sevginin kokusunun hissedildiği bir dua olsun! Amin.